I'm sorry to say Çeviri Türkçe
2,179 parallel translation
Marley, I'm sorry I have to say this, but there's been no improvement.
Marley, bunu söylediğim için üzgünüm, ama hiç gelişme yok.
Look, I know it was a few weeks back, but I came to say I'm sorry for the way I acted.
Üzerinden birkaç hafta geçtiğinin farkındayım ama buraya yaptıklarım adına özür dilemek için geldim.
I came back with a pie I had baked to say I'm sorry.
Özür dilemek için elimde turtamla kapısına gittim.
- I'm sorry, I don't know what to say.
- Üzgünüm, ne diyeceğimi bilmiyorum.
Plus, I wanted to say I'm sorry for being rude in the car... - They gave me my notice yesterday... - You got fired?
Ayrıca özür dilerim.. dün farkettim de
I just want to say I'm really sorry for my role in the malfeasance in the pool.
Havuzda gördüğünüz uygunsuz davranıştaki rolüm için üzgün olduğumu söylemek istiyorum sadece.
I just wanted to apologize, because I know that I probably came off a little aggressive last night, and I just wanted to say sorry.
Özür dilemek istedim. Dün gece belki biraz fazla girişken davrandım. O yüzden özür dilemek istedim.
I'm sorry you didn't get to say bye-bye to Gam Gam.
Panpiş ile vedalaşma şansı vermediğim için üzgünüm.
Sorry, I'm going round about, but I don't know how to say "I'm in love with you".
Özür dilerim, lafı dolandırıyorum ama nasıI "Sana âşığım" diyeceğimi bilmiyorum.
- I'd like to say I'm sorry I reacted the way I did, but I'm not, so I won't.
O şekilde davrandığım için özür dilerim demek isterdim ama demeyeceğim çünkü üzgün değilim.
I'm sorry to say I don't have her last name.
Soyadını söyleyemediğim için üzgünüm.
I can't say I'm sorry to say goodbye to him.
Gittiğine üzüldüğümü söyleyemem.
Sorry to say this, but I need 2 bucks back.
Üzgünüm ama 2 dolar para üstünü almam lazım.
I'm sorry, I just need to say that that death certificate is accurate.
- Üzgünüm Sadece.. bu şekilde olmaz diyorum
I just wanted to say now that we're not all, you know, dead, sorry.
Şunu söylemek istiyorum : Artık hiçbirimiz şey olmadığımıza göre, yani ölü, özür dilerim.
And I just wanted to say that I'm sorry.
Üzgün olduğumu söylemek istedim.
J-bird, if I want to say I'm sorry, can we talk again?
J-bird, eğer üzgün olduğumu söyleyeceksem, tekrar konuşabilir miyiz?
I... I... I've been meaning to say too, like, I heard about Oklahoma Tech, and I'm sorry...
Sana Oklahoma Tech'i duyduğumu ve üzgün olduğumu söyleyecektim.
And I'm sorry, I have to say this...
Üzgünüm, bunu söylemek zorundayım...
I just felt the need to apologize to you and say I'm sorry.
Özür dilemek, üzgün olduğumu söylemek ihtiyacı hissettim.
I'll just say it's a good thing you sought a second opinion. And I'm sorry either of you had to worry about any of this.
Söylemek istediğim ikinci bir görüş aramanız güzel ve ikiniz adınada bu durumdan endişelendiğiniz için üzgünüm.
Okay, honey. Well, I just wanted to check in and say I love you, and I'm sorry I was so harsh earlier. No problem.
Peki tatlım, sadece seni sevdiğimi söylemek için aradım ve daha önce sana o kadar sert davrandığım için üzgünüm.
- I'm sorry, I don't know what to say.
Bunu duyardım, Ellis.
I came by to say I'm sorry.
Üzgün olduğumu söylemek için geldim.
Well, if you were actually speaking to me and you actually said something like that, I might even respond by saying that I deserved it, and maybe I'd even apologise and say that I was sorry. For everything.
Eğer benimle gerçekten konuşuyor ve bunu söylemiş olsaydın sanırım bunu hak ettiğimi söyler ve belki de özür diler ve her şey için üzgün olduğumu söylerdim.
I just called to say I'm sorry.
Özür dilemek için aradım.
Sorry to bother you, but I'm not sleeping tonight until I say this.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ; ama eğer bunu söylemezsem uyuyamam.
I'm sorry to disturb you, Mr. Mayor, but the Chief of Detectives just arrived.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm Sayın Başkan. Ama emniyet müdürü geldi.
I just wanted to say I'm sorry.
Özür dilemek istedim.
I'm so sorry. # Every time I see you, you say those words, and I always believe you. # and you never try to tell me to forget.
