I'll leave you here Çeviri Türkçe
331 parallel translation
Just leave your stuff here. I'll bring them home to you later.
Her şeyi bırak, ben getiririm.
I'll leave your things right up here, so you won't forget them.
Eşyalarını hemen buraya bırakacağım böylece giderken unutmazsın.
I can't leave you out here like a criminal. - Come along, it'll be great fun.
- Gelin haydi, eğlenceli olacak
I'm not saying you'll strangle your mistress, but you'll rifle my papers if I leave them here, and you'll sleep with Rolande if she loves you.
Hanımınızı boğazlayacaksınız demiyorum... fakat kağıtlarımı burada bıraksam onları yayarsınız ve gidip Rolande ile yatarsınız.
If you don't leave here, I'll introduce Officer O'Hara to Mr. Spenalzo.
Eğer gitmezseniz, Bay Spenalzo'yu Memur O'Hara'yla tanıştırırım.
I'll not leave here until I have finished with you one way or another.
Seninle işimi öyle ya da böyle bitirmeden buradan ayrılmayacağım.
- I'll leave you here.
- Burada ayrılacağız.
I'll leave you here with my father and Mary.
Seni burada Mary ve babamla bırakıyorum.
I asked Ralph to come in so that I could explain the situation to him... so he'll understand when you leave here.
Ralph'e içeri girmesini söyledim, durumu ona açıklayabileyim diye. Sen bedeninden gittiğinde o durumunu görüp, anlayacak.
- Cousin Henry won't mind us being one day late... but he'll draw the line at two. - I can't leave you here, Robert.
- Seni burada bırakamam.
I'll leave you here. Why?
Burada senden ayrılıyorum.
- Come on, or I'll leave you here!
- Hadi yoksa seni burada bırakırım!
I'm on a mission, and if I don't leave here alive, you know what'll happen to you.
Bir görevdeyim, - Beni burada sağ bırakmazsanız eğer, size ne olacağını biliyoruz
I'll leave Floyd here to guard you.
Floyd'u seni koruması için.. burada bırakacağım.
Well, I'll leave you here.
Ben buradan ayrılıyorum.
I'll leave you here in the other.
Sizi de diğeriyle burada bırakırım.
If I leave you here, as soon as I leave, you'll go screaming for the cops.
Seni burada bırakırsam gidip kısa süre sonra polise haber vereceksin.
- You sold me on this claim and you'll pay off or I'm gonna leave you in here.
- You sold me on this claim and you'll pay off or I'm gonna leave you in here.
And if you don't go with me, I'll have to leave you here.
Eğer benimle gelmek istemiyorsan, seni burada bırakırım.
I'll leave them here with you and redeem them when I have money
Onları size rehin bırakacağım ve param olduğunda geri almaya geleceğim
Miss Jiang You've been exposed you can't stay with the group I'll leave two men behind you stay here and wait for the Chief
Jiang hanım yorgun olmalısınız bizimle gelmeseniz de olur size 2 adam bırakacağım burda kalıp Şefi beklersiniz
I'll leave it here. It's up to you if you want it
Artık senin, ne istersen onu yap.
- No. Too bad. I'll leave you here then.
Çok kötü, seni burada bırakırım o zaman.
Put this on We'll leave here I've arranged a safe place for you
bunları giy burdan çıkmalıyız senin için güvenli bir yer buldum
I'll leave you here.
Burada ayrılalım.
I'll wait here for you to leave, then I'll go.
Ben burada gitmenizi bekleyeyim.
After I move away all the treasure from here... I'll leave you to your death on the boat
Tüm hazineleri buraya getirdikten sonra... siz içindeyken gemiyi batıracağım
You drink or I'll leave you here.
Yeter ama!
I'll leave you here to die.
Ya içersin ya da seni burada bırakır giderim.
Here, I'll leave you a number for my office.
Buraya ofisimin numarasını bırakıyorum.
If you don't tell us where the golden snake is... you'll not leave here today I am not related to him in any way I haven't even seen him
Eğer Altın Yılanın yerini söylemezsen burdan canlı çıkamazsın Onunla tanışıklığım olmadı...
If you're drunk, you wouldn't know if I leave, and you'll be here all alone.
