English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm an alien

I'm an alien Çeviri Türkçe

270 parallel translation
When the day comes that we pick up a transmission from an alien civilisation, we as a species, frankly, will face our greatest challenge ever, I think.
Uzaylı medeniyetlerden bir ileti aldığımız gün geldiğinde, Biz bir tür olarak, açıkçası, En büyük meydan okumamızla karşılaşacağız, bence.
Hey, flatfoot, tell those bulls I'm an alien.
Hey, aynasız o çam yarmalarına uzaylı olduğumu söyle!
I'm an alien.
Ben bir yabancıyım.
I have a human half, you see, as well as an alien half submerged, constantly at war with each other.
Ben yarı insan yarı uzaylıyım, bu iki yanım sürekli savaş içinde.
The Enterprise is dead in space, stopped cold during her pursuit of an alien raider by mysterious forces, and I have been somehow whisked off the bridge and placed on the surface of an asteroid, facing the captain of the alien ship.
Enterprise uzayda hareketsiz, gizemli güçler tarafından durduruldu. ve ben ise köprüden apar topar alınıp bilinmeyen bir göktaşına konuldum ve bir, uzaylı geminin kaptanıyla karşıyayım.
Sub-commander Tal. I'm receiving an alien transmission from within our vessel, sir.
Bizim gemiden yabancı bir sinyal alıyorum.
It's hard to believe that I could be so moved by the touch of an alien hand.
Bundan bu kadar etkilenmem gerçekten inanılacak gibi değil üstelik bir yabancı el yardımıyla.
Everywhere but on Zycon, I'll be an alien.
Zycon dışında her yerde, bir yabancı olacağım.
I thought she was an alien.
Onun uzaylılardan olduğunu sanmıştım.
It's 4.00 p. m. and I'm being thrown out of an alien spaceship five light years from the smoking remains of the Earth.
Saat dört ve dünyanın duman tüten kalıntılarından beş ışık yılı ötede, bir uzay gemisinden atılmak üzereyim.
Beverly, listen, I never bad-mouthed others... in the scientific fraternity, but you bring in an alien in a bag to most guys... and Whamo!
Beverly, dinle, bugüne kadar bilim cemiyetinde hiç ağzımı bozmadım ama sen bir uzaylıyı çantaya tepmişsin. İnsanlar konuşmaya başladı.
I'M AN ALIEN FROM ANOTHER PLANET.
Başka bir gezegenden bir canlıyım.
i'm doing some rapping with an alien.
Ama bir uzaylıyla rap yapıyorum.
I'm an alien ; not a foreigner.
Ben bir yabancı değil ; bir uzaylıyım.
The same time I relised that for many Chinese... I was an alien
Aynı zamanda bir çok Çinli için, bir yabancı... olduğumun da farkındaydım.
I think i've just seen an alien.
Sanırım bir uzaylı gördüm.
Relax, brian, the flakemeister's Not going to tell anyone i'm an alien.
Rahatla Brain, Flakemeister kimseye uzaylı olduğumu söylemeyecek.
I'm an alien from the planet melmac.
Melmac gezegeninden gelmiş bir yabancıyım.
- I'm what you call an illegal alien.
- Ben sizin deyiminizle bir kaçağım.
[Irwin] I felt like I was an alien as I travelled through space.
Uzay seyahatinde, uzaylıymışım gibi hissettim.
I'm not an alien.
Hayır. Uzaylı değilim.
- I am an illegal alien.
- Kaçak bir yabancıyım.
- I took you for an alien.
- Ben seni uzaylı sanmıştım.
I'm trying to save humanity from an alien invader.
Ben insanlığı bir uzaylı istilasından kurtarmaya çalışıyorum.
I guess anyone would be in an alien environment.
Sanırım yabancı bir çevrede herkes aynı olurdu.
You see, I'm an alien.
Görüyorsun, ben de uzaylıyım.
