I'll try it Çeviri Türkçe
1,415 parallel translation
Okay, I'll give it a try.
Pekâlâ, deneyeceğim.
I'll try and live up to it.
Bununla yaşamayı deneyeceğim.
- I'll give it a try.
- Denerim.
I'll try, but I'm not sure what good it'd do.
Denerim ama yapabilir miyim emin değilim.
You see, that's the problem when we come here. Doug gets overexcited, and then he'll get cranky and cry when I try to put him to bed, it's a mess.
Gördüğün gibi sorun buraya geldiğimizde Doug'ın çok heyecanlanıp, garipleşmesi ve onu yatağa götürkmek istediğimde ağlaması.
I'll keep it at my house! - No, Garrison! You'll just try to have sex with it!
— Ben evime alırım. — Olmaz Garrison, sen onunla seks yapmaya çalışırsın!
I'll try to make it spin! It fell! I'll try again!
Çevirmeye çalışıcağım, O düşecek, ve ben gene deneyeceğim
- I'll try to shut it down.
- Kapatamaya çalışacağım.
I'll, uh... I'll give it a try. Um...
Ben... bir deneyeyim..
- I'll try it on.
- Onu deneyeceğim.
I still don't know what I've done to deserve you... but whatever it is, I'll try to keep doing it, and I promise to stand by you, to honor you... till death do us part.
Seni hak etmek için ne yaptığımı hala bilmiyorum... ama her neyse bunu muhafaza etmek için elimden geleni yapacağım, ve ölüm bizi ayırana kadar, kendimi sana adayıp... arkanda duracağım.
If I tell them, they'll try Bob for rape and it will ruin his career.
Eğer onlara anlatırsam, Bob`u tecavüzden yargılarlar ve bu da onun kariyerini mahveder.
I'll try to deduce who done it.
Ben de kimin yaptığını anlamaya çalışayım.
I'll give it a try.
Şansımı denerim.
You should try it. I'm sure I'll have my chance.
Eminim sıram gelir.
I'll try it, but I do not know how the outcome.
Ben çalışacağım, ama nasıl sonucunu bilmiyorum.
I found it rather contrived, but I'll try this.
Bu sefere başka bir tanesini tercih ederdim, ama yine de deneyeceğim.
I'll try to go for a fitting tomorrow morning... but only if it doesn't interfere with the art exhibition at four.
Yarın provaya gideceğim ama sergi saat dörtte. Sonra akşam yemeği.
I'll try it on.
Denerim.
I'll try it.
Deneyeceğim.
I'll try to give you updates on the storm as it heads your way.
Sana fırtına hakkında bilgi ulaştırmaya çalışacağım.
I'll try to do it as soon, as fast and as well as possible.
Pekâlâ dinle, bu ışı en çabuk ve en iyi şekilde halletmeye çalışacağım.
And I'll try to see to it that he doesn't get a job anywhere.
Ve onun başka hiçbir yerde çalışamaması için de elimden geleni yapacağım.
I'll try it on... but I won't go anywhere with you.
Deneyeceğim... fakat seninle bir yere gidecek değilim.
All right, I'll try it out.
Tamam, deneyeceğim.
So I thought ¸ : "Well, I'll maybe try it."
O zaman ben de "Belki denerim" dedim.
My feelings run almost too deep for words, but I'll try to do this and do it right.
Duygularım kelimelerle anlatılamayacak kadar derin, ancak bunu yapmayı deneyeceğim ve doğru bir şekilde yapacağım.
I'll try to hold it in.
Tutmaya çalışacağım.
That's great. I'll try it.
- İnsanlarda durum acilmiş duygusu uyandırır.
And she thinks you're being so sweet, she'll turn around and do what you want instead. I'll try it, man.
Çok tatlı olduğunu düşünüp fikir değiştirir ve senin istediğin şeyi yapar.
I'll try it your way.
Senin yolunu denicem.
come here. I'll try not to do it anymore.
Tamam, bir daha çıkartmamaya calışırım.
Maybe I'll try it.
Ben de denerim belki.
I-I'll try it, if you like.
Ben... onu deneyeceğim, eğer istersen.
I'll try to shut it down.
Kapatmayı denerim.
I'll try to disarm it.
Devredışı bırakmayı deneyeceğim.
Well, you can try, but I doubt it'll work.
Eh, deneyebilirsin, ama işe yarayacağından şüpheliyim.
- I'll try his phone. - He don't have it.
- Telefonunu deneyeyim.
Sir, I believe they'll try to hit us where it'll hurt us the most - Pearl Harbor.
Bence bize en çok zarar verecek yere saldıracaklar
I just try to do what's right and hope that he'll find the love in it.
Doğru olanı yapmaya çalışıyorum... ve umuyorum ki içindeki sevgiyi bulacak.
- I'll give it a try if you want.
- İsterseniz bir ararım.
- I'll try and keep it under my hat.
- Söylememektense aklımda tutmayı deneyeceğim.
You take it easy. I'll try to get you some more.
Biraz daha aspirin bulmaya çalışacağım.
I ´ ll try it.
Tamam. Deneyeceğim.
Well, you try, but it's not as safe as when I used to do the job, I'll tell you that.
Deniyorsunuz ama ben bu işi yaparken daha güvenliydi. O kadarını söyleyebilirim.
It'd be fun to watch you uh... try to manage this case without me, I'll tell you that, yeah.
Bu davayı bensiz çözmeye çalışmanı izlemek eğlenceli olur.
You try any thing funny again... I'll kill you, then myself. Believe it.
Yine bir şey yapmaya kalkışırsan önce seni, sonra kendimi öldürürüm.
I'll try to say it loud.
Bunu daha yüksek sesle söylemeyi deneyeceğim.
I'll try and make it back tonight, love. But I can't promise.
Akşam dönmeye çalışacağım aşkım.
I'll try to settle it or make it go away.
Halletmeye çalışacağım, olmazsa vazgeçerim.
I'll try to fix it, Melanie.
Bunu düzeltmeye çalışacağım, Melanie.
i'll try that 24
i'll try my best 46
i'll try harder 24
i'll try again 49
i'll try 867
i'll try to 20
i'll try not to 35
i'll try anything 18
i'll try to remember that 19
try it out 41
i'll try my best 46
i'll try harder 24
i'll try again 49
i'll try 867
i'll try to 20
i'll try not to 35
i'll try anything 18
i'll try to remember that 19
try it out 41
try it now 59
try it 790
try it on 163
try it again 206
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
try it 790
try it on 163
try it again 206
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347