Sarhoş olursan, sızdığında benim gittiğimi anlayamazsın, ve burada yalnız başına kalırsın.
- Nurse, if you wanna take responsibility for contaminating this entire ward... maybe the entire wing, perhaps the entire hospital, then by all means... I'll leave the patient here with you, but unless you have proper quarantine facilities available...
- Hemşire, eğer bütün koğuşa bulaşma riskinin sorumluluğunu üstüne almak istiyorsan belki bütün binaya, belki de bütün hastaneye, o zaman hastayı burada sizinle bırakırım ama uygun karantina imkanınız olmadıkça...
I can't leave you here now. I've got a feeling you'll never get out of Clark County alive.
Şehir dışına canlı çıktığını görmeden buradan ayrılamam.
I'll leave you to wander here, I am going up the mountain!
Gittin ve ortadan kayboldun.
I'll not leave you here.
Seni burada bırakmayacağım.
I'll just leave it here for you.
Buraya bırakıyorum.
You guys probably ought to leave...'cause if Franco comes in here and sees you... I'll get in a lot of trouble.
Siz çocuklar gitmelisiniz çünkü eğer Franco buraya gelip sizi görürse başım derde girebilir.
That's right, but now I think we'll just leave this here with you... as a reminder of what you might have had.
Aynen öyle, ama şimdi düşündüm de, bunları burada seninle bırakalım... sana neler kaçırdığını hatırlatsın.
If you're here, I'll leave
Sen kalıyorsan ben gidiyorum.
I'll leave the bag here in case you need something.
Torbayı bırakayım. Bir şey gerekirse diye.
I'll leave you here till you dry!
Kuruyana kadar burada kal!
I'll sell your clothes, leave you here naked and bleeding without money.
Giysilerini satıp, seni ortada çırılçıplak beş kuruşsuz bırakacağım.
If you leave here, we'll be in misery, you and I.
Buradan ayrılman, ikimizin de mutsuz olması demek.
You give our position one more time, I'll bleed you, real quiet, and leave you here.
Bir daha yerimizi belli edersen, sessizce kanını emip seni burada bırakacağım.
When you leave here, I'll never see you again.
... buradan gittiğin zaman seni bir daha göremeyeceğim.
I'll just leave it here for you when you're ready.
İşin bittiğinde kullanman için buraya bırakıyorum.
I'll leave the melon here for you.
Karpuzu senin için buraya bırakıyorum.
You're not here leave message and I'll get on you.
Burada yoksun mesaj bırak, üzerine çıkayım.
I have no idea if he's here or not, but you'll have to leave the club.
Burada olup, olmadığını bilemem ama kulübü hemen terk edeceksiniz.
I'll leave him here with you. And you take care of him, like you took care of me.
Benimle ilgilendiğin gibi onunla da ilgilenirsin.
i'll leave you alone 85
i'll leave you 68
i'll leave you now 17
i'll leave you be 18
i'll leave you to it 227
i'll leave you two alone 60
i'll leave you two 18
i'll leave 187
i'll leave it to you 30
i'll leave now 37
i'll leave you 68
i'll leave you now 17
i'll leave you be 18
i'll leave you to it 227
i'll leave you two alone 60
i'll leave you two 18
i'll leave 187
i'll leave it to you 30
i'll leave now 37
you here 186
you here alone 18
i'll call you later 682
i'll be back soon 284
i'll let you know 490
i'll call you right back 72
i'll be back 1339
i'll do my best 416
i'll get it 1406
i'll call you back 819
you here alone 18
i'll call you later 682
i'll be back soon 284
i'll let you know 490
i'll call you right back 72
i'll be back 1339
i'll do my best 416
i'll get it 1406
i'll call you back 819
i'll do it tomorrow 25
i'll let you 24
i'll be in touch 401
i'll try that 24
i'll wait for you 156
i'll be there soon 97
i'll get this 36
i'll call you back later 62
i'll be there 1011
i'll try my best 46
i'll let you 24
i'll be in touch 401
i'll try that 24
i'll wait for you 156
i'll be there soon 97
i'll get this 36
i'll call you back later 62
i'll be there 1011
i'll try my best 46