Ne zaman seni görsem böyle diyorsun... ve ben her seferinde sana inanıyorum. Sen ise bana hiç unutmam gerektiğini anlatmaya çalışmıyorsun.
And I'm sorry to say that I thought that you Poles loved Lithuanians. And I'm sorry to say that I thought that you Poles loved Lithuanians.
Ve siz Polonyalıların Litvanyalıları sevdiğini düşündüğümü söylediğim için üzgünüm.
I'm sorry, I just did not expect you to say that.
Üzgünüm, ben... Ben bunu söylemeni beklemiyordum.
How many times do I have to say I'm sorry?
Kaç defa daha üzgün olduğumu söylemeliyim?
Look, I'm sorry, but it... it feels like you're getting ready to say good-bye... like you're bailing on me.
Bak, üzgünüm ama sanki elveda demeye hazırlanıyor gibisin beni terkediyor gibi.
I just want to say I'm sorry for the way I behaved yesterday.
Dünkü davranışım için özür dilemek istedim.
Well, I'm sorry to say this but she says that you take too long and charge too much.
Şey, bunu söylediğim için üzgünüm ama yavaş olduğunu ve çok para aldığını söylüyor.
- And that's to say I'm sorry.
- Senden özür dilemeye geldim.
- I'm trying to say sorry.
- Özür dilemeye çalışıyorum.
I just wanted to say I'm sorry.
Şimdi de çok üzüldüğümü söylemek istedim. Ge
I'm sorry to say that he was too busy to talk to me.
Benimle konuşamayacak kadar meşgul olduğunu söylemekten büyük üzüntü duyuyorum.
I wanted to say that I went too far and I'm sorry.
Çok ileri gittiğimi.. .. ve çok üzgün olduğumu söylemek istedim.
Listen, I just wanted to come by and say I'm sorry about your people... And even though you may feel like you're alone...
Kaybettiğin adamların için taziyelerimi sunmak istiyordum...
I'm sorry if you're feeling lonely, or guilty, or whatever it is you're feeling, but, look, you can't come into my house and say all this confusing shit to a two-and-a-half-year-old.
Kendini yalnız veya suçlu ya da her nasıl hissediyorsan üzgünüm. Ama öylece evime girip iki buçuk yaşındaki çocuğa kafasını karıştıracak şeyler söyleyemezsin.
I'm sorry, but I forgot to say the crab comes in the shell.
Özür dilerim, yengeçleri kabuğunda servis ettiğimizi söylemeyi unutmuşum.
I just want to say that I'm sorry.
Özür dilemek için geldim.
Lucy, sorry I have to say, but your story is not particularly exciting.
Lucy, kusura bakma ama söylemek zorundayım, hikâyen gerçekten çok sıkıcı.
There's something I need to say to you before you decide that we're not the right parents for your baby, starting with I'm sorry.
Doğru aile olup olmadığımıza karar vermeden önce sana söylemem gereken bir şey var. Öncelikle özür diliyorum.
No. I came to say I'm sorry about that.
Hayır, özür dilemeye geldim.
Look, I just need half... I guess it's easier to look at it now and say that I was perhaps under a lot of pressure to get this story. I'm sorry, Nat.'Bye.
- Üzgünüm, Nat.
I'm sorry to say I played my part.
Üzgünüm ama ben sıramı savdım.
No, not really. You're doing a terrible job of covering it up, I'm sorry to say.
Kusura bakma ama hiç gizleyemiyorsun.
i'm sorry to say this 19
i'm sorry 82539
i'm sorry to bother you 274
i'm sorry for your loss 289
i'm sorry i'm late 336
i'm sorry to hear that 634
i'm sorry to disturb you 87
i'm sorry you feel that way 75
i'm sorry for you 57
i'm sorry about yesterday 47
i'm sorry 82539
i'm sorry to bother you 274
i'm sorry for your loss 289
i'm sorry i'm late 336
i'm sorry to hear that 634
i'm sorry to disturb you 87
i'm sorry you feel that way 75
i'm sorry for you 57
i'm sorry about yesterday 47
i'm sorry about your dad 26
i'm sorry about last night 90
i'm sorry i didn't tell you 45
i'm sorry to disappoint you 60
i'm sorry about the mess 27
i'm sorry i doubted you 52
i'm sorry about earlier 76
i'm sorry i lied to you 60
i'm sorry for everything 56
i'm sorry for that 45
i'm sorry about last night 90
i'm sorry i didn't tell you 45
i'm sorry to disappoint you 60
i'm sorry about the mess 27
i'm sorry i doubted you 52
i'm sorry about earlier 76
i'm sorry i lied to you 60
i'm sorry for everything 56
i'm sorry for that 45