How's that going Çeviri Türkçe
1,325 parallel translation
No matter how badly you want to get freaky with Karen, that's just not going to happen.
Karen'la ne kadar çok beraber olmak istersen iste, bu gerçekleşmeyecek.
Yeah, how's that going? Not well.
- Evet, nasıl gidiyor?
But if he can do it. If,... if he knows how or figures out how. At the very least, we're gonna have another Anubis on our hands and at that point it's going to be too late to stop him.
nasıl yapıldığını biliyorsa veya öğrenirse ellerimizde bir Anubis daha olacak.
How's that going?
Bu nasıl gidiyor?
When you're with a woman like Sherri, who's so gosh-darn beautiful that you get excited just thinking about her how do you keep the sprinklers from going off while you're still mowing?
- Sherri o kadar güzel bir kadın ki onu düşünmek bile insanı heyecanlandırıyor. Öyle bir kadınla beraber olurken, diyordum, çim biçmeye devam ederken fıskiyelerin çalışmasını nasıl önlüyorsun?
- And how's that going?
- Nasıl gidiyor?
That is how it's going, good job, Glen.
İşte böyle, tebrikler, Glen.
How's that going to help?
Bunun ne yardımı olacak?
I was standing naked before the doctor and looking very proud into his eyes and ah, thought he should see how a Jewish woman is going, a proud Jewish is going to die, because most of us knew that in Auschwitz
"Doktorun karşısında çırıl çıplak durmuş, gururla gözlerinin içine bakıyor..." "... ve işte şimdi Yahudi bir kadının nasıl ölüme gittiğini,... " "... gururlu bir Yahudi'nin nasıl öldüğünü görecek diye düşünüyordum... "
But Eichmann incurred the displeasure of senior figures of the SS, concerned, in the light of how badly the war was going for them, that so much potential forced labour was being squandered.
Ama kötü giden savaş karşısında bu kadar potansiyel iş gücünün israf edilmesi SS üst yönetiminin Eichmann'dan memnuniyetsizlik duymalarına neden olmuştu.
That's not how you're going to get through to him.
Bu şekilde onunla anlaşamazsın.
How is it I was not informed of Clouseau's going to that casino?
Clouseau'nun o kumarhaneye gittiği bana neden bildirilmedi?
How elegant is that going to be?
Ne kadar şık olur...
You ever going to tell me how you got that?
Nasıl oldu anlatacak mısın?
If he comes here, he's never going to leave. That I promise. If he's Mr. A he will come here for sure But how?
A ise, kesinlike buraya gelecektir ama nasıl?
And how about you, what's going on with that law-school thing?
ee senden ne haber, şu avukatlık okulu şeyi için ne yapacaksın?
How's that new exercise regime going?
Egzersiz ve rejim nasıl gidiyor?
How's that going?
Nasıl gidiyor?
We have to get to the Beauty Department and God knows how long that's going to take.
Devam edelim mi? Güzellik bölümünde işimiz ne kadar sürecek Tanrı bilir.
How's that going to work for us? Huh?
Bu nasıl sonuç verecek?
- Yeah, how's that going?
- Evet, nasıl gidiyor?
So how the hell is that thing that's made out of scrap and washing machine parts going to break a record that's stood since...
Hurda metallerden ve çamaşır makinesi parçalarından yapılan bu şey nasıl olacak da bu rekoru kırmanı sağlayacak?
Hey, how's it going with that virtual-reality driving range that you wanted to open?
Açmayı düşündüğün sanal gerçeklik sürüş alanı işi nasıl gidiyor?
And he was saying that, you know, "We're just going to go on communicating the world together, " and our song is going to be played all over the world, and that's how it's going to be. "
"İkimiz birlikte dünyayla iletişime geçeceğiz ve şarkımız bütün dünyada çalınacak."
How do you know that this is not going to come back and bite you in the ass?
Bu şeyin dönüp seni kıçından ısırmayacağını nereden biliyorsun?
Yeah, but that was only because I was trying to figure out how much make-up we were going to need for your makeover.
