I'd like to hear it Çeviri Türkçe
250 parallel translation
Well, it's been a pleasure. I'd like to hear more about him but...
Tanıştığımız memnun oldum, vaktiniz olduğunda bir gün sohbet edelim...
Well, if the joke is as good as that, I'd like to hear it.
Bu şaka o kadar iyiyse ben de duymak isterim.
I'd like to have you hear his side of it, his reasons.
Onun bu yanını senin ve nedenlerini duymanı isterim.
- I'd like to hear your side of it.
- Olayı senin tarafından duymak istedim.
Yeah, I'd like to hear it.
Evet, ben de dinlemek isterim.
- I'd like to hear you sing it, please.
- Söyleyişini dinlemek istiyorum.
I'd like you all to hear it at once.
Hepinizin bunu bir an önce dinlemesini istiyorum.
- I'd like to hear more of it.
- Biraz daha dinleyebilir miyiz?
- I'd like to hear it.
- Dinlemek isterim.
Jerry has some problem, and I'd like to hear about it.
Dur. Jerry'nin derdi var, ve duymak istiyorum.
I'd like you to hear it.
Dinlemenizi isterim.
I'd like to hear it played before the termites get at it.
Karıncalar yemeden sesini duymak isterim.
I'd like to hear it from you.
- Senden duymak istiyorum.
I'd like you to hear it tomorrow.
Yarın dinlemeni isterim.
Yes, but I'd still like to hear it from you, if you don't mind.
Evet, ama bir kere de sizden duymak istiyorum, sakıncası yoksa.
I think he'd like to hear it from you.
Bence senden duymak isteyecektir.
- I'd like to hear it.
- Belki senden duymak istiyorum.
Well, I think I speak for the other members of this court when I say that I'd like to hear it.
Pekala, sanırım heyetin öbür üyeleri adına da konuşursam ;
I'd like to hear it. - We don't know you, nor you us.
- Ne biz seni, ne sen bizi tanıyorsun.
Well, it's a pretty long story, but if you'd like to hear it, I...
Çok uzun bir hikaye ama dinlemek isterseniz...
I'd like to hear you explain it to the newspapers.
Gazetelere yapacağın açıklamayı duymak isterim.
I'd like to hear you say all of it.
Ne varsa söylemeni tercih ederim.
I'd really like to hear about it.
Hakkında bir şeyler bilmek isterdim.
I'll get the maps. Gentlemen, I've made a decision, and I'd like you all to hear about it.
Baylar, bir karar verdik ve bunu duymanızı istiyorum
I'd like to hear more about it.
Bu konuda daha fazla şey duymak isterim.
I like the way you're talking it up out there.I like to hear lots of chatter.
Konuşma tarzınızı seviyorum. Birçok dırdır duymayı seviyorum.
I'd like to hear it.
Bilakis, memnun olurum.
If you'd like to hear it I can sing it for you.
Dinlemek isterseniz size söyleyebilirim.
Yes, I'd like to hear it, Hal.
Evet, dinlemek isterim, Hal.
I'd like to hear it from you.
Senden duymak istiyorum.
I'd like to hear your wife's answer, too, If it's permissible.
İzin verilebilirse, eşinizin cevabını ben de duymak isterdim.
I-I'd like to hear it.
Duymak istiyorum.
If I'm to have an affair with someone... I'd like to know it first... and not hear about it from the concierge.
Biriyle ilişkiye gireceksem resepsiyon görevlisinden duymak değil önceden bilmek isterim.
I'd like to hear it play. It's only fair.
Radyoyu önce bir dinlesem iyi olur.
It's just that I hear you've got tattoos I'd like to take a look
Dövlerin olduğunu duymuştum bakmak isterim onlara!
No. I'd like to hear about it.
Hayır, dinlemek isterdim.
Alex, I'd like to hear it speak.
Alex, konuşmasını duymak isterim.
I'd like to hear it.
Onu dinlemek istiyorum.
I'd like to hear what it is.
- Ne olduğunu öğrenmek isterim.
Tell me about it. I'd like to hear it.
Anladın, dinlemek istiyorum.
I'd like to hear it, General
Duymak isterim general.
I'd like to hear it.
Duymak isterim.
Well, when you have one, I'd like to hear it.
- Olduğunda duymak istiyorum.
I'd like to hear about it, potheads.
Bunu duymak isterim, ot kafalar.
A witness is testifying. I'd like to hear it without interruption.
Saygı duyuyorum Dr. Morrison ama ifade veren bir tanığım var ve ifadesini sözü kesilmeksizin dinlemek istiyorum.
How is it? I'd like to hear.
Nasıl olduğunu duymak istiyorum!
I'd like to hear it.
Bunu duymak istiyorum.
I thought you'd like to hear it.
Duymak isterim.
I would like to hear it. I'd also like to hear the kids in my office, and mr.
Ofisimdeki çocukların, Bay Rosenberg'in ve Dr. Napier'in söylediklerini de duymak isterim.
I'd like to hear about it.
Bunu duymak isterim.
If you have something to say, I'd like to hear it.
Eğer söyleyecek bir şeyin varsa, bunu duymak isterim.