I'm in a hurry Çeviri Türkçe
1,233 parallel translation
Too bad I'm in a hurry.
Bu kötü işte, acelem var.
I can't figure out why she's in such a hurry.
Acaba Sue Hanımın derdi ne olacak?
I'm in a hurry
Yemek seçecek durumda değilim!
Only when I'm in a hurry.
- Sadece acelem varsa.
I'm in a hurry.
Acelem var. Mario Ritale.
I was in a hurry, so I came up and knocked.
Acelem vardı, yukarı çıktım.
- Listen, I'm in a hurry.
- Dinleyin, acelem var.
I left in a hurry.
Evden aceleyle çıkmıştım.
I'm in a hurry.
Acelem var.
I'm in a hurry.
Çok acelem var.
I need your car keys. I'm in a hurry.
Acelem var.
Marty, I'm in a big hurry and you and Charlie are supposed to be negotiating this so goodbye, good luck, I'll see you Monday.
Marty, şu an oldukça acelem var ve bu işle ilgilenmek seninle Charlie'nin işi. ... Güle güle, bol şans. Pazartesi görüşürüz.
I'm in a hurry.
Acele işim var.
I left in a hurry.
Oradan aceleyle ayrılmıştım.
- I'm in a hurry.
- Acelem var.
I'm in a hurry.
- Benim çok acelem var.
I'm in a hurry, and you want to swim. You're drivin'me crazy, Fred.
Benim acelem var, sen yüzmek istiyorsun.
I'm in a hurry!
- Acelem var.
- Please, sir! I'm in a hurry!
Acelem var!
Hmm, I didn't think about that at all. Maybe I was in a hurry.
Hmm, bunu hiç düşünmemiştim sanırım, sizin için çok endişelenmiştim
I'm afraid Sheriff Wallace left for Texas in a hurry.
Korkarım Şerif Wallace acilen Teksas'a gitmiş.
- That's right. I'm in a real hurry.
- Evet ama gerçekten çok acelem var.
Oh, I had to leave the hotel in a hurry, so could you spare a couple of dollars?
Ayrıca, otelden aceleyle ayrıldım, Fazladan birkaç dolarınız var mı?
I'm in a hurry to deliver it
Teslimat için acele ediyorum.
I'll call for Tabrej. Till then you... I'm in a hurry now.
ben tabrejı çağırırken siz burda bekleyin... burada bir hareketlilik var belki bir dahaki sefere görürüm onu benden çok selam söyleyin
- Excuse me, I'm in a hurry...
- Şimdi izninizle. Acelem var da.
No thanks, I'm in a hurry.
Hayır, teşekkür ederim, acelem var.
- Ludmilla, where are you going? - I'm in a hurry.
- Ludmilla, nereye gidiyorsun?
I'm in kind of a hurry.
Biraz acelem varda.
I was weak at birth, so I had to be baptized in a hurry.
Doğarken o kadar zayıfmışım ki, alelacele vaftiz edilmem gerekmiş.
Look, I'm sorry, but we're in a real hurry, okay?
Bakın üzgünüm, ama çok acelemiz var, tamam mı?
Simone, I'm in a hurry.
Simone, acelem var.
I'm in a hurry here.
Acelem var.
No, I'm in a great hurry today.
Hayır, hayır, bugün çok acelem var.
Look Amit, I'm in a hurry.
bak Amit, acelem var.
I'm in a hurry!
Acelem var.
Always happens when I'm in a hurry.
Ne zaman bir acelem olsa böyle oluyor.
I'm sorry, I'm in a hurry.
Özür dilerim, acelem var da.
Sorry, I'm in a hurry. But I want to talk to you.
Özür diliyorum, fazla zamanım yok ama seninle konuşmak istiyorum.
- I'm in a hurry too.
- Benim de acelem var.
I'm in a bit of a hurry.
Biraz acelem var.
No, I ´ m in a hurry.
Hayır, gitmeliyim.
A ticket to Metz, I'm in a hurry.
Metz'e bir bilet, afedersiniz acelem var.
I'm never in a hurry, even on a plane.
Hiç acelem olmaz, uçakta bile.
I'm in a real big hurry. You'll have to excuse me.
Beni affedin ama biraz acelem var.
I'm in a hurry!
Acelem var!
I'd love to, but I'm in kind of a hurry.
Çok isterdim, ama acelem var.
I'm in a big hurry.
Çok acelem var.
You're in a hurry, Fouquier I'm not finished
Çok acelecisin Fouquier! Bitirdiğimi söyledim mi?
I'm in a hurry.
- Acelem var.
I am in a hurry to get back to Havana, Señor Wilkes.
Havana'ya dönmek için çok fazla zamanım yok, Bay Wilkes.
i'm in pain 69
i'm in 2148
i'm into it 34
i'm in the kitchen 35
i'm in hell 43
i'm in a good mood 34
i'm in heaven 42
i'm in love with you 207
i'm in love 252
i'm interested 154
i'm in 2148
i'm into it 34
i'm in the kitchen 35
i'm in hell 43
i'm in a good mood 34
i'm in heaven 42
i'm in love with you 207
i'm in love 252
i'm interested 154