I'm lost Çeviri Türkçe
11,939 parallel translation
I hope I don't get lost.
Umarım kaybolmam.
I lost the month, Elise.
Bu ayı kazanamadım Elise.
I took October, lost November.
Ekim aynı kazandım, ama kasımı kaybettim.
I love you, Dane, but I'll be damned if I'm gonna let you keep him hooked up to some machine in order to make up for lost time.
Seni çok seviyorum Dane, ama onunla geçirmediğin zamanları telafi etmen için onu makineye bağlı tutmamı bekleme.
- I mean... I just broke up with my fiancee, lost my job.
- Yani..... nişanlımdan yeni ayrıldım, işimi de kaybettim.
Sorry, I lost track of time.
Affedersin, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.
But looking back I think the most important thing to understand is. I was completely lost.
Geçmişe bakınca bence anlaşılması gereken en önemli şey ne yapacağımı bilemememdi.
But I lost all but $ 20 in the first 10 minutes.
Ama ilk 10 dakikada sadece 20 dolarım kaldı.
I thought I lost you forever, Little Lotus.
Seni sonsuza dek kaybettiğimi sanmıştım, küçük Lotus'um.
I lost my family.
Bana yardım edebilir misin?
Okay. Okay, I'm lost.
Tamam, kayboldum.
I'm lost in the pipes and my parents are departing.
Borularda kayboldum ve anne babam gidiyor.
I tried to hold on but I couldn't and... - I lost her.
Dayanmaya çalıştım fakat yapamadım ve onu kaybettim.
I'm sure he just got lost.
Eminim yolunu kaybetmiştir. Burası büyük bir şehir.
You lost the Rolex?
Rolex'i kayıp mı ettin?
Now, I've lost touch with the real Karen.
Gerçek Karen'la bağım koptu.
I'm afraid the invitation must have been lost in the post.
Davetiye korkarım ki postada kayboldu.
I thought I'd lost you.
Seni kaybettim sandım.
I lost touch with everybody except Gabriel.
Gabriel hariç herkesle bağım koptu.
Hey, I thought we lost you.
Seni kaybettik sandım.
I appear to have lost the signal.
Sinyali kaybettim sanırım.
I think I kinda lost my friend and hurt a bunch of kids in the process.
Arkadaşımı kaybettim. Bir sürü çocuğu da kırdım...
♪ I thought I lost my luck S'
♪ şansımı kaybettiğimi sanıyordum
I wasn't lost.
Kaybolmadım.
I've lost direction, I think.
Yönümü kaybediyorum sanırım.
I lost my credit card, okay?
Kredi kartımı kaybettim, tamam mı?
I guess he kinda lost the plot a little after that.
Sanırım o olaydan sonra biraz delirdi.
I'm really sorry that I lost him.
Onu kaybettiğim için çok özür dilerim.
I'm hunting rabbits and he gets lost.
Tavşan avlıyordum, köpek kayboldu.
I'm totally lost...
Ben kendimi kaybettim...
I lost some things.
Bazı eşyalarım kayıp.
Besides, I think we lost them.
Hem sanırım onları atlattık.
# I lost my heart to a lady gypsy
Kalbimi bir çingene kıza kaptırdım
If the gigs would have sold out, I would have only lost about eight grand.
Konserlerde bütün biletler satılsaydı 8000 kaybım olurdu.
Mr. Scamander has lost something, I'm going to help him find it.
Bay Scamander bir şey kaybetti, onu bulmasına yardım edeceğim.
Well, I'm just a lost girl from Paris.
Ben sadece Paris'ten kayıp bir kızım. \
I thought I lost them all.
Hepsini kaybettiğimi sandım.
I lost me panties.
İç çamaşırlarımı kaybettim.
I thought I'd lost you, brother.
Seni kaybettim sandım kardeşim.
I'm lost in the woods with a strange man who's been lying to me, and I do not give a shit if it makes you feel uncomfortable.
Yalan söyleyen yabancı bir adamla ormanda kayboldum ve rahatsız olman umurumda değil!
I lost track of the time.
Otobüsü kaçırdım.
If I had lost her... I never would have made it.
Eğer onu kaybedersem... asla başaramazdım.
I mean, I lost any chance of ever speaking to my dad again over this show.
Bak, bu gösteri için babamla konuşma şansını kaçırdım.
Few years ago, I almost lost her, so I trashed all my suits.
Birkaç yıl önce, neredeyse onu kaybediyordum ben de zırhlarımı patlattım.
Hey buddy, I think you lost this!
Hey dostum, sanırım bunu kaybetmişsin!
I thought we lost you.
- Benim. Seni kaybettik sandım.
If you've lost something, say so, I'll help you look.
Bir şey kaybettiysen söyle, ben bakarım.
I lost the plot.
Amacımızdan saptım.
I lost my legs because of an IED, not because of you.
Bacaklarımı EYP yüzünden kaybettim, sizin yüzünüzden değil.
I'm not lost.
Kaybolmadım.
I am not lost, I am right here with you, okay?
Kaybolmuş değilim, buradayım, seninle, tamam mı?
lost 420
lost it 55
lost track of time 19
lost him 28
lost something 19
i'm larry 20
i'm late 792
i'm leaving soon 26
i'm lying 82
i'm losing it 52
lost it 55
lost track of time 19
lost him 28
lost something 19
i'm larry 20
i'm late 792
i'm leaving soon 26
i'm lying 82
i'm losing it 52
i'm looking for a job 19
i'm late for school 19
i'm listening 1328
i'm leaving 1647
i'm leaving right now 35
i'm leaving tonight 38
i'm late for class 22
i'm looking forward to it 134
i'm leaving today 16
i'm leaving town 29
i'm late for school 19
i'm listening 1328
i'm leaving 1647
i'm leaving right now 35
i'm leaving tonight 38
i'm late for class 22
i'm looking forward to it 134
i'm leaving today 16
i'm leaving town 29