I'd love to come Çeviri Türkçe
264 parallel translation
Why, of course, I'd love to have you come over.
Elbette, gelirsen sevinirim.
I'd love to, next time you come down again.
İsterim, bir daha ki sefere gelişinizde.
- I'd love to come with you.
- Seninle gelmeyi çok isterim.
- No, really. Please, gentlemen. As much as I would love to have you come along, it was my oversight, and you'd be losing a full day's work.
- Hayır, gerçekten beyler birlikte gitmeyi ne kadar istesem de bu benim kendi kararımdı.
- I'd love to come.
- Seve seve gelirim.
"Do you want to come in for a drink?" "I'd love it."
"Bir içkiye gelmek ister misin?" "Çok isterim."
In the morning you could ride up on a horse and give orders... and then come home to me and I'd put my arms around you like this... and we'd never stop making love to each other.
Sabah atın üzerine binip emirler verirsin... sonra eve gelirsin, seni kollarımla böyle sararım... hiç durmadan sevişiriz.
If I could make it up, like he'd never come between us, if I could prove to you I wasn't scheming to steal anything, so everything would be the same between us, if I could do it, you'd love me again, wouldn't you?
O hiç aramıza girmemiş gibi her şeyi telafi edebilirsem, bir şeyler çalmak için tezgah kurmadığımı sana kanıtlarsam, aramızdaki her şeyin eskisi gibi olması için bunu yaparsam beni yeniden seversin, değil mi?
Oh, I would too, and I'd love to come, but my leg is rather painful.
- Gelmek isterdim. - Ama bacağım çok ağrıyor.
I'd love to come but the string in my leg's gone.
Çok isterdim ama ayaklarımın bağı çözüldü.
May I come with you? I'd love to meet your guardian.
Koruyucunla tanışmaktan memnun olurum.
I told you I'd love to come.
Geleceğimi söylemiştim.
I'd love to come down on the platform with you and wave a tiny, white handkerchief etcetera but there is that interview.
Perona kadar gelmek isterdim ve beyaz mendil sallamak isterdim ama biliyorsun ropörtajım var.
Oh, yes, I'd love to come.
Evet, gelmeyi çok isterdim.
I tell you, love, work outside the mine is getting hard to come by.
Söylüyorum, aşk, maden dışında çalışmak bize çok uzak.
Come on, I'd love to see you drop him, but not on this one.
Onu zımbaladığını görmeyi çok isterim ama bu davada değil.
I'd love for you to come by and see the place.
Gelip evimizi görmenizi çok isterdim.
I've often come to see you and I'd love a signed photo.
Sizi uzun zamandır izlemeye geliyorum ve imzalı fotoğrafınızı verirseniz çok sevinirim.
I'd love you to come, you know.
Gelmeni isterdim, biliyorsun.
I'm leaving in two weeks and I'd love for you to come along.
İki hafta içinde yola çıkıyorum ve senin de gelmeni çok isterim.
d Thinking of past glad hours d d Just breathe my name to the woodlands d d Sigh what your heart would say d d I know I shall hear your message, dear d d Born on the breeze away d d O winds that blow from the south d d Sighing so soft and low d d Whisper your secret sweet d d Whisper and I shall know d d Winds that blow from the south d d Breathe in my listening ear d d Come from the heart of my love d d Whisper and I shall hear N'
... Geçmiş mutluluk saatlerini düşünüyorum Sadece adını ormanlık alanlarda soluyorum Kalbinin ne söyleyeceğini dinle Mesajını duyacağımı biliyorum canım Uzakta esintiyle doğru Güneyden gelen o rüzgarlara Çok yumuşak ve iç çeker gibi Sırrını fısıldada tatlım Fısıldarsan bilirim Güneşten gelen rüzgarlara Dinlerim kulağım nefesinde Aşkım kalbinden geçenleri Fısılda ve ben dinleyeceğim...
I'd love to come, except for I have a date.
Genelde partileri öyledir. Biriyle çıkmasaydım, gelmeyi çok isterdim.
- Come on down. - I'd love to meet you.
Seninle tanışmayı çok isterim.
I know that love is a woman's affliction, and the time has come for me to suffer.
Biliyorum, aşk kadının ızdırabıdır ve benim acı çekme vaktiM gelmekte.
