English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I'm sick

I'm sick Çeviri Türkçe

11,590 parallel translation
I am really sick here.
Gerçekten hastayım.
But I think I'm sick.
Ama hasta olduğumu düşünüyorum.
I'm sick.
Ben hastayım.
I'm sick of children's stories.
Çocuk masallarından bıktım.
I'm poor and sick... In my soul.
Benim ruhum yoksul ve hasta.
I was sick and tired of wandering the streets, hiding. I went home with a girl.
Sokaklarda dolanıp saklanmaktan bıkıp usanmıştım.
And I'm sick of being judged for it just because you want less.
Sen daha azını istediğin için yargılanmaktan bıktım artık.
So I guess I am sick.
Yani sanırım hastayım.
Sick until he decides that I'm not.
O olmadığıma karar verene kadar hastayım.
I called to tell you I was sick, and you--you hung up on me.
Hasta olduğumu söylemek için aradım, ama telefonu yüzüme kapattın.
Ohh. Now I'm defective, and I think that's why you're sick.
Şimdiyse yarım yamalağım, bence sen de bu yüzden hastasın.
I think I'm gonna be sick.
- Sanırım kusacağım.
When I was young, my mom, she got really sick, and instead of spending time with her,
Ben çocukken, annem çok hastalandı,... onunla zaman geçirmeme rağmen,... görmezden gelmek için herşeyi yaptım.
In fact, I'm kind of sick of me.
Aslına bakarsan kendimden sıkıldım.
I know how the Board can be stopped and the company put out of business but I am sick and need help.
Yönetim kurulunu durdurma yolunu ve şirketi bu işten nasıl çekeceğimizi biliyorum fakat çok hastayım ve yardıma ihtiyacım var.
I got to say... Kind of sick of heading down small, dark spaces.
Sanırım yine karanlık güçlerle karşı karşıyayız.
Oh, Marge, after all my divorce-worthy statements and actions, many of which you don't know about, how can you kick me out now that I'm sick?
Yapma ama Marge, bütün o bilip bilmeden doldurduğumuz boşanma belgeleri ve evrakları hasta hasta beni kapının önüne koymak için miydi?
I mean the ones that are sick, the ones that are dying.
Bizi öldürmeye çalışanlar mı? Yani hasta olanlar ve ölecek olanlar.
What happened to that sick boy I met on the boat, the boy abandoned at the workhouse at the age of 4, the boy who never knew kindness until the day I saved his life?
O gemide tanıştığım hasta çocuğa ne oldu? 4 yaşında ıslahevini terk eden benim onu kurtardığım güne kadar kibarlık nedir bilmeyen çocuk.
You and Nick and Adalind and all of this Wesen insanity, I am so sick of it.
Sen, Nick, Adalind ve bu Wesen saçmalıklarından bıktım usandım artık!
I think I'm sick.
- Galiba hastalandım.
- Look, I'm trying to make you sick so you don't die.
Bak ölmeyesin diye seni hasta yapmaya çalışıyorum.
I took it from a man I made sick in the same way.
Bunu aynı şekilde hasta yaptığım bir adamdan aldım.
I'm sick.
Hastayım.
And I think I'm going to be sick.
Ve sanırım kusacağım.
Connie Rose, I am sick and tired- -
Tanrım, çok zalimsin anne.
I mean, what the hell is a couple more months if I'm too sick to enjoy it?
Ben hayatımdan keyif almıyorsam o birkaç ay ne işe yarayacak ki?
This place is for sick people and I'm not sick.
Burası hasta insanlar için ve ben hasta değilim.
I'm so sick and tired of hearing the same old thing.
Aynı şeyi duymaktan bıktım usandım artık.
You said I was sick, but you never said with what.
Hasta olduğumu söyledin ama hastalığımın ne olduğunu söylemedin.
Six years of processing, grieving, and crying, and I'm sick of it, trying to find some place or perspective for Simon in my life.
Altı yıllık bir tedavi yaslar, gözyaşları. Sıkıldım artık. Simon'a hayatımda bir yer bulmaya çalışmaktan sıkıldım.
I'm sick of you messing with my life.
Hayatımdaki sıkıntılardan bıktım.
I'm not sick.
Hasta falan değilim ben.
I'm sick and tired of your holier-than-thou crap, Gordon!
- Kibirli tavırlarından bıktım Gordon!
I'm sick of staying indoors.
Evde oturmaktan bıktım.
I'm not sick.
Hasta falan değilim.
I'm not sick. You see an abyss, and you run toward it.
Boşluk gördüğün an koşuyorsun.
I'm sick all over.
- Tepeden tırnağa hastayım.
I'm sick of hearing you got things brewing.
Bir şeyler mayaladığını duymaktan bıktım.
We're sick of chasing this crow, I'm also sick and coughing...
Bıktık bu kargayı takip etmekten, hastayım, öksürüp duruyorum.
I'm getting truck sick back here.
Arkada kamyon beni tutuyor.
I was sick.
Hastaydım.
I'm sick.
Hastayım ben.
She was like, "I'm sick. I have to go home."
"Hastayım, eve gitmem lazım" falan dedi.
I'm gonna be sick.
Kusacağım.
I am so sick of you!
Bıktım senden!
It must produce a profit. I'm sick and tired of hearing London abolitionists claiming that we brand our captives.
Londralı kölelik karşıtlarının esirlerimizi damgaladığımızı iddia etmesinden bıktım usandım artık.
You're pregnant, you might be sick and I don't know what I'm doing.
Yani hamilesin, rahatsızlanabilirsin ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.
Hey, I'm sick of being called a weakling.
Güçsüz demenizden sıkıldım ama.
I pretended to be sick.
Hasta numarası yaptım.
I'm sick.
Kendimi kötü hissediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]