English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm on my way

I'm on my way Çeviri Türkçe

6,172 parallel translation
I'm on my way.
Hemen geliyorum.
No, no, I'm on my way.
hayır, hayır! geliyorum.
I'm on my way to see you now, mr. Bishop. If you could just give me ten minutes.
Şimdi sizi görmeye geliyorum Bay Bishop, bana yalnızca on dakikanızı ayırırsanız.
He said I'll be starting on the bottom rung but I'm sure I'll work my way up pretty quickly.
En aşağı pozisyonda başlayacakmışım ama kısa sürede yükseleceğime eminim.
Okay. I'm on my way.
Tamam, yola çıkıyorum.
I'm on my way.
Yola çıkıyorum.
I swiped it off a food tray on my way down.
Yolumun üzerindeki yemek tepsisinden aşırdım.
I was on my way to a meeting.
Bir toplantı için yoldaydım.
I think I sprained my ankle on the way down.
Sanırım düşerken bileğimi burktum.
All right, Hersh, I'm on my way.
Tamamdır Hersh, geliyorum.
that way if I decide to freestyle, I won't fall on my ass into the crowd.
Serbest takılmaya karar verirsem bu sayede kalabalığın önünde kıçımın üstüne düşmem.
I'm on my way home.
Eve geliyorum.
I'm on my way, Ebba!
Geliyorum, Ebba!
Yeah, I'm on my way to testify in the Kyle Miller hearing, so... that's what you wanted to ask me?
Kyle Miller davasında tanıklık etmeye gidiyorum. Bunu mu soracaktın?
I'm on my way to pick up Izzy for school.
Tam da Izzy'yi okuldan almaya gidiyordum.
Teddy : Well, there might be a way I could get my hands on one of them.
Peki, birini alabilmem için sanırım bir yol var.
I was on my way to running this city.
Bu şehri yönetmeye yaklaşmıştım. Hatırla.
No, I'm on my way. I'll see you in a minute.
Bir dakikaya kadar görüşürüz.
My face started itching on Friday, and I went to see a dermatologist on the way home.
Cuma günü suratım kaşınmaya başladı ve eve dönerken bir dermatologa görünmeye gittim.
I'm out. I've just texted Jordan that I'm on my way.
Jordan'a yolda olduğumu mesaj attım.
"I'm prepared to sacrifice my life on this earth " for the good of our noble jihad until our way is is the way of life for all people. "
Bütün insanlar bizim yolumuzu seçene dek kutsal cihat adına bu dünyadaki hayatımı feda etmeye hazırım. "
Yeah, I'm on my way.
Tamam, hemen geliyorum.
I'm on my way to you now.
Şimdi sana doğru geliyorum.
- Mm. I'm on my way now.
- Hemen gidiyorum.
Yes, I'm on my way to the interview, Mom.
Evet, iş görüşmesine gidiyorum anne.
I mentioned we were working a counterfeit case and begged my way on to their investigation.
Ben de bir sahtecilik davasında çalıştığımızdan bahsettim ve araştırmalarına girmem için yalvardılar.
I'm on my way to the transit authority's main hub.
Toplu taşıma sisteminin merkez ofisine gidiyorum.
I'm on my way.
Çıkıyorum.
- I'm on my way.
- Yola çıkıyorum.
I'll just use your phone and be on my way.
Telefonunuzu kullandıktan sonra rahat bırakacağım sizi.
I'm on my way.
- Peki madem, geliyorum.
I think this is the same seat I used to nervously scratch at On my way to school.
Okula giderken gerginlikten tırmaladığım aynı koltuk bu sanırım.
I'm on my way asswipe!
Geliyorum işte, çatlamasana!
Yeah, I'm on my way.
Evet, yoldayım.
Okay, but I'm on my way out.
Tamam ama ben de gidiyordum.
I'm on my way out, and I owe Travis a ride.
Ben çıkıyorum, Travis'e bir eve bırakma borcum var.
I'm on my way to Piron.
- Piron'a gidiyorum.
I appreciate the positive affirmations and looking the other way on the perversion, but I know empirically and definitively that I cannot survive on my own. - I cannot.
Pozitif ifadelerin ve sapıklığıma göz yumduğun için minnettarım lakin tecrübeme dayanarak, tek başıma kesinlikle hayatta kalamayacağımı biliyorum.
I'm on my way right now, so don't go anywhere.
Bence sen olmuşsun bile, dostum.
I'm on my way over.
Geliyorum.
I'm on my way out,
Çıkmak üzereyim.
I'm doing things in a particular way, and you are first on my list.
İşleri belli bir sırayla yapıyorum ve listemin tepesinde sen varsın.
I'm on my way to the bakery.
- Biliyorum. - Pastaneye gidiyorum.
If they were gonna kill you, you'd already be dead. I'm on my way.
Öldürecek olsalardı, şimdiye çoktan ölmüştün.
'OK, I'm on my way.'
'Tamam yoldayım.'
Aw. I'll pick you up some Benadryl on my way home from the chemo.
Kemoterapiden dönüşte sana Benadril alırım.
- I'm on my way.
Yola çıkıyorum.
Yeah, I'm on my way.
Olur, yola çıkıyorum.
I'm already on my way back to the treatment centre.
- Tedavi merkezine geri gidiyorum zaten.
Mollie, tell them I'm on my way.
Mollie, yolda olduğumu söyle.
I'm on my way down.
Aşağı geliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]