Hustle Çeviri Türkçe
1,396 parallel translation
Just trying to keep up with the hustle and bustle.
Hareketliliğine ve gürültüsüne alışmaya çalışıyorum.
Always such hustle with beginners.
Lanet olası acemiler.
- More of this Pirate Days hustle? - No.
- Yine şu Korsan Günleri tantanası mı?
Let's hustle.
Acele edelim.
Okay, okay, make hustle, ladies. Let's go.
Pekala, çabuk olun hanımlar.
Replace the hot dog vendor. Come on, hustle.
Sosisli sandviççinin yerine geçin.
Roger that. Hustle, people.
- Anlaşıldı.
Hustle.
Yürü.
Hustle on.
Acele et.
Good hustle.
Haydi.
Let's hustle, men.
- Sıkışın beyler.
Let's go. Hustle, hustle, hustle.
Gidelim, acele edin, acele edin.
We gotta hustle.
Yeniden ektopi.
Two Vulcans stroll into a bar, hustle a few games of pool... and walk out with an armload of TV dinners.
İki Vulcan bir bara dalıyorlar, bir kaç oyun bilardo oynuyorlar ve kucak dolusu, atıştırmalıkla çıkıyorlar.
It says here that this part of The Hustle... Implores the gods to grant a favor, usually a Trans Am.
Burada yazdığına göre, bu şekilde bir davranış tanrılarından büyük bir dilek istemek içinmiş, genellikle Trans Am.
We gotta hustle.
Acele etmemiz gerek.
First of all, don't hustle me.
İlk olarak beni sinirlendirme.
JUST FASTER. HEY, WE GOT HUSTLE IN OUR BLOOD.
Koşuşturmak kanımızda var.
- Don't you hustle me. This is Chanel.
Beni itiştirme, küçük hanım.
Yeah, if you wanna catch them, we're gonna have to hustle.
Evet, yakalamak istiyorsak, acele etmemiz lazım.
But he ain't got no hustle... but the rest of these motherfuckers on the team... they got his back.
Hiç acelesi yoktur. Fakat takımdaki diğer tüm taşlar onun k.çını kollarlar.
You gonna run a hustle, you best stay with what you know.
Mevzu başlıyor, bildiklerini okusan iyi olur dostum.
Hustle makes it happen.
Acele edersek olur.
Okay. I'm gonna hustle before the vibe in here gets any worse.
Burada sinirler daha fazla gerilmeden buradan gideceğim.
You said you'd only hustle Big and Tall.
Sadece kabin demiştin.
Come on, let's hustle it up.
Hadi. Kaldıralım şunu.
Good hustle, Red.
İyi yetiştin.
Let's go. Hustle.
Acele edelim.
Hustle up!
Canlanın!
Come on, hustle up!
Haydi, acele edin!
Come on, hustle up!
Çabuk olun!
- Charlie Hustle.
- Charlie Hustle.
And for the first time, you were somebody who wasn't trying to hustle me, somebody who wasn't trying to pretend... he was someone he wasn't.
İlk kez beni kullanmaya çalışmayan biri olduğunu fark ettim. Olmadığı biri gibi görünmeye çalışmayan biriydin.
And we gonna out-hustle every crew off the set.
Ekibin her elemanı yarışlara katılacak.
Hustle!
Daha hızlı!
Hustle up!
Acele edin!
So much for trying to hustle dealers.
Satıcılarla bu kadar uğraşmak yeter.
- Hustle.
- Acele et.
My dad had taught me how to survive, how to hustle.
Ve babam bana nasıl uğraşıp hayatta kalacağımı öğretmiş oldu.
I can't believe you tried to put the hustle on her.
Onu aceleye getirdiğine inanamıyorum.
- Hustle?
- Acele mi?
I can't believe you fell for that old hustle.
Bu eski numaraya kandığına inanamıyorum.
What hustle?
Hangi numara?
I LIKE YOUR HUSTLE.
Tarzını beğeniyorum.
Come on, hustle, hustle, hustle!
Hadi, çabuk, çabuk, çabuk!
Hustle, hustle!
Çabuk, çabuk!
You're not really going to let this kid hustle you out of $ 2,000.
Bu çocuğun sana 2000 dolar geçirmesine izin veremezsin.
Did he hustle too?
O da fahişe miydi?
All right, just hustle.
Çabuk ol.
Look, man, if you had a third guy, for example, and ran a totally different hustle...
Bakın şimdi.
He don't even know how to hustle.
Mal satmayı bilmezdi bile.