English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm losing it

I'm losing it Çeviri Türkçe

517 parallel translation
I did it to give him something, to take the place of what he's losing.
Ona, kaybedeceği bir şeyin yerini tutacak başka bir şey vermek için yaptım.
You mean that you've been making money while I was losing it?
Yani ben para kaybederken sen para mı kazanıyordun?
If it means losing your health, I'd sooner live in one room again.
Eğer sağlığını yitireceksen ben yine tek odalı bir evde yaşamaya razıyım.
Now that it's too late for you to do anything about it I might as well tell you, this is one case I've enjoyed losing.
Artık bir şey yapman için geç olduğuna göre sana söylesem de olur, kaybetmekten zevk aldığım tek dava bu.
I'm this close to losing it.
Sabrımı kaybetmeye çok yakınım.
What I can't stand is... It's not losing this place, it's Big Mama.
Benim dayanamadığım... burayı kaybetmek değil, Koca Ana'ya yaptıkları.
I'm not one of those guys that gets some dough, squanders it and ends up losing his shirt.
Ben mangırları har vurup harman savuran, sonrada bir don bir gömlek kalanlardan değilim..
I'll get even with that guy even if it means losing my job.
İşimden olsam bile bu adamdan acısını çıkaracağım.
I was very attached to it and it was attached to me and... I never thought I'd really get over losing Marvin.
Ona çok bağlıydım ve o da bana bağlıydı. Marvin'i kaybetmeyi atlatabileceğimi sanmıyordum.
I had trouble losing it.
Onu kaybetmekle başım belya girdi.
You may say I'm losing it, but I have the bills here...
Kaybettiğimi söyleyebilirsin ama hesaplar burada...
I was given the secret of eternal life and used it out of fear of losing you, Kallikrates.
Sonsuz yaşamın sırrını verdim.. ve seni kaybetmekten korkarak yaşadım, Kallikrates.
I got into it for the money, but lately I've been losing my touch.
Bu işe para için girdim, ama son zamanlarda bağlantılarımı yitirdim.
Great, I'm losing it
Unuttum şimdi.
Somehow I always knew that you'd find out about it. I must have been mad to risk losing you for...
Seni kaybetme tehlikesine girdiğim için çıldırmış olmalıyım.
- I'm losing it.
- Dayanamayacağımı biliyordum.
I mean, it's hit everyone, but we're losing everything we've worked for for 30 years.
Yani, herkesi vurdu ama 30 yıldır kazandığımız her şeyi kaybediyoruz.
We haven't found any treasure and it looks like I'm losing my partner.
Hiç bir hazine bulamadık ve sanırım ortağımı da kaybettim.
If what I have just written failed to pass my lips in your presence. When I had repeated it a thousand times in my heart it was for fear of losing you forever.
Eğer şimdi yazdıklarımı yanında bir türlü söyleyemiyorsam,... yüreğimde bin kere tekrarlamama rağmen,... bu seni sonsuza dek kaybetme korkumdandır.
It is not so much the pain of losing you, my dearest daughter... in the flower of your youth, that makes your loss more... than a father can bear... as the torment I suffer... at not knowing what monster was the cause of your death.
Seni kaybetmenin acısı, sevgili kızım, benim gençliğinin baharında kızım, o kadar önemli değil. Ölümünden sorumlu olan bu canavarı bilemenin bana verdiği azabı çekmek ; işte bu, senin acını, bir babanın katlanabileceğinden çok fazla yapıyor.
I'm always losing you, Marie. It won't do.
Seni hep kaybediyorum, Marie.
I'm going out. I'm losing it.
Bayılıyorum.
I'm losing it.
Gidiyorum.
I just felt like I've been losing you, and I don't know what to do about it.
Seni kaybettiğimi hissettim ve bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum.
I'm trying to stay cool, you know, but I'm losing it.
Sakin kalmaya çalışıyorum, biliyorsun, ama çıldırıyorum.
I'm losing it.
Deliriyorum.
Well, I sure hope it's worth losing that damn trout.
Pekâlâ, umarım o alabalığı kaybettiğimize değer.
It's taking forever, and I'm losing my credibility...
Çok zaman alıyor ve finansman çevrelerindeki...
I would do anything to avoid losing what I had... that I'd be capable... of anything as long as... as long as everything remained as it was.
Sahip olduklarımı kaybetmemek için herşeyi yapacağımı düşünürdüm. Herşeyin aynı kalması için birşeyler yapmaya da gücüm var.
They're saying I'm losing it.
Aklım yerinde değilmiş.
I mean, I must be losing it.
Yeteneğimi kaybediyor olmalıyım.
I'm losing it, Gene, I'm coming it.
Çıldırıyorum, Gene, çıldırıyorum.
I remember thinking, "I'm losing it."
"Deliriyorum" dediğimi.
I'm just so afraid of being happy now and then losing it again.
Heveslenip tekrar kaybetmekten korkuyorum.
- Tina, I think I'm losing it.
- Tina, sanırım aklımı kaçırıyorum.
- Flattery will get you nowhere, Maurice. - And seein'as how he kept his head when all those about him were losing theirs to the temporary delusión of the flu, it just goes to show that I was a great judge of quality manpower.
- Ve herkes şuurunu gribe kaptırmışken soğukkanlılığını nasıl koruduğuna bakılırsa, iyi adamdan anladığım bir kez daha ortaya çıkıyor.
I'm losing it.
Ne oluyor? Onu kaybediyorum!
I'm losing it!
Sinirleniyorum!
I'm losing hair where I want hair, and getting one where it shouldn't be hair.
Saçımın olması gereken yerlerde saç yok. İstemediğim yerlerde var.
We have got to get off the dime sexually because I'm losing it.
Cinsel ilişkiyi başlatmalıyız. Kafayı yemek üzereyim.
I'm losing it.
Resmen kaybediyorum.
- God damn it, I'm losing him.
Ölüyor.
I think she's losing it.
Sanırım O'nu kaybediyoruz.
Oh, by the way, be careful how you shoot me because from certain angles it would appear I'm losing a hair or two you know what I mean?
Bu arada beni nereden çektiğinize dikkat edin bazı açılardan bir kaç tel saçım eskimiş gibi görünüyor Bilmem anlatabiliyor muyum?
I keep on trying, but I feel like I'm losing the fight tell me what's right tell me what's wrong only got one life it's only for so long
denemeye devam ediyorum, ama sanırım savaşı kaybediyorum. bana neyin doğru olduğunu söyle, bana neyin yanlış olduğunu söyle. sadece bir hayatım var sadece kendi hayatımı sensiz yaşıyor gibiyim
About 180, but I'm planning on losing it.
82 kilo ama zayıflamayı düşünüyorum.
About 180, but I'm planning on losing it.
82 kilo, ama zayıflamayı düşünüyorum.
I'm just, like... I'm losing it, man.
Ben sanki, tıpkı - kendimi kaybediyorum, dostum.
No. And I'm not losing any sleep over it.
Hayır.
I'm looking at my first losing season. I just can't handle it.
Kaybettiğim ilk sezona bakıp, sadece kaldıramıyorum.
I'm losing it.
Kaybediyorum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]