I'd love to come to your barbecue.
Barbeküne gelmeyi çok isterim.
No, I'd love to come to your class.
Sınıfına gelmek isterim.
- Yes. I'd love to come.
- Evet. Gelmeyi çok isterim.
You know, I'd really love you to come to Paris with me.
Seni gerçekten seviyorum. Benimle Paris e gel.
and I'd just love to have him come along.
Ve onun bizimle gelmesi yararlı olur.
When I come offstage I'd be too wired to sleep... so we'll make love until morning... sleep until 2 : 00.
Sahneden sonra, uyuyamayacak kadar tahrik olmuş olacağım. Sabahlara kadar sevişip iki'ye kadar uyuyacağız.
She made a meal and... we gonna be eatin', so I figured if you not doin'anything for dinner, we'd love to have you, if you want to come over for dinner.
O yemek yaptı ve biz yiyeceğiz, düşündüm de, eğer akşam yemeğine, bir şey yapmıyorsan akşam yemeğine gelmek istersen, seni ağırlamaktan hoşlanırız,
I'd love her to come to one of my parties someday.
Bir gün, düzenlediğim partilerden birisine gelirse, mutluluk duyarım.
I know who you are. I'd love to come to your table for a drink.
Bir şeyler içmek için masanıza gelmeyi çok istiyorum.
But if you go, I'd love to come too.
Ama denize gireceksen, eşlik edebilirim.
- I'd love you to come.
Philip Datloff mu?
I'd love to come by.
Severek ziyaret ederim.
I would love it if you'd come and speak to my class about yourself.
Sınıfımda konuşmanı istiyorum. Kendinle ilgili.
- You want to come? - Oh, I'd love to.
Sen de gelmek ister misin?
I'd love to come.
Gelmeyi çok isterdim.
I'd love it if you could come to my wedding.
Dügünüme gelebilseydin cok sevinirdim.
I'd love to come by tonight.
Bu akşam gelmeyi çok isterim.
I'd love to have you come speak.
Gelip konuşmanı çok isterim.
Rob, I'd love for you to come down to my office at 11 : 00 a.m. tomorrow morning.
Rob, yarın sabah saat 11'de ofisime gelmeni çok isterim.
Come, gentlemen, I'd like to show you the Bun room. I'm sure you'll love it.
Gelin beyler. Size sandviç odasını göstermek istiyorum.
We're having a little get together for Yeager at Katzman's and I'd love for you to come.
Kyle! Katzman'larda Yeager için bir kutlama yapacağız. Gelmenizi istedim.
Actually, uh... I'd love for you to come with me,
Aslında, benimle gelmeni çok isterim,
While I'd love to go on trading jabs with you, Spike, perhaps I'll come to the point.
Evet, seninle çene çalmayı çok isterdim Spike ama sadede gelsem iyi olacak.
I'd love to come with you.
Gelmeyi çok isterdim.
I'd love to come to see you in your school play tomorrow night, but can't.
Yarın okuldaki gösterine gelmeyi çok isterdim ama yapamam.
Well, then there would come a day where we'd have to sit down and explain to our said love child that Mom and Dad can't have sex unless Daddy's thinking about Ryan Phillippe.
O zaman bir gün bahsi geçen aşk çocuğumuza babacığının Ryan Phillippe'i düşünmeden anneciğiyle seks yapamadığını açıklamak zorunda kalırdık. - Doğru.
It's not that I don't want to come. I'd love to come.
Şimdiye dek dönmesi gerekirdi.
i'd love to stay and chat 17
i'd love to 1078
i'd love one 95
i'd love some 59
i'd love to see it 26
i'd love that 157
i'd love to go 35
i'd love to hear it 40
i'd love to help you 27
i'd love to see that 18
i'd love to 1078
i'd love one 95
i'd love some 59
i'd love to see it 26
i'd love that 157
i'd love to go 35
i'd love to hear it 40
i'd love to help you 27
i'd love to see that 18
i'd love it 94
i'd love to meet him 24
i'd love to help 35
i'd love to help you out 20
to come here 16
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to go 40
i'd like to see you try 68
i'd like to know 101
i'd love to meet him 24
i'd love to help 35
i'd love to help you out 20
to come here 16
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to go 40
i'd like to see you try 68
i'd like to know 101