English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'd do it for you

I'd do it for you Çeviri Türkçe

243 parallel translation
I'd do it again if you kill me for it.
Bunun için beni öldürseniz de yine yaparım.
Do you think I'd - it wouldn't have to be for long.
Bu uzun süreli olmayacak.
That's more than I'd ask for... but it will do no harm for your son to learn the ways of the white man. And you may be sure he'll have the best treatment that we can offer.
Bu benim istediğimden de fazlası Oğluna hiç bir zarar gelmeyecek ve bunun yanında beyazların yaşama biçimini de öğrenecek.Ve emin ol ki bu bizim en iyi anlaşmamız olacak.
- Lf I could do anything for you, I'd do it.
- Sizin için yapabileceğim bir şey olsa yapardım.
If it weren't for you, you don't think I'd care how or when I caught up with your uncle, do you?
Senin için olmasaydı, dayını nasıl ve nerede yakalayacağımı önemser miydim?
But just for professional reasons, I'd like to know how you're gonna do it.
Yine de sırf mesleki nedenlerle, bu işi nasıl yapacağınızı bilmek isterdim.
Well, I wouldn't want to take it on myself, sir, but I'd get somebody to do it for you far for that.
Onu kendi başıma üstlenmek istemem, efendim,.. fakat size bunu yapabilecek birini bulabilirim.
You can do it For the two of us. " So I'd slip him a fin, and he'd mosey off.
Ona bir beşlik toka ederdim, çekip giderdi.
I'd like to do it for you. I've got such ideas about the part.
Rolle ilgili çok iyi fikirlerim var.
Well, if it isn't, I'd like you to tell me what you do spend a lifetime building up a business for?
Pekala, eğer öyle değilse iş kurabilmek için harcanan hayat... nedir bana söyleyebilir misiniz?
No, it wouldn't. Mae, listen I ain't smart, I ain't rich but I'd do anything for you.
Hayır, Mae, dinle akıllı değilim, zengin değilim ama senin için her şeyi yaparım.
Do you think I'd stay one day longer if it weren't for him?
Babam için olmasa burada bir gün daha kalır mıyım sanıyorsun?
For you I'd do it for nothing, boss.
Sizin için para almadan yaparım patron.
I'd do the same for you if it meant as much.
Eğer senin için o kadar anlamı olsaydı, ben de senin için aynı şeyi yapardım.
I do not understand where you got such an extraordinary idea, but please give it up for your own good.
Böylesine olağan dışı bir fikre nereden kapıldınız bilmiyorum ama lütfen kendi iyiliğiniz için ondan vazgeçin.
"Do you want to come in for a drink?" "I'd love it."
"Bir içkiye gelmek ister misin?" "Çok isterim."
Well, sir, you know I'd do anything for his majesty, but, don't you think it look better if a woman were...
Şey, efendim, biliyorsunuz, majesteleri için herşeyi yaparım, ama bir kadın olsaydı, sizce ona daha iyi bakmaz mıydı...
If I weren't sure you wouldn't do it for me... I'd probably go find a nice, high bridge somewhere.
Eğer benim için bunu yapmayacağından emin olsaydım....... muhtemelen gidip bir yerlerde yüksek bir köprü bulurdum.
You wanna hang me for that, General, you go right ahead...'cause I'd do it all over again... and I'd be glad.
Onun için beni asmak istiyorsan General, haklısın... çünkü ben onu herzaman yapardım... ve memnun olurdum.
I don't do it for the money, but because I have pity in you.
Bunu para için değil, sana acıdığım için yapıyorum. Peki, peki, 30 lira!
But I couldn't do that to this nice woman. You'd hate me for it.
Ama o kadar iyi bir kadına bunu yapsam benden nefret ederdin.
- What do you use it for? - I'd make it into a great flat but Father didn't want to hear it.
Güzel bir garsoniyere çevirmek isterim ama babam izin vermiyor.
But if you can save sinner Jim... I'd like for you to do it.
Ama eğer günahkâr Jim'i kurtarabileceksen, senden bunu yapmanı istiyorum.
Well, Bert, I know it isn't easy for you... but you do a good job for me, and I'd sure hate to lose you.
