English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm not angry at you

I'm not angry at you Çeviri Türkçe

77 parallel translation
For not knowing your heart, and for getting angry at you... I'm so sorry, Yoon.
Bana karşı hissettiklerini bilmeden sana kızdığım için özür dilerim.
I'm not angry at you, Lieutenant.
Size kızgın değilim, Teğmen.
You're not angry with me for what I said at the tribunal?
Mahkemede söylediklerim için bana kızmadın mı?
I'm not angry at you.
Ben sana kızmış değilim.
I'm not angry at you.
Ben sana kızmadım ki.
I'm not angry at you.
Sana kızgın değilim.
- I'm not angry at you.
- Sana kızmıyorum.
And I realize I'm not angry at you.
Ve sana kızgın olmadığımı fark ettim.
I'm not angry at you for our misadventure.
Bu yolculuk için seni suçladığımı sanma.
Are you angry at me for something I did or because I'm not Jadzia?
Yaptığım bir şeyden ötürü mü bana kızgınsın yoksa Jadzia olmadığım için mi?
I'm not angry at you Jim, you just broke my heart, that's all.
Kizgin degilim sadece kalbimi kirdin.
I'm not about to go bed with you simply because you're angry at your father!
Sırf sen babana kızgınsın diye seninle yatağa girmeyeceğim!
I'm not angry at you or anything like that.
Sana kızgın falan değilim.
I was at first not only shocked, but angry that you should write so.
Önce şaşırmakla birlikte böyle yazdığın için kızmıştım.
well, actually, I was angry at John... For not really telling me about you or her.
Aslında John'a senden ve annenden bana bahsetmediği için kızgındım.
But what I do not understand is why you're so angry at me.
Ama anlamadığım, bana neden bu kadar öfkeli olduğun.
You know Mr. Rutter, I'm not entirely convinced that officer Cofield was angry at you for the reasons you mentioned.
Memur Cofield'ın sizin öne sürdüğünüz sebeplerden dolayı sinirlendiğine tam ikna olmadım.
Shaquille, I'm not angry at you... but we are one minute away from death.
Shaquille, sana kızgın değilim ama bir dakika kaldı ölmemize.
I was angry at Caid Al Rachidi. Not at you.
Aslında sana değil, Caid Al Rachidi'ye kızdım.
Bryan... look, you know I love you, and I'm not angry about this, but... I thought things were pretty good at home.
Bryan seni sevdiğimi biliyorsun ve sana kızgın değilim, ama evde her şeyin yolunda olduğunu sanıyordum.
I'm not going to take that personally, because I know you're not angry at me, you're angry at Pete.
Üstüme alınmayacağım. Çünkü biliyorum ki bana değil, Pete'e kızgınsın sen.
Yeah, I was angry at you then, Sean. But I'm not angry anymore.
Evet, sana çok kızgındım o zaman, Sean, ama artık kızgın değilim.
I'M NOT ASKING YOU NOT TO BE ANGRY AT ME, OKAY?
Senden bana kızgın olmamanı istemiyorum tamam mı?
I'm not angry at you, so there's nothing to worry about.
Sana kızmadım, bu yüzden kaygılanmana gerek yok.
I'm not angry at you any more.
Artık sana kızgın değilim.
I'm not angry at you.
Kızgınlığım sana değil.
Or would have been, if not for your knee-jerk assumption that I'm angry at you, which I am now.
Ya da olabilirdim, eğer aptalca sana kızgın olduğumu düşünmeseydin, ki şu anda gerçekten kızdım.
If anything ever happened to you, I would be very angry at myself for not doing all that I could do.
Eğer başına birşey gelirse elimden geleni yapmadığım için kendime çok kızarım.
I'm not angry at you. I was just... I was really worried.
Sana kızgın değilim ama çok endişelendim.
I am angry at you for not loving me any more.
Beni artık sevmediğin için sana kızgınım.
I was really angry at you, but you didn't deserve that. I'm not gonna lie.
Yalan söylemeyeceğim.
I'm angry at you for not caring about the only thing left that matters to me.
Şu hayatta benim için önemi kalan son şeyi önemsemediğinden kızgınım sana.
I'm not angry at you.
Sana kızmadım.
I'm not angry at you, Serena.
Sana kızgın değilim Serena.
Wow, you're still not great at zoning in on why I'm angry.
Vay canına, hala neden sinirlendiğimi anlamakta ustalaşamadın?
I'm sorry you feel angry at her but it's really not my fucking problem.
Onun yüzünden kızgın olduğunu biliyorum, ama benim sorunum değil ki bu.
I'm angry because you're not Hong Tae Seong, and I'm angry because I'm embarrassed that a total jerk like you opened up my heart, and I'm going crazy with anger at myself for almost ending up liking you at one moment.
Kızgınım çünkü sen Hong Tae Seong değilsin senin gibi bir öküze kalbimi açtığım için ve bir anda seni sevecek hale geldiğim için kendime kızgınım.
I'm not angry at you. I'm not pining for you.
Sana kızgın değilim, yasını tutmuyorum.
I'm not angry at you, Siobhan.
Sana kızmıyorum, Siobhan.
- I'm not angry at you, Detective Han.
- Size kızgın değilim, Dedektif Han.
I'm not angry at you, Pop.
Sana kızgın değilim baba.
I'm not angry at all if that's what you think.
Ne düşünüyorsun bilmem ama kızgın değilim.
I'm not... I'm not angry at you.
Sana kızgın değilim.
I was so angry at you, but then she made me realize that what happened yesterday was Goodman's fault, not yours.
Sana kızgındım dün olanların senin değil Goodman'ın hatası olduğunu fark etmemi sağladı.
I'm not angry at you for stealing.
Anlamıyor musun, Steve?
But I am still angry at you for not telling me what you were gonna do.
Ama ne yapacağını bana söylemediğinden dolayı sana hâlâ kızgınım.
And sometimes, when I call you at 2 p.m. and you're still in bed, not working at getting better, then I get angry then, which I know is harsh because that's your disease.
Bazen seni gündüz saat ikide aradığımda ve sen hala yatağında ve iyileşmek için hiçbir çaba göstermediğinde sana tekrar kızıyorum ve bunun yanlış olduğunu da biliyorum.
You're not the one I'm angry at.
Asıl kızdığım sen değilsin.
My pleasure. And I'm not angry at all that my boyfriend was in trouble and called you instead of me.
Hem erkek arkadaşımın başının belâda olup benim yerime seni aramasına hiç kızmadım.
I was so angry at you that you had to not exist.
Sana çok sinirlendim ve seni yok farzetmeye başladım.
I hope you're not angry at me anymore, Daddy.
Umarım artık bana kızgın değilsindir babacığım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]