I'm in the middle of something Çeviri Türkçe
563 parallel translation
I'm right in the middle of something.
Tam bir şeyin ortasındayım.
You tell her I'm in the middle of something important.
O'na de ki burada çok önemli bir işin ortasındayım.
I'm in the middle of something.
Bir işle meşgulüm.
I wouldn't give much for our chances... wandering around in the middle of the night trying to find something... that if we found it, it might kill us.
Fazla şansımız olduğunu düşünmüyorum... Yani, gecenin bir yarısı ortalıkta dolaşıp, bulduğumuzda bizi öldürebilecek bir şeyi aramak...
I'm caught in the middle of something and I don't know what.
Kendimi bir şeyin ortasında buldum ve ne olduğunu bilmiyorum.
Elizabeth, I'm right in the middle of something.
- Elizabeth, bir şeyin orta yerindeyim.
# Maybe I'm a man Maybe I'm a lonely man # # Who's in the middle of something #
# Belki bir erkeğim, Belki bir şeylerin ortasında... # yalnız bir erkeğim. #
# Maybe I'm a man Maybe I'm a lonely man # # Who's in the middle of something #
# Belki bir erkeğim Belki bir şeylerin ortasında... # # yalnız bir erkeğim #
Woops, am I in the middle of something?
Ops, sanırım bir şeylerin ortasındasınız?
I'm right in the middle of... something very important.
Bende tam ortasındaydım... çok önemli bir şeyin.
Only trouble is, now I'm here I find myself in the middle of something I've no feeling for.
Tek sorun, şu an kendimi hiçbir şey ifade etmeyen bir yerin ortasında bulmam.
I'm in the middle of something, Ray.
Tam bir işin ortasındayım, Ray.
Wait, willie, I'm in the middle of something.
Bekle, Willie, Birşeylerle meşgulum.
I'm in the middle of something.
Bir şeyin ortasındayım.
- I'm... I'm in the middle of something, OK?
- Şu an meşgulüm biraz, tamam mı?
Listen, Susan, I'm in the middle of something now.
Dinle, Susan, bir işin ortasındayım. Gerçekten bunun hakkında konuşamam.
- I'm in the middle of something.
- Bir konuşmanın ortasındayım.
Lois, can't you see I'm in the middle of something here?
Lois, burada bir şeyin ortasında olduğumu görmüyor musun?
Right now, I'm in the middle of something.
Şu an meşgulüm.
I'm just in the middle of something.
Sadece bir şeyin tam ortasındayım.
I was in the middle of the best... I missed something.
En iyi şeyin ortasındaydım... birşeyleri kaçırmışım.
Well, I'm in the middle of something right now.
Şu anda bir şeyle uğraşıyorum.
- "I'm in the middle of something."
- Önemli bir işim var.
I'm sorry, Kes, but we're in the middle of something here and I need every hand at their posts.
Üzgünüm Kes, şu anda içinde bulunduğumuz durumda herkesin yerinde olmasına ihtiyacımız var.
I'm in the middle of watching something.
- Burada bir şey seyrediyorum.
Excuse me, I'm in the middle of something.
- Affedersiniz. - Sıranızı bekler misiniz?
I'm in the middle of something.
Yarım bıraktığım bir işi bitirmeliyim.
I'm just in the middle of something extremely important.
Çok önemli... bir şeyin ortasındayım sadece.
Kramer, I'm kind of in the middle of something.
Kramer, bir konunun tam ortasındaydık.
Um, I'm kind of in the middle of something.
Şey, bir görüşmenin tam ortasındayım.
I'm kind of in the middle of something here, Casey.
Burada iş yapıyorum Casy?
For once she comes into my office with something to tell me and I'm naked in the middle of the office.
İlk defa bana birşey söylemek için odama geliyor. Bu sırada bende odanın ortasında çıplak duruyorum. Buna inanabiliyormusun Daniel?
I'm kind of in the middle of something here.
Biraz meşguldüm.
- I'm in the middle of something.
- Meşgulüm.
I'll be right there. And we're gonna do this commercial in one take, do you hear me, because I am in the middle of something really important.
Hemen geleceğim ama tek seferde bu reklamı çekelim çünkü çok önemli bir işin tam ortasındayım.
Look, I'm in the middle of something.
Dinle, bir işin ortasındaydım.
I'm in the middle of something right now.
Şu anda çok meşgulüm.
It's just, I'm kinda in the middle of something here.
Ben... Benim burada biraz işim var.
Okay, well, I'm sort of in the middle of something.
Bir işin ortasındayım.
I'm in the middle of something right now.
Şu anda bir şeyin ortasındayım.
No, I'm sorry, I was, uh... I was in the middle of something. Um...
Hayır, kusura bakma, ben- -... tam bir şeyin ortasındaydım- -
- I'm in the middle of something.
- Şu anda toplantıdayım.
I'm in the middle of something, Tommy.
Şu anda iş üstündeyim.
Actually, I'm in the middle of something right now, so- - l'll move the car for you.
Aslında, şu an bir işim var, o yüzden - Arabayı senin yerine ben çekerim.
But, Phoebe, I'm just sort of in the middle of something.
Phoebe, yalnız şu an başka bir işin ortasındaydım.
I'm kind of in the middle of something here right now.
Şu anda biraz meşguldüm aslında.
I'm kind of in the middle of something. But come back later and I'll make you a plate.
Ama daha sonra gelirsen sana güzel bir tabak hazırlarım.
I was gonna ask you something- - but no, I mean, you're in the middle of something here, so...
Sana bir şey soracaktım ama şimdi meşgulsün.
I'm in the middle of something.
Bir işin ortasındayım.
Am I in the middle of something?
Bir şeylerin ortasında mıyım?
I'm just telling you that if we're chasing down some crazy girl in the middle of the night, the only reason that I'd do something so nuts is because you and I were dating again.
Sadece diyorum ki, eğer, gecenin bir yarısı deli bir kızı takip edeceksek, böyle delice birşeyi yapmak için tek neden senin ve benim tekrar çıkıyor olmamızdır.