English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm losing

I'm losing Çeviri Türkçe

3,746 parallel translation
And now I know that all I'm going to be doing from here on is losing everything.
Artık biliyorum ki, buradan sonra tek yapacağım şey her şeyi kaybetmek olacak.
Does that record sound like I'm losing control? !
Bu sonuçlar, kontrolü kaybediyormuşum gibi mi?
I think I'm losing my mind.
Benim de.
Am I losing my mind, or does that ranger look exactly like Carter Oosterhouse? You're losing your mind.
Aklımı mı kaçırıyorum yoksa bekçi aynı Carter Oosterhouse gibi mi görünüyor?
Or am I just so hungry, I'm losing my mind?
Ya da sadece çok açım ve aklımı kaçırıyorum?
I'm losing power, Scott!
Güç kaybediyorum, Scott!
- I'm losing my mind.
Ben...
- I'm losing my balance. Whoa.
- Dengemi kaybediyorum.
- Okay. I don't like losing.
Kazanacağımı düşünüyordum.
I'm afraid losing him is something I'm gonna regret the rest of my life.
Onu kaybetmek hayatım boyunca pişman olacağım bir şey.
And I don't want to regret losing the love of my life, and I do want to have his kids.
Hayatımın aşkını kaybetmekten dolayı pişman olmak istemiyorum. Onunla çocuk yapmak istiyorum.
I don't want to spend the rest of my days regretting losing you.
Hayatım seni kaybettiğim için pişman olarak geçirmek istemiyorum.
I'm losing it here, Jim.
Çok fenayım Jim. Değişiyoruz Steve.
I'm losing it.
- Geri ver şunu Steve.
If I didn't know you better, I'd say you're losing your touch.
Seni tanımasaydım etkini kaybettiğini söylerdim.
I'm afraid of losing...
Kaybetmekten korkuyorum...
Do you think I'm losing my grip?
Kontrolümü mü kaybediyorum sence?
Based on what I'm seeing, losing her foot wouldn't have killed this woman.
Anladığıma göre, bacağını kaybetmesi bu kadını öldürmez.
Well, I got you this beach-scented air freshener at the car wash for when you passed, but it's sort of losing its scent.
Sana bu plaj kokulu araba parfümünü aldım ama araba yıkamadan geçince kokusunu kaybediyor.
I would say you're losing it due to wedding stress.
- Düğün stresinden kendini kaybediyorsun. - Bir içkiye ihtiyacım var.
But I think I might be losing Melman.
Ama sanırım Melman'ı kaybetmiş olabilirim..
Dollface, it took losing you to realize how much I need you in my life.
Bebekyüz, sana hayatımda çok fazla ihtiyacım olduğu için, bunu kaybemeyi göze aldım.
I hate stopping, cos everyone you've overtaken, they're going past me again and I'm losing time.
Durmaktan nefret ediyorum çünkü solladığım herkes beni tekrar geçecek. Ve ben zaman kaybediyorum.
I'm not gonna take a chance of losing Quinn again, so I need a new partner.
O yüzden yeni bir ortak lazım.
And I hope this won't affect our relationship when you end up on the losing side and I'm on the winning side, because that's how it's gonna be.
Ve umarım, senin kaybeden benim de kazanan tarafta olmam ilişkimizi etkilemez, çünkü olacak olan bu. Neden biliyor musun?
No, I meant I'm proud of you for not losing your cool with the preschool director, and Emma's mom.
Hayır, seninle gurur duymamın nedeni kreş müdürü ve Emma'nın annesinin karşısında soğuk kanlılığını kaybetmemendi.
I knew deep down you had a problem, but I was so afraid of losing you, I did nothing.
İçten içe bir problemin olduğunu biliyordum, ama seni kaybetmekten öyle korktum ki, hiçbir şey yapmadım.
I'm just sick of being on the losing side.
Sürekli kaybeden taraf olmaktan bıktım.
There's no way I'm losing this contest.
Bu yarışmayı hayatta kaybetmem.
I apologize... for losing my temper.
Özür dilerim sinirlerime hakim olamadım.
I'm not losing anyone else ever again.
Bir daha asla kimseyi kaybetmeyeceğim.
And I'm not that far off, either,'cause a lot of families that were fleeing Afghanistan- - they would bury all their valuables, rather than risk losing them to the Taliban.
Ve ben her ikisinden de uzak değilim çünkü Afganistan'dan kaçak çok aile ver değerli eşyalarını Taliban'a kaptırmaktansa onları yakmayı tercih ediyorlar.
I feel like I'm losing my mind.
- Aklımı kaybediyormuşum gibi hissediyorum.
Okay, okay, I think we're losing track of the issue here, okay?
Tamam, tamam. Bence asıl konudan uzaklaşıyoruz, tamam mı?
I'm losing you
Sesin gelmiyor! Duyamıyorum!
All right, I'm losing the trailer.
Pekala römorku bırakıyorum.
I mean, it's nice to make new friends, but not if it means losing the best friend I've ever had.
Elbette yeni arkadaşlar edinmek güzel bir şey ama en iyi arkadaşımı kaybedeceksem bunu istemiyorum.
I think I'm losing Owen.
Sanırım Owen'ı kaybedeceğim.
It's just that I feel like I'm losing my children to America.
Çocuklarımı Amerika'ya kaptırıyormuşum gibi hissediyorum.
I don't know what you and your friends did to me, but I am losing it. You have to understand that
Sen ve arkadaşların bana ne yaptı bilmiyorum ama aklımı kaçırmaya başladım.
I... I think I'm losing the respect of an important man in the house.
Ben istasyondaki önemli bir adamımın saygısını kaybediyorum.
Well, I'm just spit-balling here, but if I were you, uh... Ruby, killing Lilith, letting Lucifer out, losing your soul, not looking for me when I went to Purgatory,
Ben bilmem ama yerinde olsaydım öncelikle Ruby, Lilith'i öldürmek, Lucifer'i çıkarmak, ruhunu kaybetmek Purgatory'e düştüğümde beni aramaman.
I thought I was losing my mind.
Aklımı kaçırıyorum sandım.
I'm trying. Try harder ; we're losing them!
- Daha iyisini yap, onları kaybediyoruz!
I'm not losing my job for anyone.
Birileri için işimden olamam.
- I'm losing? - Yes.
- Kayıp mı ediyorum?
- and youth vote. - The vote is in two weeks and I'm losing?
Seçim iki hafta sonra ve ben kaybediyorum öyle mi?
I think I might be losing my mind.
Galiba aklımı kaçırıyorum.
You. You think she knows I'm losing?
Kaybettiğimi biliyor mu dersin?
- I'm already losing interest.
- Zaten ilgimi kaybediyorum.
You're risking your job and I'm losing my temper, Mr Timperley.
Sen de işini risk ediyorsun diye sinirlerimi kaybediyorum Bay Timperley.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]