- Evet. Çünkü senin için ne kadar makyaja ihtiyacımız olduğunu bulmaya çalışıyordum.
It may very well be that what's going on inside of you - in your brain, in your nervous system, in your nature of observation... how memory works, how mind works -
Pekala içinde olan bitenlerde olabilir - beyninde, sinir sisteminde, gözlemleyişinin doğasında zihninin ve hafızanın nasıl çalıştığında..
Is that how it's going?
Böyle mi olacak?
That's how I knew you were going to steal the relic.
Yadigarı çalacağınızı bu şekilde öğrendim.
Say, Ted... how long do you think that conversation's going to be?
Söylesene, Ted, o konuşma ne kadar uzun sürecek?
Okay, I wasn't going to say it in front of the guys, but back then I really thought that's how it worked.
Tamam. Onların yanında söylemeyecektim ama o zamanlar işlerin böyle yürüdüğünü sandım.
My wedding is in two days, that's how it's going.
İki gün sonra düğünüm var. İşte böyle gidiyor.
Bees? That's how we're going to play, huh?
Böylemi oynamak istiyorsun?
Oh, yeah, today's the day you were going to tell Marissa about your parents doing the bone dance. How did that go?
Evet, Marissa'ya söyleyeceğin gün bugündü, ebebeynlerinizin kemik dansı yaptığını.
- Hey, how's that going?
- Hey, balayı nasıl gidiyor?
How's that going?
O nasıl gidiyor?
How's that going?
- Nasıl gidiyor?
Did you think you were just going to dress up your bad boy, take him to your little rich kid's party, so your friends can see how cool you are? - You know it's not like that.
Kötü çocuğu güzelce giydirip onu zengin çocukların partisine götürünce, arkadaşların senin ne kadar havalı olduğunu göreceğini mi sanıyordun?
I don't know how I knew that man was going to beoutside that girl's house.
O adamın, kızın evinin dışında olacağım nasıl bildim, bilmiyorum.
And how's that going for you?
Peki, sizin için bu nasıl gidiyor?
- How's that going, by the way?
Bu arada nasıl gidiyor?
How's that going, by the way?
O nasıl gidiyor, bu arada?
That's how you're going to get throughthis little hand-off with your conscience intact?
Peki nasıl olur da vicdanınız rahatsız olmadan beni ellerinizle teslim edeceksiniz?
So now that your turf's gone how are you going to live?
Bölgeni de kaybettiğine göre artık nasıl yaşayacaksın?
That's how Houdini died and I ain't going out like that.
Houdini öyle öldü, ben de öyle ölmeyeceğim.
That was packed in Brazil, so I'm not sure how a print's going to help us.
Parmak izi bulduk. Bunlar Brezilya'da paketlendi.
I completely forgot about that. How's that going?
Tamamen unutmuşum, nasıl gidiyor?
Is that how you explain what's been going on?
Neler olduğunu böyle mi açıklıyorsun?
Do you know how long that's going to take?
Bunun ne kadar uzun süreceğini biliyor musun?
- How's that going?
- Evet. Nasıl gidiyor?
how's that divorce going?
Boşanma nasıl gidiyor?
how's that going for you 24
how's that 1442
how's that feel 73
how's that working out for you 61
how's that sound 140
how's that work 32
how's that possible 112
how's that even possible 34
how's that working for you 16
going 418
how's that 1442
how's that feel 73
how's that working out for you 61
how's that sound 140
how's that work 32
how's that possible 112
how's that even possible 34
how's that working for you 16
going 418
going to school 16
going forward 36
going my way 25
going somewhere 221
going out 103
going twice 111
going up 86
going well 18
going to 34
going once 140
going forward 36
going my way 25
going somewhere 221
going out 103
going twice 111
going up 86
going well 18
going to 34
going once 140
going on 106
going to work 25
going down 118
going home 92
going back 37
going in 43
going away 31
going again 27
going where 53
going to work 25
going down 118
going home 92
going back 37
going in 43
going away 31
going again 27
going where 53