How do you know it Çeviri Türkçe
3,676 parallel translation
- And how do you know it wasn't?
- O olmadığını nereden biliyorsun?
- How do you know it worked?
İşe yaradığını nereden anlayacaksın?
How do you know it was the same one?
Aynısı olduğunu nereden biliyorsun?
How do you know it's a female?
- Dişi olduğunu nereden anladın?
How do you know it's not somebody close to you, somebody from your own crew?
Yakınındaki biri, kendi ekibinden biri olmadığını nereden biliyorsun?
How do you know it's the Thomas shipyard?
Oranın Thomas tersanesi olduğunu nerden bildin?
How do you know it's him?
Onun olduğunu nereden biliyorsun?
How do you know it's LSD?
LSD olduğunu nereden biliyorsun?
How do you know it's Hanson?
Bunun Hanson'a ait olduğunu nereden biliyorsun?
How do you know it's his piss?
Sidiğinden mi tanıyorsun?
How do you know it was a warmish morning?
Ilık bir sabah olduğunu nereden biliyorsunuz?
Mademoiselle, do you know, and please to forgive me, how it was that Aunt Dorothea died?
Mademoiselle, Dorothea halanın nasıl, öldüğünü biliyormusun?
Do you know how long it's going to take us to get to King's Landing walking through fields and forests?
Tarlalarla ormanların arasında yürüyerek Kralın Şehri'ne ne kadar sürede gideceğimizi biliyor musun?
Do you know how it goes? Yeah.
- Nasıl yapıldığını biliyor musun?
I mean, I don't know how you do it.
Yani, sen bunu nasıl yapıyorsun anlamıyorum.
But how do you know that you can do it?
Yapabileceğini nereden biliyorsun?
I know how you do it. Brain Tree.
Nasıl yapacağını biliyorum.
It's just that, like, you do not know how many, like, dementos and slugs and weirdos I've dated.
Nerede kaçık, manyak varsa zamanında hepsiyle çıktım.
- Hmm, how do you know she wasn't faking it?
Sahte orgazm olmadığını nereden biliyorsun?
How do you know I'm not faking it?
Numara yapmadığımı nereden biliyorsun?
Nick. Your dad's shirt. Do you know how blood... got on it?
Nick, babanın gömleğine kanın nereden bulaştığını biliyor musun?
Do you know how hard it is to find a layperson who can argue about the Continental Congress?
Mesleğin yabancısı olduğu halde Avrupa Kongrei hakkında tartışabilecek insan bulmak ne kadar zor, haberin var mı?
- Yeah, but do you know how to use it?
Evet, ama nasıl kullanacağını biliyor musun?
- But do you know how it works?
Ama nasıl çalıştığını biliyor musunuz?
Do you know how to fix it?
Bunu düzelte bilir misin?
Not always how you do it, but, you know... what you do is good.
Her zaman nasıl yaptığını takdir etmedim, ama bilirsin yaptığın şeyler iyi şeylerdi.
All right, even if that's something that actually exists, how in the name of Max Von Sydow's eyebrows do you know about it?
Pekala, bu gerçekte var olsa bile, Max Von Sydow'un kaşları adına,... -... bu oyun hakkında bir fikrin var mı?
How do you not remember your own home phone number? Shh! I don't know what I put it under.
Numarayı nereye yazdığımı bilmiyorum.
How do you know so much about it?
Bu konu hakkında nasıl bu kadar çok şeyi biliyorsunuz?
How did that old bird do it, something like... you know like this?
O yaşlı kuş böyle birşeyi... yani şöyle birşeyi nasıl yapar ki?
Well, I don't know how you do it.
- Nasıl başarıyorsun bilmiyorum.
Do you know how long it took me to stage those throw pillows? Absolutely not.
Bütün o yastıkları düzenlemem ne kadar sürdü fikrin var mı?
But, when you said how it doesn't do any good to fight back, you know,'cause there was too many of'em or somethin'- - you remember that?
Karşı koymaya çalışsan da bir faydası yok çünkü sayıları çok fazla tarzı bir şey demiştin. Hatırladın mı?
Put it there. You know how to do it.
Nasıl keseceğini biliyorsun.
I don't know how you do it. Maybe I'm crazy.
Sen nasıl beceriyorsun bilmiyorum.
How do I know it wasn't you?
Sen olmadığını nereden bileyim?
It was really hard to still focus on gathering all of the gear and trying to do what needed to be done rather that just run for whatever vehicle or, you know, it was... it was amazing how
Bütün ekipmanı toplayıp araca kaçmaya çalışmaktan daha çok yapılması gerekeni yapmaya odaklanmak zordur yada sezgilerinizin nasıl çalıştığını bilirsiniz.. Harikaydı...
Do you know how you die from it? - No, we don't care.
- Hayır, umrumuzda da değil.
- I know. Do you know how it got there?
Tırnaklarının arasında ne işi var, biliyor musun?
That's how they know where to migrate. What do you think it was that brought us here?
Sence bizi buraya ne getirdi?
How do I know it's you?
Sen olduğunu nereden bilebilirim?
I don't know how you do it.
Nasıl başa çıkıyorsun, anlamıyorum.
you do not know how he got it?
Nasıl olduğu hakkında bir fikriniz var mı?
Uh... Well, how... how do you even know about it?
Nereden biliyorsun ki?
Do you know how good you've got it?
Ne kadar şanslı olduğunun farkında değil misin?
Oh, I don't know how you do it.
Nasıl altından kalkıyorsun anlamıyorum.
How do I know you didn't do it?
- Senin yapmadığını nasıl biliyorum?
God, I don't know how you do it.
Tanrım, bunu nasıl yaptığını bilemiyorum.
Yeah, but, Polly, if you think about it, how do we know it's real?
Evet. Ama Polly, düşününce her şeyin gerçek olduğunu nerden biliyoruz?
Do you know how much money has writing on it?
Üstünde ne kadar paranın yazılı olduğunu bliyor musun?
What about insurance? Do you know how much it costs to have a baby in the hospital?
Hastanede Doğum masraflarından haberin var mı acaba senin?