I'm gonna go get a drink Çeviri Türkçe
62 parallel translation
I'm gonna go get a drink, myself.
Ben bir tek atacağım.
I'm gonna go get a drink.
Ben gidip bir içki alacağım.
- I'm gonna go get a drink.
- Gidip birşeyler içeceğim.
I'm gonna go get a drink.
Ben bir içki alayım.
If you'll excuse me, I'm gonna go get myself a drink.
İzin verirseniz, kendime bir içecek alacağım.
- I'm gonna go get a drink...
- İçecek birşeyler alacağım...
I'm just gonna go get a drink...
- Debra...
I'm gonna go get a drink. - Please.
- Tamam, ben içki alacağım.
I'm gonna go get a drink of water.
Gidip su alacağım.
Finish'shrooming. I'm gonna go get a drink.
Sen zırvalamyı kes.
Well, since she's having a baby, I thought I'd take her to a place that kids and girls like, so I figured I'd start the date off at an amusement park and we'd go on a ride on the "lightning whip". I'm gonna take her horseback riding up to this overlook, and then we're gonna get cozy and drink a little Bingo-Bango.
şey, o bir bebek taşıdığından beri, onu kızların ve çocukların seveceği bir yere götürmeyi düşünüyordum, o yüzden randevuya lunaparkla başlamanın iyi olacağını düşündüm ve "Yıldırım kırbacı" na binebiliriz diye onu ata binmeye götüreceğim, ve sonra biz daha samimi olacağız
- All right, I'm gonna go get a drink.
- Pekala, bir içki alacağım.
I was gonna go and get a drink.
Kendime içecek bir şey alacağım.
I'm gonna go get a drink.
Gidip bir içki alacağım. Sen de ister misin?
I'm just gonna go get a drink.
Gidip bir şey içeyim.
Um... okay, I'm gonna go get a drink.
Tamam, ben bir içki alacağım.
I'm gonna go get a drink... alone.
Gidip bir şeyler içeceğim yalnız.
I'm gonna go get us a drink, okay?
İkimize birer içki getireceğim, tamam mı?
I'm gonna go and get a drink.
Kendime içecek bir şey alacağım.
I'm gonna go get a drink.
Gidip bir içki alayım.
I'm gonna go get a drink.
Gidip içki alacağım.
I'm gonna go get a drink. You want anything?
Ben içki alacağım, sen de bir şeyler ister misin?
I'm gonna go get a drink.
İçecek birşeyler alayım.
Well, I'm gonna go get a drink.
Gidip bir içki alacağım.
Uh, look, I'm gonna go get a drink or two
Bak, bir içki içmeye gidiyorum ya da iki.
I'm gonna go get a drink.
Ben gidip içki alayım.
I'm gonna go get a drink.
Gidip bir içki alacağım.
I'm gonna go get us a drink.
Ben birer içki alacağım.
Well, I'm gonna go get a drink.
İçecek bir şeyler alacağım.
I'm gonna go get me a drink or two now. - You're bad.
Ama şimdi hepinizin canı cehenneme diyorum ve bir-iki kadeh İçmeye gidiyorum.
I'm gonna go get rid of him. Go downstairs for a drink.
Gidip ondan kurtulacağım, aşağı inip bir içki içerim.
I'm gonna go get a drink.
Ben bir şeyler içmeye gidiyorum.
All right. I'm gonna go get a drink.
Neyse, ben içki alacağım.
I'm gonna go get a drink.
Ben gidip içki alacağım.
I'm gonna go get a drink and try to find anyone who's making out with anyone.
Ben bir içki alıp öpüşen birileri aramaya çıkarım.
I'm gonna go get a drink.
İçecek bir şeyler alacağım.
I'm gonna go get a drink.
- İçmeye gidiyorum.
I'm gonna go get a drink.
Ben içki almaya gidiyorum.
I'm just gonna go and get a drink.
Gidip bir içecek alacağım.
I'm gonna go get a drink, okay?
İçecek bir şeyler alacağım, olur mu?
I'm gonna go get a drink.
Ben gidip bir içki alayım.
- Hey, listen, I'm gonna go get a drink.
- Dinle, gidip içecek bir şeyler getireceğim.
I'm gonna go get you a little bit more Vervain, and them I'm gonna have a drink, and I'm gonna let you think about what a royal pain in the ass you've been lately.
Sonra bir içki içeceğim ve son zamanlarda ne kadar hıyarlık ettiğini düşünmen için fırsat tanıyacağım.
I'm gonna go get a drink.
İçki alacağım.
All right, don't go anywhere, I'm gonna get us a drink, okay?
Bir yere kaybolma, içkileri alıp geliyorum.
I'm gonna go to the bar, and I'm gonna get a shot of Tequila, and I'm gonna drink it.
Andbi shot tekila alacağım Ve içeceğim
I'm gonna go get a drink.
Ben içki alayım.
I'm gonna go get a drink.
Bir içki almaya gideceğim.
Yeah. - I'm gonna go get us a drink.
- Bize bira alıp geleceğim.
- I'm gonna go get a drink.
- Gidip içki alacağım.
I'm gonna go get us a bottle of the good bourbon, and we gonna drink it to the corners, baby! Whoo!
Kaliteli burbondan bir şişe getireceğim ve şişenin dibini göreceğiz hayatım!