I'll let you in on a little secret Çeviri Türkçe
82 parallel translation
I'll let you in on a little secret.
Küçük bir sir vereyim.
As such it's my duty, I'll let you in on a little secret.
Görevim gereği, size küçük bir sır vereceğim.
Now I'll let you in on a little secret, George.
George, şimdi sana küçük bir sır vereceğim.
I'd like to keep on working for you. I'll let you in on a little secret.
Benim için çalışacak insanları elimle seçerim ve bir tek nitelik ararım.
I'll let you in on a little secret.
Seninle küçük bir sırrı paylaşayım.
I'll let you in on a little secret.
Sana bir sır vereyim mi, Jack?
Because that's the way they treat even you. Because I'll let you in on a little secret.
Sana bile öyle davrandılar çünkü seni bir gizemin içine soktum.
I'll let you in on a little secret, Tyler,
Sana küçük bir sır vereyim Tyler.
I'll let you in on a little secret.
Sana ufak bir sır vereceğim.
I'll let you in on a little secret, Alice.
- Evet. Sana küçük bir sır vereceğim, Alice.
I'll let you all in on a little secret.
Hepinize bir sir vereceğim.
Well, I'll let you in on a little secret about Marge Simpson.
Ben de size Marge Simpson'la ilgili ufak bir sır vereyim.
I'll let you in on a little secret.
Sana bir sır vereceğim.
I'll let you in on a little secret, Gil.
Sana küçük bir sır vereyim.
- I'll let you in on a little secret there, sport.
- Küçük sırrımı öğrenmene izin vereceğim.
I'll let you in on a little secret, Miles.
Sana küçük bir sır vereceğim Miles.
I'll let you in on a little secret.
Sana küçük bir sır vereceğim.
Well, I'll let you in on a little secret.
Size küçük bir sır vereceğim.
I'll let you in on a little secret.
Sana küçük bir sır vereyim.
I'll let you in on a little secret about the so-called fearless.
Bu sözde korkusuzluk hakkında sana bir sır vereyim.
I'll let you in on a little secret.
Tüm bu deyimleri...
All right, you guys are doing me a favor so I'll let you in on a little secret.
Tamam, siz bana bir iyilik yapıyorsunuz ben de size küçük bir sır vereceğim.
If it'll make you feel any better, I'll let you in on a little secret.
Daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, sana bir sır vereceğim.
Maybe you don't watch TV... but I'll let you in on a little secret.
Televizyon izlemiyor olabilirsin ama sana küçük bir sır vereceğim.
I'll let you in on a little secret.
Sana küçük bir sır vereyim ;
I'll let you in on a little secret.
Sana bir sırrımı vereceğim.
I'll let you in on a little secret too.
Sana küçük bir sır da veririm.
Well, I'll let you in on a little secret :
Sana küçük bir sır vereyim.
Well, I'll let you in on a little secret.
Sizlere birkaç sır vereyim.
I'll let you in on a little secret for when you're shopping with women.
Sana kadınlarla alışveriş yapmak hakkında Küçük bir sır vereceğim.
I'll let you in on a little secret.
O zaman size küçük bir sır vereyim.
Oh, I'll let you in on a little secret.
- Sana bir sır vereceğim.
I'll let you in on a little secret, Lieutenant.
Size bir sırrımı vereyim, Komiser.
Here, I'll let you in on a little secret.
Bunun için geç kalındı. Seninle bir sır paylaşmak istiyorum.
Well if Pickles saying "Hi Mommy" freaked you out... I'll let you in on a little secret.
Turşucuk "Merhaba anne" deyince korktuysan, sana küçük bir sır vereyim.
I'll let you all in on a little family secret.
Size küçük bir aile sırrımızı açıklayacağım.
And... in return for what you've brought me... I'll let you in on a little secret.
Benimle niye görüşmek istediğinize dönersek sana küçük bir sır kapısı aralayacağım.
Well, I'll let you in on a little secret...
Sana ufak bir sır vereyim.
And I'll let you in on a little secret.
Sana bir sır vereceğim.
I'll let you in on a little secret.
Sana bir sır vereyim.
I'll let you in on a little secret.
Size bir sır vereyim.
And I'll let you in on a little secret It ain't working.
Ve sana da, gizli yerlere girme izni vereceğim bu gece.
I'll let you in on a little secret.
Size küçük bir sır vereyim.
I'll let you in on a little secret, brian.
Sana küçük bir sır vereyim, Brian.
And I'll let you in on a little ratty secret, my greasy, terrorist little friend.
Şimdi size şu terörist arkadaşla, Eğlenmeniz için izin vereceğim.
I'll let you in on a little secret :
Küçük bir sır vereyim.
But I'll let you in on a little secret.
Ama sana ufak bir sır vereceğim.
- Yeah, well I'll let you in on a little secret...
- Peki, öyleyse size küçük bir sır vereyim hepimiz bir gün öleceğiz.
but I'll let you in on a little secret.
Fakat gelin, sizlerle küçük bir sırrımı paylaşayım.
I'll let you in on a little secret, Ryan.
Sana bir sır vereyim, Ryan.
Dr. Hart, I'll let you in on a little secret.
Size küçük bir sır vereceğim Dr. Hart.