I'm disappointed Çeviri Türkçe
2,453 parallel translation
This is really unacceptable, and I'm really, really disappointed in you.
Bu, kabul edilemez! Beni çok, çok büyük hayal kırıklığına uğrattın.
Everybody, I just want you to know I'm a little disappointed.
Şunu bilmenizi isterim ki biraz hayal kırıklığına uğradım.
I feel like I disappointed you.
Sizi hayal kırıklığına uğrattım.
I came here because I wanted to tell you how disappointed and hurt I was with your behavior at the club.
Kulüpteki davranışların yüzünden ne kadar incindiğimi ve hayal kırıklığına uğradığımı söylemek için geldim.
I'd be disappointed if you didn't.
Bilmeseydin hayal kırıklığına uğrardım.
I guess we're both disappointed.
Sanırım ikimiz de hayal kırıklığına uğradık.
If he realizes I'm not you, he'll be disappointed.
Benim, sen olmadığımı görünce kesinlikle hayalleri yıkılacak.
I am sorry I disappointed you, honey.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için çok üzgünüm tatlım.
Well... if you hear from him, tell him I know what he did... and I'm very disappointed.
Tamam... Ondan haber alırsan onun yaptığını bildiğimi söyle ve hayal kırıklığına uğradığımı.
I'm kind of disappointed.
Biraz hayal kırıklığına uğradım.
Well, I'm a little disappointed in you.
Aslında beni biraz hayal kırıklığına uğrattın.
I'm disappointed.
- Üzüldüm.
I'm not disappointed.
Ben üzülmedim.
I'm sure you guys weren't disappointed at prom.
Eminim, siz baloda hayal kırıklığına uğramamışsınızdır.
She has as much right to live a full and active life as the rest of us, and her condition should not be an issue, frankly, I'm a little disappointed in you for even bringing it up.
Diğer hepimiz kadar dolu dolu ve aktif bir yaşam sürmek onun da hakkı. Ve onun durumu buna engel teşkil etmemeli. Açıkçası bunu ortaya atmandan bile hayal kırıklığına uğradım.
I can only say I'm disappointed.
Sadece hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim.
I'm not angry, I'm disappointed.
Sinirli değilim. Hayal kırıklığına uğradım.
I'm pretty disappointed.
Oldukça hayal kırıklığına uğradım.
I would be severely disappointed.
Bu noktada sert olmalıyım.
I expect the worst and I am never disappointed.
En kötüsünü umarım ve asla hayal kırıklığına uğramam.
I'd be disappointed.
Hayal kırıklığına uğrardım.
You tell me you have that GTO in the parking lot, or I am gonna be very... disappointed.
Bana aracı park yerine getirdiğini söyle yoksa fena bozulacağım.
Tell her... tell her I'm disappointed.
De ki... hayal kırıklığına uğradım.
Tell her that I'm disappointed in her choices.
Yaptığı seçimler beni hayal kırıklığına uğrattı.
I'm disappointed you don't remember me, considering you patented my brain.
Beni hatırlamaman, hayal kırıklığına uğrattı beynimin patentini almış olmanı göz önünde bulundurursak.
I think that you think dad's gonna be disappointed that we broke up and that you're not flying.
Bence sen ayrıldığımızdan ve senin uçmadığından babanın hayal kırıklığına uğrayacağını düşünüyorsun.
I'm disappointed in you!
Beni hayal kırıklığına uğrattın!
I'm very disappointed.
Hayal kırıklığına uğradım.
I admit I was disappointed.
Kabul ediyorum, hayal kırıklığına uğramıştım.
Look, there was no ring, right, no vows, no photographer, no wedding cake, which I was most disappointed by, because I love wedding cake.
Dinle, yüzük yok, tamam mı? Alkış, fotoğrafçı falan da. Düğün pastası bile yok ki en çok hayal kırıklığına uğradığım konu buydu çünkü düğün pastalarına bayılırım.
I'm very, very disappointed in you.
Ciddi şekilde hayal kırıklığına uğrattın beni.
I know you're disappointed that your dad is just... a boring old driving instructor from the suburbs.
Babanın, banliyöde yaşayan, sıkıcı yaşlı bir direksiyon hocası çıktığı için hayal kırıklığına uğradığının farkındayım.
- I am disappointed.
- Hayal kırıklığına uğradım.
No, babe, I'm not disappointed.
Ve evet, hatırlaman gereken şey...
I'm only disappointed'cause it didn't work out.
Sen mahkumsun ben de memurum.
I'm sorry I disappointed you, but I want to look for Sophia and I want to defend our camp.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim ama Sophia'yı aramak istemiştim ve kampımızı savunmak istedim.
I'm disappointed.
Hayal kırıklığına uğradım.
I'm disappointed in you two.
İkinizden de umudum kırıldı.
I'm disappointed in you.
Leo dostum.
I am really disappointed in the office's policy on PDA at this moment.
Şu anda ofisin U.S. politikasından dolayı hayal kırıklığına uğradım.
Anywho, I'm not disappointed.
Kim olursa olsun, hayal kırıklığına uğramadım.
I'm disappointed the army wouldn't take me. I look really hot in camouflage.
Ordu beni almayınca hayal kırıklığına uğradım.
'Cause I'm a little disappointed.
Çünkü biraz hayal kırıklığına uğradım.
I'm deeply disappointed.
Gerçekten çok üzgünüm.
I must say I'm terribly disappointed by the Bentley.
Bentley'in beni oldukça hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim.
I am disappointed, Kirby.
Hayal kırıklığına uğradım, Kirby.
Disappointed, but I understand.
Ama anladım
- I'm not disappointed...
- Hayal kırıklığına uğramadım...
I'm disappointed for you.
Senin adına hayal kırıklığına uğradım.
Jo, I'm disappointed in you.
Jo, beni hayal kırıklığına uğrattın.
I am very disappointed.
Büyük hayal kırıklığına uğradım.
i'm disappointed in you 79
disappointed 135
i'm done 1705
i'm doing well 24
i'm drowning 44
i'm doing great 97
i'm done with you 104
i'm dangerous 29
i'm dry 24
i'm doing my best 94
disappointed 135
i'm done 1705
i'm doing well 24
i'm drowning 44
i'm doing great 97
i'm done with you 104
i'm dangerous 29
i'm dry 24
i'm doing my best 94
i'm different 70
i'm done now 24
i'm doing good 49
i'm down 125
i'm dying 601
i'm driving 280
i'm done talking 64
i'm dr 1049
i'm done with it 49
i'm done here 97
i'm done now 24
i'm doing good 49
i'm down 125
i'm dying 601
i'm driving 280
i'm done talking 64
i'm dr 1049
i'm done with it 49
i'm done here 97