I'm running late Çeviri Türkçe
569 parallel translation
I'm running a little late.
Birazcık geciktim.
- Let's hurry. I'm running late.
- Acele edelim, geç kalıyorum.
- I'm running late.
- Geç kalıyorum.
I'm running a little late, so -
Biraz geç kaldım da -
- I don't mean to be rude but I have to go out and I'm running late.
- Kabalık etmek istemem ama dışarı çıkmam gerekiyor ve geç kalmak üzereyim.
- That suits me just fine...'cause I'm running a little bit late myself.
- Bu bana uyar... çünkü ben kendim de birazcık gecikiyorum.
I'm working the late shift tonight, so the last thing I need is you running all over town.
Geç saatlere kadar, gece vardiyasında çalışıyorum. İhtiyacım olan son şey, senin kasaba dışına çıkman.
They're right on time, and I'm running late.
Onlar zamanında. Ben gecikiyorum.
Yeah. I'm running late already.
Ben geç kaldım bile.
I'm running late.
Geç kalıyorum.
- Look, I'm running late, so...
- Bak, geç kalıyorum, bu yüzden...
Well, I'm Running Late.
Geç kalıyorum.
You're running late with me and I'm gonna get tough - legal tough.
Asıl ban geç kaldın ve sert olmaya başlıycam - yasalarla.
I'm running late today.
Çok beceriklidir. Benim gitmem gerek.
I was running late, and I didn't want to keep you waiting.
Geç kalacaktım.
I'm running a little late.
Biraz geç kalacağım.
Well, I'm running a little late.
Sanırım biraz geç kaldım.
Matt, call Dan, tell him we're running late.
Matt, Dan'i ara, ona geç kalcağımızı söyle.
I'm running late. I only have time for coffee.
Geç kalıyorum, sadece kahve için vaktim vardı.
I'm running a little late.
Biraz geç kalıyorum da.
No, I'm just running a little late.
Sadece biraz geç kaldım.
I know, I'm running a little late.
Evet, biraz geciktim galiba.
I'm running late again.
Yine geç kalıyorum.
- I'm running late, but I, uh, I promise I'll call you later, okay?
Seni daha sonra ararım, olur mu?
I'm running a little late.
Geç kalıyorum.
Will you tell him I'm running late, but I'm on my way?
Trafiğin sıkıştığını, gecikeceğimi... -... ama mutlaka geleceğimi söyler misiniz.
I'm sorry, Herr Direktor, but you're running very late.
Özür dilerim, Müdür Bey ama geç kalıyorsunuz!
- I'd love to, but I'm running late.
- Çok isterdim, ama geç kalırım.
I was running late, and I didn't have a chance to drop off my stuff before I came over.
Geç kalıyordum, eşyalarımı bırakma fırsatım olmadı.
Fact is, I'm running late as it is.
Doğruyu söylemek gerekirse biraz da geç kalıyorum.
I'm running a little late.
Sadece biraz geç kalıyorum o kadar.
I'm running a little late.
Biraz geciktim.
Listen, I'm running a little late.
Dinleyin, biraz geç kaldım.
- I'm running late. - Ooh.
- İşe giderken seni bırakırım.
I'm running late, but I'll get there as soon as I can.
Geç kaldım ama en kısa zamanda oradayım.
- I have to go. I'm running late.
- Gitmek zorundayım, gecikiyorum.
I'm running so late.
Çok geciktim.
I'm sure they're running late.
Eminim geç kalmışlardır.
I have to meet my wife and I'm running late.
Karımla buluşmalıyım ve geç kalıyorum.
I was running late so I called Rodney on his cell phone.
Geç kalıyordum o yüzden Rodney'i aradım.
I'm running late for an appointment.
Bir görüşmeye geç kalıyorum.
I'm running late for the office again.
Yine işe geç kalıyorum.
- I'm running late, so I'm leaving now.
- Geç kalıyorum, bu yüzden gideceğim.
- Well, I'm late for a meeting, but it was great running into you.
Evet. Toplantıya geç kalıyorum. Seninle karşılaşmak güzeldi.
- Sorry, I'm running late.
- Kusura bakma hazırlanamadım.
I'm sorry, Inspector, I cannot be of more assistance but I am running late for an appointment.
Kusura bakmayın dedektif, daha fazla yardımcı olamıyorum çünkü bir randevuya gecikiyorum.
I was having a party and I was running late, so I borrowed some
Parti verecektim ve geç kaldığım için ödünç aldım.
By the way, I finished running the stats on our late, lamented assassin.
Bu arada, zavallı suikastçımızla ilgili raporu tamamladım.
I'm running late for work.
İşe geç kalıyorum.
- Uh, I'm just running a little late.
- Biraz geç kalacağım.
And I couldn't call him to tell him I was running late.
Bu yüzden geç kalacağımı söylemek için için onu arayamadım.
i'm running 56
i'm running out of time 53
i'm running a little late 19
i'm running away 17
running late 35
late 548
later 2839
lately 434
laters 69
latest 24
i'm running out of time 53
i'm running a little late 19
i'm running away 17
running late 35
late 548
later 2839
lately 434
laters 69
latest 24
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
later on 170
later then 16
late night 66
late at night 64
late teens 23
late last night 47
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
later on 170
later then 16
late night 66
late at night 64
late teens 23
late last night 47
late afternoon 18
late for what 26
late again 28
i'm ready 1727
i'm ready to work 23
i'm rich 130
i'm really sorry 2069
i'm right here 1310
i'm really good at it 17
i'm really sorry to hear that 26
late for what 26
late again 28
i'm ready 1727
i'm ready to work 23
i'm rich 130
i'm really sorry 2069
i'm right here 1310
i'm really good at it 17
i'm really sorry to hear that 26
i'm really tired 107
i'm right behind you 204
i'm really busy 47
i'm really happy 47
i'm reading 58
i'm really busy right now 18
i'm ready for you 24
i'm really happy for you 111
i'm richard 22
i'm relieved 83
i'm right behind you 204
i'm really busy 47
i'm really happy 47
i'm reading 58
i'm really busy right now 18
i'm ready for you 24
i'm really happy for you 111
i'm richard 22
i'm relieved 83