Wellbert, senin için kolay olmadığını biliyorum... ama sen benim için iyi işler yaptın, ve nefretin sana kaybettireceğine eminim.
You'd better wipe that smile off your face, or I'll do it for you.
Yüzündeki ifadeyi sil yoksa ben silerim.
I don't think it'd be right for me to leave you and old Free to do all the work here.
Gidip bütün işleri sana ve yaşlı free'ye bırakmak bana pek doğru gelmiyor.
- If it wasn't for Preacher, I know you'd do it.
- Eğer Vaiz olmasaydı, yapardın.
I wonder if you'd do it for me?
Bunu benim yerime sen yapar mısın?
I tell you, I'd do it for nothing.
Diyorum işte, ben karşılıksız yaparım.
Imagine i could make this work here for a year, but then i'd have to pack it in, and i figure... figure you do, too.
Burada bir yıl daha çalışabilirim ama sonra gitmek zorunda kalırım. Aynı şey senin için de geçerli.
You know, I know I fouled up that typing test but I do know how to work a manual and if you get any calls for a manual typist I'd appreciate it, you know?
Daktilo sınavını berbat ettiğimi biliyorum ama elimle iyi iş yaparım. El işi gerektiren bir pozisyon olursa buna memnun olurum, anlıyor musun?
I'd do it for you, but I don't know how
Yapabilseydim onun yerine ben yapardım. Ama yapamam, işte oldu.
She wanted to come up herself for this... but the Captain said better I do it... us being two of a kind, you and me... in spite of my colour.
Bunu kendisi gelip söylemek istedi... ama kaptan benim söylememi tercih etti. Ne de olsa sen ve ben aynı tabakadan sayılırız. Benim zenci olmam dışında.
I'd do it for you. - And then we can go?
Dünyanın dört bir yanından kadınlar bana ahlaksız tekliflerini yazarlar.
I goofed it. What do you need a fake I.D. for?
- Neden sahte kimliğe ihtiyacın var?
You want to know something? When I found out I'd get my hands on you,.. .. I said I'd do it for nothing.
Ama seni elimin altında tutacağımı öğrendiğimde bedavaya yaparım dedim.
Well, I'd assume we were having a big lad's joke about back-tickle, as the way we healthy fellows often do, and I'd grab you for a friendly wrestle and then we'd probably slap each other's sides like jolly good chums and laugh at what it would be like if we really did... fancy each other.
Öyleyse, biz sağlam dostların her zaman yaptığı gibi, güldürmek için sıkı bir espri yaptığını varsayar, seninle dostane bir güreş tutar, neşeli dostlar gibi, birbirimizi tokatlar, eğer gerçekten birbirimizi sevseydik, nasıl bir şey olacağına dair gülerdik.
- For you, I'd do it.
- Senin için, yaparım. - Teşekkür ederim.
What do you think - I'm taking it out for fun?
Sen ne düşünüyorsun - Ben zevk için mi dışarıda işiyorum?
[Sighs] If I can get the money, do you think you'd do it for me?
[Sighs] Eğer parayı verirsem, benim için onunla dövüşür müsün?
Do i have to remind you what you'd be doing tonight If it weren't for our help?
Bu gece benim yardımım olmasaydı, burada olamayacağını hatırlatmama gerek var mı?
I'd like to thank you for being prepared to do it
Bunun için teşekkür ederim.
You know I'd do anything for bill... And you. I only wish it wasn't this.
- Biliyorsun Bill için herşeyi yaparım.
Come on, I'd do it for you.
Hadi ama, senin için getirirdim.
I'd do it for you.
Ben senin için yapardım.
It'd be a minor misuse of police powers, but I could do a search for you.
Polis gücünü biraz kötüye kullanmak olur, ama senin için bir araştırma yapabilirim.
I'd do it for you.
Senin için yapardım.
If I thought you had a chance in hell of getting in, I'd do it for you, buddy.
Bunun için bir şansın olduğunu bilseydim, bunu senin için yapardım, dostum.
Now, I could do it, but there'd be no payoff for you.
Bunu bende yapabilirim. Ama bundan senin bir çıkarın olmaz.
I wish you'd do it for me.
Etmenizi istiyorum.
Could you just - - But I'd, I'd do it for free.
Ama bu avantaj olabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]