I'll get you out of here Çeviri Türkçe
490 parallel translation
If you don't get out of here, I'll scream and bring the whole hospital down on you.
Eğer buradan çıkmazsan ; çığlık atıp bütün hastaneyi başına toplarım.
You tell the Skipper I'll be over at the ship as soon as I can get out of here.
Kaptana, buradan çıkar çıkmaz doğru gemiye geleceğimi söyle.
I've taken out the real bullets and put in blanks, so when he fires, you pretend to die and I'll get him out of here and you make your escape.
Hakiki mermileri çıkartıp kurusıkı olanları koydum, kocam ateş ettiğinde, siz ölü numarası yaparsınız ben de onu buradan uzaklaştırayım ki, kaçabilesiniz.
I'm telling you, you put that fire out and get out of here, or I'll call a cop.
Size söylüyorum, o ateşi söndürün ve gidin buradan yoksa polis çağıracağım.
I'll get you out of here.
Seni buradan çıkaracağım.
With the proper rest, I'll get you out of here in three days.
Adamakıllı bir istirahat ile, üç gün içinde düzelirsiniz.
I can get out of here, if you'll lend me a hand.
Buradan seni çıkabilirim, bana yardım edersen.
If you don't get out of here, I'll put you in it.
Toz olmazsan sana takarım.
- You bet I'll get out of here, baby.
- Emin ol gideceğim.
You! And I'll trouble you to get out of here double quick.
Hemen defolun buradan.
You know you'll get it back as soon as I can get out of here.
Paranı dışarı çıktığımın ertesi günü geri vereceğimi biliyorsun.
Now get out of here, Bert, or I'll hit you again! Get out of here!
- Çekil yoksa sana vururum!
Get out of here, you scut, or I'll put you across my knee and belt the pants off you.
Git buradan, evlat yoksa dizlerime yatırır kemerle döverim seni.
Get out of here. I'll sick the cops on you.
Defol yoksa polis çağırırım.
I swear I'll scream to wake the dead if you don't get out of here.
Gitmezsen bir ölüyü diriltecek kadar çığlık atarım vallahi!
I'll get you out of here.
- Seni buradan çıkarttıracağım.
Leo, when we get you out of here... I'll be goin'to New York, more than likely.
Leo, seni buradan çıkardığımızda büyük ihtimalle New York'a gidiyor olacağım.
Nan, thanks for everything, but I got to get out of here... or you'll be in a mess of trouble.
Nan, her ºey için sag ol ama gitmeliyim. Yoksa baºin belaya girecek.
I'll get you out of here as soon as I can.
Sizi buradan olabildiğince çabuk çıkaracağım.
Get out of here, or i'll kill you and your fine friend over there!
Defolun buradan yoksa seni ve o canım arkadaşını gebertirim!
If I can still raise an arm when we get out of here I'll show you how well saturated I can get.
Buradan çıktığımızda halim kalırsa... gazın ciğerime ne kadar sindiğini gösteririm.
Get out of here, or I'll push you out myself.
Çık dışarı, yoksa ben seni dışarı çıkarmayı bilirim.
- I'll get you out of here.
- Seni götüreyim.
I'll explain it all to you later, but right now we've got to get out of here.
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız.
Mike, if you don't get out of here, I'll never get this done.
Mike, eğer buradan gitmezsen, bu işi asla bitiremeyeceğim.
I'll get you out of here.
Sizi buradan çıkartacağım.
I bet when you get out of here, you'll never think of me again.
Bahse varım, buradan kurtulduğunda beni bir daha hiç düşünmezsin.
Now, Major, obviously we have to get out of here as fast as we can, so... if you'll get your party below, I'll get you to Cebu... where you can rejoin an Army unit.
Pekala, Binbaşı, buradan bir an önce ayrılmamız gerekiyor. Eğer siz ve arkadaşlarınız aşağı inerseniz, sizi Cebu'ya kadar götürürüz ve orada birliğinize katılırsınız.
Will you get these guys out of here and I'll straighten it out?
Şu adamları buradan çıkarırsan ben bu işi düzeltirim.
I'll get them out of here, but you'd better straighten him out.
Onları çıkarırım, ama sen esas onu düzelt.
Out of the way, Samantha, I'll get you out of here.
Ama merak etme, Samantha, Seni buradan kurtaracağım.
Get out of here or I'll throw you out.
Defol git, yoksa ben atarım seni dışarı.
Get the hell out of here, you swine, or I'll deck you!
Defol git buradan seni domuz.
You did a fine job, pal, but I'm afraid this is the only thing that'll get both of us out of here.
İyi iş çıkardın dostum, ama korkarım ikimizi de buradan çıkarmanın tek yolu bu.
You can foul up in training and be sent back here for execution of sentence... or you can foul up in combat... in which case I'll blow your brains out... or you can do as you're told, in which case you might just get by.
Eğitimi başaramayıp cezanızı çekmek için geri gelirsiniz savaşta çuvallarsınız... ´ ´... bu durumda beyninizi dağıtırım ya da denileni yaparsınız ve paçayı sıyırırsınız.
Hey! If you get me out of here I'll go easy on you.
Buradan çıkmama yardım edersen sana daha yumuşak davranabilirim
I'll split it with you if you'll get me out of here and back to Tokyo.
Buradan çıkıp Tokyo'ya dönmeme izin verirsen onu paylaşırız.
I'll come up with the money to get you out of here, so please...
Para bulup geri dönceğim ve seni buradan çıkaracağım, o yüzden lütfen...
I'm in love with your brother, and if we decide to make a go of this marriage... which I think we'll do, and sooner than you think... we'll get out of here before you can say Jack Robinson.
Senin kardeşine aşığım, ve bu evliliğe karar verdiysek... bu evlilik olur ve sen Jack Robinson'a söyleyemeden... çok daha önce biz buradan gitmiş oluruz.
I'll get you out of here.
Seni buradan çıkartacağım.
Let's get out of here first and I'll explain it to you en route.
Önce buradan çıkalım, yolda anlatırım.
You get me out of here, and I'll show you.
Beni buradan çıkartırsan gösteririm.
You get me out of here, I'll show you.
Beni çıkartırsan gösteririm.
You get me out of here, I'll take you to him.
Beni buradan çıkart, seni ona götürürüm.
If you don't get me out of here, I'll tear you limb from limb and waltz out through the wall! No, Roger, you won't hurt anything here.
Durum böyle olunca düğmelere basmaya başlamazsan ve beni buradan dışarı çıkarmazsan, sana söyleyeyim, seni bir boydan bir boya parçalarım ve kahrolası duvarda dans ettiririm.
Get out of here, or I'll come out and show you some grief.
Git buradan, yoksa oraya gelip canına okurum!
I'm gonna get the hell out of here, but if something happens, I get jumped, can't come around for a couple days, you might have to rabbit out of here, we'll meet at Yazoo City, you got that?
Şimdi bu lanet yerden gidiyorum. Ama bir şey olursa, anında gelirim. Ancak yine de birkaç gün ortalıkta görünmemem iyi olur.
I'll get you out of here.
Seni buradan götüreceğim.
You keep your mouth shut, and I'll see that you get out of here.
Ağzınızı kapalı tutarsanız, buradan çıkmanızı sağlarım.
Do you know what I mean? - So you'll have to pretend that you took them... because I have to get you out of here tomorrow. - No.
Ne demek istediğimi anladın mı?
When I get out of here and you'll see.
Buradan ayrılınca, göreceksin.....