Hummus Çeviri Türkçe
266 parallel translation
Hummus M
Seni daglara götürebilirim, orada güvende olursun.
Genie, wake up and smell the hummus.
Cin, uyan da balığa gidelim.
Sixty-two dollars minus $ 5. 16... for a hummus-tabbouleh garden burger and all that stuff you love.
62 dolar. Bir hamburger ve sevdiğin bu şeyler için de eksi 5.16 dolar.
- Hummus.
- Humus.
Some sliced vegetables, a side of hummus.
- Humus. Bu tarafta sebzeler, burada humus var humus tarafı.
I didn't have tomatoes for salsa so we'll dip in hummus.
Salsa yapacak domatesim yoktu, ben de humus yaptım.
- Try the hummus.
- Nohudu denesene.
- This hummus is great.
- Nohut harika olmuş.
We have beverages as well as hummus and pita, if you'd like.
İsterseniz meşrubatlarımızın yanında humus ve pide ekmeklerimizden de var.
What gets out hummus?
Humus lekesini ne çıkartır?
I got the hummus.
Humus bulaştı.
Olive oil, lemon juice, tartar sauce, chocolate syrup... gravy, bacon fat, hummus and baba ghanoush.
Zeytin yağı, limon suyu, tartar sosu, çikolata şurubu, et suyu, domuz yağı, humus ve patlıcan salatası.
A word of caution on the hummus :
Humus konusunda sizi uyarıyorum.
- You asked for a piece of gum because you thought your breath smelled like hummus.
- Çikletimin olup olmadığını sordun çünkü nefesinin humus gibi koktuğunu düşünüyordun.
Okay, sir, that will be one tahina kebab with a side of spiced hummus salad.
Peki efendim, bir tahina kebabı ve yanında baharatlı salata olacak.
- I got... some hummus.
- Söyleyeyim. Humus.
We attack the mayor with hummus.
Belediye başkanına humusla saldıracağız.
- I'm starting to lean towards the hummus offensive.
- Humus hücumunu daha iyi buluyorum.
This is just, you know, fried hummus.
Bu sadece, kızarmış humus.
It would be a shame if you left without sampling some fresh hummus.
humusumuzu denemeden ayrılmış olsaydın bizim için utanç verici bir durum olacaktı.
That's a lifetime supply of hummus.
Bu hayat boyu bize yetecek kadar para
We got hummus, taramasalata, uh, couscous, tabouleh, stuffed olives, cheese.
Humus, Türk salatası, kuskus,... meze, doldurulmuş zeytin ve peynirimiz var.
- I think it's cucumbers, sprouts and hummus on pita bread.
- Sanırım bu salatalık ve humuslu ekmek.
I need three gallons of mineral water 16 martini olives and enough hummus to cover this beautiful girl's body.
3 galon maden suyuna ihtiyacım var 16 martini zeytini ve yeterince humus bu güzel kızın vücudunu kapatabilmek için.
Where'd you get the hummus?
Humusu nereden buldunuz?
I wish you wouldn't stand close to me after your hummus break.
Humus yedikten sonra bana bu kadar yakın dikilmezsen sevinirim.
Think this is old hummus or baba ghanouj?
Sence eski humus mu baba ghanoush mu?
So why not Frankie Wilde hummus?
Peki neden Frankie Wilde Humus olmasın?
I'll say, "Cheers, mate. You want some hummus?"
ben de derim ki "Sağol dostum, biraz humus ister misin?"
Frankie Wilde, Hummus.
Frankie Wilde, Humus.
What, call my album Hummus?
Ne, albümümün adını Humus mu koyacağım?
If I've got my own hummus brand and my album's called Hummus...
Eğer kendime ait hummus markam varsa ve albümümün adı Hummus ise...
Why don't I change my name to "Frankie Hummus"?
Neden adımı "Frankie Humus" olarak değiştirmiyorum ki?
Okay, for Malibu Stacy's beach party, we've got pita, hummus, tempeh, tofu.
Pekâlâ, Malibu Stacie plaj partisi için elimizde olanlar : Pide, humus, tempeh ve tofu.
I think those people over there just finished their plate of hummus.
Biliyor musun? Şuradaki insanlar humus tabaklarını bitirdi galiba.
Hummus.
Humus.
- Hummus?
- Humus mu?
Hummus with mango?
Humus ve mango mu?
We've been living on MRE's and hummus for a year.
Biz MRE'de bir yıldan beri nohut yiyeyerek yaşıyoruz.
- Hummus?
- Humus?
How'bout some hummus?
Acılı ezmeye ne dersiniz?
Stuffed eggplant, Caprisi salad, hummus, and... the piece the resistance, fried chicken, which is not really fried but baked to taste like fried, so nobody feels guilty.
Patlıcan dolması, Domatesli Peynirli Salata, Humus ve... Ana yemek olarak da kızarmış tavuk. Tabii aslında kızarmış değil, fırınlanmış ama kızarmış tadında.
She's at Costco buying hummus by the metric ton.
Costco'da bin ton humus alıyor.
- "Yeah, but look, we're eating hummus." - "What a transformation."
"Evet, ama bak, humus yiyoruz." "Nasıl bir dönüşüm."
Let's put some hummus on it.
Hadi üstüne biraz humus dökelim.
- Hummus pie?
- Humus pasta?
Want some Kebab, Hummus, Tehina?
Biraz Kebap, Humus, Tahin ister misiniz?
- What-us? - Hummus.
- Ne dedin?
Why don't you try the hummus?
- Nohudu denesene. - Monica, sen ne iş yapıyorsun?
Well, this hummus is great.
- Nohut harika olmuş.
I've got hummus in there.
İçeride humus var.