English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'll get him

I'll get him Çeviri Türkçe

3,043 parallel translation
So just get him here, and I'll see what I can do.
Yani sadece getir onu buraya neler yapabilirim bir bakalım.
Yeah, we'll get some I.V. fluids in him. He'll be good as new.
Ona biraz serum veririz, hiçbir şeyciği kalmaz.
I'll drop in, check the leg, and we'll get him out.
Aşağı iner, bacağına bakarım sonra onu yukarı çıkarırım.
There's no way I'll be able to get close enough to him now to kill him.
Şu anda onu öldürebilmek için ona yeterince yaklaşmamın bir yolu yok.
- I'll go get him.
- Ben getiririm.
- I'll send my people in to get him.
- Götürülmesi için adamlarımı göndereceğim. - Sanmıyorum.
I'll reach out to, uh, Skip and see what I can get out of him.
Ondan neler öğrenebilirim bakayım.
Look, if I can get close to King and find the facility where he's been doing this testing, then we'll have all the proof we need to stop him.
Bak, eğer King'e yakın olursak ve testleri yaptığı tesisin yerini öğrenirsek onu durdurmak için gereken tüm kanıtları elde etmiş oluruz.
This time the plan is when Joe is at the bottom of a pile, I'll give him a quick jab and get my sample.
Bu seferki plan, Joe diğerlerinin altındayken iğneyi hemen batırıp kan örneğini almak.
After Joe's had a couple drinks, I'll figure out a way to get him to step outside where I'll M-99 him and- - Dexter!
Joe birkaç içki içtikten sonra onu dışarı çıkartıp M99 ile- -
I'll never get him to sleep now!
Artık hiç uyutamıyacağım!
Ugh, I'll go get him.
Ben gidip onu getireyim.
I'll get him some yoghurt.
Durun! Ayran getireyim hemen.
I reckon Blake Oakfield, right, so we'll go down to the dam, get him to do some surfing for us.
Blake Oakfield de gelirse, göletin oraya gideriz bize biraz sörf yapar.
- I'll get him water.
- Ben su getireyim.
I told him straight... very nice, very reasonable. "You'll get your 40 bucks when my new disability claim kicks in."
Ona makul bir şekilde adam gibi dedim ki "maluliyet paramı alınca 40 dolarını alırsın".
And I stopped him, and I'll stop you, too, if you get outta hand.
Ben de onu durdurdum. Eğer elimizden kaçarsan, seni de durdururum.
So basically, you're saying that if I want to talk to him about the past, there's no chance I'll get a proper answer?
Yani demek istiyorsun ki onunla eğer geçmiş hakkında konuşmak istersem düzgün bir cevap alma şansım yok mu?
I'll just tell him that you wanted to get to know me because you thought it was important that his two best gals become friends.
Şey, sadece beni tanımak istediğini çünkü etrafındaki iki kadının iyi geçinmesinin senin için önemli olduğunu söylerim.
- I told you, kid, you get in the first lick, you'll shut him up. - Is it swollen?
- Şişmiş mi?
I'll go get him.
Çağırayım.
I'll get him.
Onu enseleyeceğim.
I'll go get him.
Ben kendisine haber vereyim.
And I felt terrible, but he didn't get mad because he knows his fuzzy back is one of the things I love about him.
Kendimi çok kötü hissettim ama o fazla kızmadı çünkü kıllı sırtını bile çok sevdiğimi biliyor.
And I'll get him.
Owen'ı hallederim.
I'll get him out of here.
Arif?
If he does get leave, he'll probably come to me or stay in London, but if I miss him and he turns up here, I know you'll look after him.
Ayrıldığında, muhtemelen gelip benimle Londra'da kalacak ama onu kaçırırsam ve o buraya dönerse onunla ilgileneceğini biliyorum.
I'm sorry but it's no good thinking we'll get shot of him now.
Üzgünüm, Bayan Hughes ama hiçbir iyi düşünce onu başımızdan atamaz.
Let me have him for five minutes in the room ; I'll get a signed confession.
O herifle beni sorgu odasında 5 dakika yalnız bırakın size imzalı bir itirafname alayım.
I'll get him.
Getireceğim.
I'll probably meet him before I get there.
Oraya varmadan büyük ihtimalle karşılaşırım.
I'll annul the mage's magic with the Phylactery, you punch him and get the collar on.
Büyücünün sihrini Muska ile bozacağım sonra onu yumrukla ve tasmayı tak.
Okay. I'll get to him, see if I can get a DNA sample.
Tamam, gidip, DNA örneği almaya çalışacağım.
Hey Oz, radio it in, I'll get him secure.
Oz, sen telsizle bildir. Ben onu bağlarım.
I'll just do him and get him to throw the contest.
Ben onu beceririm, o da yarışmadan çekilir.
I'll clean him up, try to get some coffee in him.
Ben onu temizleyip bünyesine biraz kahve sokarım.
If you'll excuse me, I should get back to him.
Şimdi müsaadenizle onun yanına dönmeliyim.
I'll find a way to get rid of him.
Ondan kurtulmanın bir yolunu bulacağım.
I'll hold him down, you get his pants off. No!
Ben tutayım, sen de pantalonu çıkar.
I'll get him.
Çağırayım.
No, I'm still paying him, you know. Well, yeah, but we'll get it back.
- Evet, ikimizin parası sayılır.
I'll get Dev to do a background check on him and his staff.
Onu ve personelini arkaplanda incelemek için Dev'i alıyorum.
Well, why don't you go and apologize to him, and I'll call you if I get any latent prints.
Neden gidip, ondan özür dilemiyorsun ben de eğer gizli parmak izlerini bulursam seni ararım.
I'll get him out...
Onu dışarı...
Well, this is urgent, so I'll go get him and I will be right back.
Bu acil bir konu, o yüzden gidip onu getireyim. Hemen dönerim.
I'LL CLIMB UP AND ASK HIM IF IT'S OKAY IF YOU GET MARRIED.
Şimdi ben tırmanacağım ve evlenmenin sorun... olup olmayacağını soracağım.
I'm meeting him at the bar... a guy named Mackal. Once it's confirmed by boss'wire transfer, he'll give me instructions how to get the package out of the hotel.
Patronumun banka havalesini onayladığı an paketi otelin dışına çıkarmam için gerekli talimatları alacağım.
Get me out of here, and I'll take you to him.
Beni buradan çıkarın bende sizi ona götüreyim.
I'll make sure you get to video-chat with him.
Kamerayla görüşürsünüz.
I'll get him some oxygen.
Biraz oksijen al.
I'll go chat him up and make sure you get a taste of him immediately
Ablanız hepinizle ilgilenecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]