Mr. Kim, I have to assess our navigational plan and get ready to make contact with an alien species.
Bay Kim, yönlendirme planı üzerinde çalışmam gerekmekte ve yabancı bir tür ile yapacağımız temas için hazır olmak zorundayız.
well, I'm just not an alien and I don't know how else to convince you of that.
ben bir yabancı değilim, ve size bunu nasıl kanıtlayabileceğimi bilemiyorum.
Please continue. You're going to think I'm crazy, but... I was once... abducted by an alien spacecraft.
Deli olduğumu düşüneceksiniz ama bir keresinde, bir uzay gemisi tarafından kaçırıldım.
I'm an alien, and she's a presbyterian.
( Ç.N : hristiyanlıkta bir mezhep )
You don't understand. I'm an alien from another planet.
Ben başka gezegenden gelen bir uzaylıyım.
I'm an alien!
Ben uzaylıyım!
I'm picking up an unidentified alien ship on long-range sensors.
Uzun mesafe sensörlerimizde tanımlanamayan bir gemi tespit ettik.
I guess that's because I always felt like such an alien myself that to be concerned with aliens from... other planets... that just seemed so, uh... redundant.
Sanırım kendimi hep bir uzaylı gibi hissetmemden kaynaklanıyor. Başka gezegenlerden uzaylılarla ilgilenmek bana hep çok... gereksiz geliyor.
Anspaugh hates me, Benton looks at me like I'm some kind of an alien.
Anspaugh benden nefret ediyor. Benton bana uzaylıymışım gibi bakıyor.
Uh, so just my luck that I'd eventually become an alien abductee.
Biraz da şansımın sayesinde kaçırılanlardan biri oldum.
I'm not an alien, I'm discontent.
Ben bir yaratık değilim. Sadece hoşnutsuzum.
People sometimes think I'm an alien.
İnsanlar bazen benim bir uzaylı olduğumu düşünüyorlar.
I've fought the Borg, been transformed into an alien, helped defeat the Hirogen.
Borg'larla savaştım, yabacı bir ırka dönüştürüldüm... Hirogen'i yenmeye yardım ettim.
I tried to stop them from taking him away, but was struck by an alien staff weapon. "
Onu alıp götürmelerine engel olmaya çalıştım ama yabancı bir enerji silahıyla vurulmuştum. "
- When I touched an alien artefact on 233, when I was separated from the team, I was transported to an alternate reality where Earth was already under Goa'uld attack.
233'teki yabancı el eşyasına dokunduğumda Dünya'nın Goa'uld saldırısı altında olduğu alternatif bir geleceğe aktarıldım. Bunu oradayken elde ettim.
I'm an alien!
Uzaylıyım!
Kermit, I realize that it may be hard for you to accept me as an alien but I didn't choose to be one.
Kermit, uzaylı olduğumu kabul etmek senin için zor, farkındayım. Ama benim seçimim değil.
What, you... you think I'm an alien?
Ne... sence ben uzaylı mıyım?
I'm talking to an alien!
Bir uzaylıyla konuşuyorum!
You're an alien... and I'm talking to you... in my kitchen!
Sen bir uzaylısın... ve seninle konuşuyorum... mutfağımda!
I'm an alien.
Ben bir uzaylıyım.
I'll just have, uh, an Alien Blast.
Ben sadece, ah, bir Alien Blast alacağım.
I'm not an alien.
Ben uzaylı değilim.
I understand that you found some kind of ship from an alien race.
Anladığım kadarıyla bir yaratık ırkına ait bir uzay gemisi bulmuşsunuz.
He said : "treefiddy". And so I realized I that it wasn't no alien, it was that goddam Loch Ness monster again trying to trick me into giving him treefiddy by dressing up like an alien.
3.5'lik dedi. işte o an onun bir uzaylı değil, körfez canavarı olduğunu ve benden 3.50'lik koparmak için uzaylı kılığına girdiğini anladım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]