Hôtel Çeviri Türkçe
26,663 parallel translation
The hotel is home.
Otel benim evim.
I have the hotel to think about.
Düşünmem gereken bir otel vardı.
I want to go in the hotel room and fool around. Do you?
Otel orasına girip takılmak istiyorum.
And the guests control the rest of the hotel, the food stores.
Otelin kalanını ve yiyecek bölümünü konuklar kontrol ediyor.
We're not leaving the hotel.
Bizim otelden gideceğimiz yok.
You're not leaving the hotel.
Sizin de otelden gideceğiniz yok.
It's an empty hotel.
Burası boş bir otel.
There are three sections to the hotel, but everything connects here.
Otel üç bölümden oluşuyor ama her şey burada birleşiyor.
The hotel is safe.
Otel kasası olduğunu.
I see the hotel lit up like a goddamn beacon and it's you.
Deniz feneri gibi parlak. Ve sen çıkıyorsun.
This hotel room is boring!
Bu otel odası çok sıkıcı.
I figure we're wheels up by 6 : 00, then we can check into the hotel, shit, shave and shit again.
Hotele giriş yapar, sıçar, tıraş olur, sonra yine sıçarız.
- What hotel?
- Ne hoteli?
Uh, I'll be taking the car and the hotel room and you're going to have to drive yourself.
Seni durduramam. Arabayı alıp hotele geçeceğim. - Sen kendin sürmek zorunda kalacaksın.
You mean, if I check into the Omni Hotel right now, he's there?
Yani şu an Omni Otel'de bir oda tutsam orada mı olacak?
- I mean, the courier company- - will pay airfare and hotel, and all you have to do is deliver a package.
Mafya--yani, kurye şirketi- - ödemeni uçak bileti ve otelle yapacak. Ve senin tek yapman gereken paketi teslim etmek.
The phone records have finally come through from the hotel where Adam and Grace were staying out in Spain.
Adam ve Grace'in İspanya'da kaldığı hotelden telefon kayıtları sonunda geldi.
A number of outgoing calls were made to Adam's dad from the hotel phone.
Giden çağrılardan bazıları Adam'ın babasına hotel odasından yapılmış.
Is there a swimming pool at the hotel?
Otelde yüzme havuzu var mı?
She started freaking out in the hotel, said we had to come back.
Otelde çıldırmaya başladı, geri gelmek zorunda kalacağımızı söyledi.
Well, we could stay at the hotel and do that, sweetheart.
Şey, otelde kalabiliriz ve yap bunu tatlım.
My... my wife. She followed me to the hotel the other night.
Benim eşim geçen gece otele kadar peşimden gelmiş.
The hotel's overbooked, so we get a room with one bed, and then I'm between the sheets with his body pressed against mine.
Otel fazla kalabalıktı ve tek yataklı bir oda aldık. Çarşafların arasında vücudu benimkine bastırılmış halde yattım.
A famous British hotel.
SHEPHEARD'S OTELİ Ünlü bir Britanyalı oteli.
I mean, we were going to stay at a hotel, but why do that when we can stay with friends?
Yani, otelde kalacaktık Ama niye bunu yapalım ki arkadaşımızda kalmak varken
You'd be able to afford a hotel room?
Otel ücretini karşılayabilir mi olurdun?
- From the client, he told us to go to the hotel A.
Görüşmek üzere. - Müşteriyle konuştum, A Otel'e gelin dedi.
A Incheon hotel terrorist bombings, two suspects captured by the camera.
Incheon A Oteli'nde meydana gelen patlamanın görüntülerinde iki şüpheli tespit edildi.
The possibility has to do with the terrorist A singarpore hotel.
Terörist bir saldırı olduğu ihtimali üzerinde duruluyor.
Approximately 11 : 50 hours, a hotel located in Songdo-Incheon there has been a huge explosion.
11 : 50 civarı, Songdo-Incheon'daki bir otelde büyük bir patlama meydana geldi.
Police also found two suspects fled from the hotel before blasting through CCTV cameras.
Polis ayrıca şüphelilerin patlamadan önce otelden kaçtığını düşünüyor.
Based on the analysis of the police, the two men may be a group of suspected terrorist bombing A Singapura hotel.
Polis raporlarına göre şüpheliler otel bombardımanından sorumlu terörist grubunun mensupları olabilirler.
We continue to pursue terrorists Singapura hotel, but we also vilified.
Bunca zamandır gerçek teröristlerin peşindeydik ama bize de tuzak kurdular.
What to do with the terrorist attacks hotel can be reduced to five.
Oteldeki terörist saldırı ile bağlantılı olanları baz alırsak beşe kadar düşüyor.
- Hotel A
- A Otel.
I have to check the records of hotel occupancy.
Otel kayıtlarına göz atmam lazım.
- Quick go, this hotel will also explode.
- Hemen çıkın, otel havaya uçacak.
Hotel A... why only target this hotel?
A Otel... Ne diye yalnızca bu otel hedef alınıyor?
Fixing hotel operations and security systems.
Otelin işleyişini ve güvenlik sistemlerini onararak...
- What's in it he blew the hotel?
- Oteli patlatmak ona ne yarar sağlayacak?
Information says the director will arrive at the hotel APulau Jeju tomorrow.
İstihbarata göre müdür, yarın Jeju'daki A Otel'e geçecek.
Miss Great, I've prepared a room across the top A hotel Pulau Jeju.
Hanımefendi, çoktan Jeju'da ihtişamlı bir oda hazırlattım bile.
You want to blow up a hotel Pulau Jeju.
Jeju'daki A Otel'i havaya uçurmak istiyorsun.
- What profit is there to blow up the hotel?
- Oteli havaya uçurmanın ne yararı olacak?
- What's the point if detonated his hotel?
- Bunu yapınca May'in eline ne geçecek?
- Why choose a hotel?
- Neden A Otel'i seçtiniz?
A hotel group director, entrepreneur like you only know money.
A Hotel şirketler grubunun müdürü, sizin gibiler sadece para kazanmayı bilir.
Every birthday was celebrated at the hotel.
Her yıl doğum günümde otelde vakit geçirirdi. Benim için mi yani?
When my mother died on the bed, she even held an opening ceremony anything at the hotel.
Annem ölüm döşeğindeyken babam otelinde bir kokteyli organize ediyordu.
- I can give you all the money and the hotel.
- Tüm parayı ve otelleri sana verebilirim.
Our hotel held a lantern tonight, welcome to join.
Otelimiz bu gece fener gösterisi düzenliyor. Her ikiniz de davetlisiniz.