I'd better not Çeviri Türkçe
439 parallel translation
Maybe I'd better not stay.
Belki kalmasam daha iyi.
Only I'd better not tell Dede.
Sadece Dédé'ye bundan bahsetmemem iyi olur.
You'd better not be there when I get back.
Döndüğümde orada olursan senin için iyi olmaz.
Maybe I'd better not drink any more of this, or you might go away too.
Belki de bundan artık içmemeliyim, yoksa sen de ortadan kaybolabilirsin.
I'm afraid I can't because I promised my husband I'd you better not let him hear that.
Korkarım yapamam çünkü kocama söz verdim bu duymaması daha iyi olur.
I think you'd better not.
Bence kalma.
Perhaps I'd better not stay, I had forgotten about the birthday.
Belki de kalmasam daha iyi, doğum gününü unuttum da
No, I'd better not.
Bir suçlu gibi burada bırakamam sizi
I'd better not.
Ben gelmeyeyim.
Not that I care about him, but I'd be better off that way.
Onu düşündüğümden değil, ama bu benim için daha iyi. Ya ben?
- I'd better not.
- İçmesem daha iyi.
I'd better not.
Kalmasam daha iyi.
Maybe I'd better not take any.
Ben hiç almasam daha iyi.
We might have fallen asleep in the movie and not waked up... but the best one I can think of is that Papa had better be asleep when we get there.
Sinemada uyuyakalıp, uyanamadığımızı falan da söyleyebiliriz ama aklıma gelen en iyi şey eve döndüğümüzde babamın uyuyor olmasıdır.
Perhaps I'd better frankly state she's not strong enough to make new friends.
Belki, yeni arkadaşlar edinmek için yeterince güçlü olmadığını açıkça ifade etmeliyim.
Haven't you ever - Maybe I'd better not ask that.
Sen hiç... Belki de sormasam daha iyi olur.
But after what I saw there'd better not be any maybe.
Pekâlâ. Ama bu gördüklerimden sonra daha beter şeyler olmasa iyi olur.
Well, in that case, I'd better not go on to the coast with you.
Pekala, bu durumda sizinle gelmemem daha iyi.
It's raining outside and it's better if I'm not seen around.
Dışarıda yağmur var ve etrafta görünmesem daha iyi olur.
- I really don't know. - You'd better not be lying about this.
- Ne cüretle yalan söylersin.
I'd better not see you again.
Seni tekrar görmesem iyi olur.
I suppose we'd better clean up and not leave this mess for Delilah tomorrow.
Sanırım ortalığı temizleyip bu karışıklığı yarın Delilah'ın üzerine yıkmasak iyi olur.
I'd better not either.
Bende gitmesem iyi olur.
I'd better not mind, huh? Uh-huh.
Kusura bakmayarak iyi ederim, değil mi?
- Have I denied the fact? - You'd better not.
- Reddediyor muyum?
I'd better not talk about it. It makes me sick to my stomach.
Bu konuda konuşmamayı tercih ederim.
Yeah, but I'm not. So maybe you'd better sit down and stay there. That way it'll be safer for everybody.
Evet, fakat ben öyle değilim, otur yerine ve orada kal, o şekilde herkes daha güvende olur.
- I'd better not take your radio.
- Telsizini almasam iyi olur.
Perhaps I'd better not.
Muhtemelen, benim için uygun değil.
When I asked Mr. Wayne where Kyle Hadley was, he said, "I don't know, but he'd better not come back here tonight."
Bay Wayne'e Kyle'ın nerede olduğunu sorduğum zaman, "Bilmiyorum. Bu gece buraya dönmese iyi olur." dedi.
Oh, I'd better mark that down so that I don't forget it.
Not alayım da unutmayayım.
I'd better not tell you about it.
Anlatmasam daha iyi olur.
That's what I said, maybe I'd better not.
Bence de. Konuşmasam daha iyi.
- I'd better not.
- Vermesem daha iyi.
From the sound of things, maybe I'd better not go home with you.
Görünüşe bakılırsa, belki seninle eve gitmesek iyi olacak.
I suggest if you want to keep your account in this bank, you'd better not discuss your profession quite so loudly.
Hesabını bu bankada tutmak istersen, çok yüksek sesle mesleğini tartışmamanı öneririm
I think you'd better rest now. Not too much excitement just yet.
En iyisi sen biraz dinlen, bu kadar heyecan yeter.
If not, I'd better ask myself some questions in a hurry.
Evlenmeyeceksem, kendime hemen bazı sorular sormam gerekir.
He'd better not do anything to try me or he'll soon discover how soft I am.
Beni zorlamasa iyi olur yoksa ne kadar yumuşak olduğunu görür.
I... I'd better not.
Konuşmasam daha iyi.
I said, "Lieutenant, you'd better not run away from this."
"Teğmen, kaçmasan iyi olur" dedim.
I'd better not.
Önermesem daha iyi.
I suppose I'd better not go.
- Yemeğe gitmesem iyi olur.
Then, I'd better not come.
Öyleyse, ben de buraya gelmem!
Well... No, I'd better not.
Şey söylemesem daha iyi.
I think he'd rather help big armies than small ones, so we'd better not expect too much.
Bu koca ordu içinde bizi fark edeceğini hiç sanmıyorum, Bu yüzden fazla bir beklentim yok yani.
I'd like nothing better. It's not the first one he's taken.
Bunu ne kadar isterdim, ama bu bizden çaldığı ilk ihale değil ki.
I'd feel bad not giving Seibei a chance to better your offer.
Seibei'ye adil bir şans verene kadar olmaz.
I'd better not come here anymore.
Bir daha buraya gelmesem iyi olacak.
I'd better not hang around any longer.
Artık dışarıda takılmasam iyi olur.
I'd better not go tonight
Bu gece gitmeyeyim!
i'd better be off 18
i'd better go 181
i'd better 43
i'd better be going 37
i'd better get going 44
i'd better get back 25
better not 94
nothing 25771
not allowed 48
note 183
i'd better go 181
i'd better 43
i'd better be going 37
i'd better get going 44
i'd better get back 25
better not 94
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
notes 105
notebook 23
not yet 7691
notice 40
not really 5709
notorious 29
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
notes 105
notebook 23
not yet 7691
notice 40
not really 5709
notorious 29
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not my type 47
not tonight 725
nothing at all 597
nothing happened 754
nothing changes 92
not now 3813
nothing yet 509
note to self 55
not tonight 725
nothing at all 597
nothing happened 754
nothing changes 92
not now 3813
nothing yet 509
note to self 55