English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm busy

I'm busy Çeviri Türkçe

7,992 parallel translation
I'm a little busy.
Biraz meşgulüm.
But maybe you're busy, and I can try you next time I'm in town.
ama belki de yoğunsundur bir sonraki gelişme bırakırız.
I'm a little busy.
Biraz meşgulüm de.
This week I'm a bit busy.
Bu hafta biraz meşgulüm.
I'm far too busy for any of this.
Bunlar için fazlasıyla meşgulüm.
But while you're busy asking why the dome would betray us, I'm asking how do we stop it before it kills us all.
Ama sen Kubbe'nin bize neden ihanet ettiğini merak ederken ben bizi öldürmeden önce onu nasıl durdurabileceğimizi merak ediyorum.
I'm always busy.
- Ben hep meşgulüm.
I'm busy.
Çok meşgulüm bu aralar.
Hey, did you quit yet? I'm too busy wondering why my husband was snooping around on my laptop. No.
Hala vazgeçmedin mi?
But I'm sure they're keeping her busy over there.
Eminim çok yoğun işleri vardır.
I'm busy.
Meşgulüm.
Uh, I'm actually kind of busy right now.
- Şu an meşgul sayılırım aslında.
She wants to know if you're still keeping me busy. I'm "A," right?
Beni oyalayıp oyalamadığını merak ediyor.
I'm busy.
- Meşgulum.
Helen, I'm busy.
Helen, meşgulüm.
We, uh... we moved up the election to nine months... so I'm gonna start getting busy. I was...
O yüzden çok meşgul olacağım.
I'm busy right now.
- Şu an meşgulüm.
If it's about Mike, I'm busy.
Mike hakkındaysa, meşgulüm.
Like I said, I'm busy.
Dediğim gibi, meşgulüm.
So while you're busy saving everybody, I'll be saving myself.
Sen herkesi kurtarmakla meşgulken ben de kendimi kurtaracağım.
And by the level of violence escalating in Oakland, I'm guessing you've been busy.
Ve Oakland'da artan şiddet seviyesini göz önünde bulundurursak. tahminimce çok meşguldün.
I did get your postcard from Bhutan, and I would've written you back if I wasn't busy ducking every single reporter in the country.
Bhutan'dan attığın kartpostalı aldım. Cevap da yazardım ama muhabirlerden kaçarken pek fırsat bulamadım.
I'll keep him busy.
Ben meşgul tutarım.
- I'm a little busy now.
- Şu an işim var.
I'm busy.
Hava buz gibi.
I must apologize, but I'm really rather busy today.
Özür dilerim ama bugün oldukça meşgulüm.
My schedule is so busy that I cannot satisfy my personal needs.
Programım o kadar dolu ki kişisel ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum.
Well, if it's an invitation to your birthday party, - I think I'm busy that day.
Doğum günü partin için davetiyeyse sanırım o gün meşgul olacağım.
Go now, go, I'm busy.
Haydi... Haydi, git şimdi... İşim gücüm var...
Look, I'll keep your little crush busy long enough for you to get rid of the contraband, but the next three weddings I'm invited to, you're my date, dummy.
Bak, bak senin küçük kaçamağınla çok uğraştım senin için kaçakçılığınla uğraşabilirim, ama davet edildiğim ilk üç davette, sevgilimsin aptal.
I'm super busy.
Çok yoğunum.
Unfortunately, I'm a little busy trying to save my true love's wife.
Maalesef ki gerçek aşkımın karısını kurtarmaya çalışmakla meşgulüm.
Todd : What? I'm busy.
Meşgulüm.
It's imperative that we find air transport to Mt. Wilson CDC lab - Sorry, I'm busy.
California'daki bir laboratuvara ulaşmak için hava aracı bulmamız şart.
Super busy, but I'm sure that could be arranged.
- Çok meşgulüm ama bir şeyler ayarlarız.
I'm sure you're busy with keeping an eye on the world and all.
Eminim dünyaya göz kulak olmakla falan yeterince meşgulsündür. Evet.
I'm busy too, buddy.
Beni idare eder misin? "
I said, I'm busy, man.
- Meşgulüm dedim dostum.
Uh, I'm busy, Turk.
Ah, meşgulüm Turk.
I'm busy... with... something.
Başka bir şeyle meşgulüm.
I was so busy watching the match I forgot all about him.
Zaten maça daldım, unuttum çocuğu be.
I'm a busy guy.
Ben meşgul bir adamım.
I'm never too busy for you.
Senin için asla meşgul değilim.
I actually have a very busy, busy life.
Çok ama çok yoğun bir hayatım var.
I am a busy woman, Mr. Perotti.
Ben meşgul bir kadınım,... Bay Perotti.
So I'll be keeping pretty busy for awhile. "
Bu yüzden bu aralar biraz yoğun olacağım. "
I have things to do. I'm busy. But...
Meşgulüm, yapacak işlerim var ama...
Dwight, I'm very busy.
Dwight, oldukça meşgulüm.
So, are we going to stand about arguing about whether I'm real or not, or are we going to get busy saving Christmas?
O zaman oturup benim gerçek olup olmadığımı mı tartışacağız yoksa Noel'i kurtarmaya mı çalışacağız?
Oh, I'd love to, but I'm actually extremely busy.
Çok isterdim ama gerçekten çok meşgulüm.
I guess you'll be getting quite busy.
Sanırım çok meşgulsün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]