I'm sorry you feel that way Çeviri Türkçe
206 parallel translation
Well, I'm sorry you feel that way about us, Mr. Allenbury.
Hakkımızda böyle düşündüğünüz için üzgünüm Bay Allenbury.
I'm sorry you feel that way about her.
Onun hakkında böyle düşünmenize üzüldüm.
I'm sorry you feel that way.
Böyle düşündüğünüz için üzgünüm.
Well, I'm very sorry you feel that way but, uh, you know, if you ever want to come to maiden...
- Bunu duyduğuma üzüldüm ama eğer Malden'e gelmek isterseniz...
I'm sorry you feel that way, Detective, but I have to write it the way I see it.
Öyle hissetmenize üzüldüm dedektif ama gördüğüm şekilde yazmak zorundaydım.
I'm not interested. - Sorry you feel that way, sir.
- Böyle olmasına üzüldüm efendim.
- I'm sorry you feel that way.
- Böyle hissetmene üzüldüm.
I'm sorry that you feel that way. But I guess there's nothing we can do about that.
Bu şekilde hissettiğiniz için üzgünüm ama sanırım yapabileceğimiz başka birşey yok.
- I'm sorry you feel that way.
- Böyle düşündüğüne üzüldüm.
I'm real sorry you feel that way, Mr. Isabella.
Böyle düşündüğün için çok üzgünüm, Bay Isabella.
WELL, I'M SORRY THAT YOU FEEL THAT WAY BECAUSE YOU MADE QUITE AN IMPRESSION ON ME LAST NIGHT - ON EVERYONE AT THE PARTY, IN FACT.
Bu şekilde düşündüğünüz için üzüldüm... çünkü geçen gece beni çok etkilediniz.
I'm sorry I disappoint you, Sally but you're right to feel that way.
Özür dilerim, seni düş kırıklığına uğratıyorum. Ama öyle hissetmekte haklısın.
I'm sorry you feel that way.
Bu anlamda anladıysan, üzgünüm.
I'm sorry you feel that way, but it's the nature of the beast.
Öyle düşündüğüne üzüldüm, fakat işler böyle yürüyor.
Well, I'm sorry you feel that way.
Böyle hissetmene üzüldüm. Tamam.
I'm sorry you feel that way.
Böyle hissettiğin için üzgünüm.
- I'm sorry you feel that way, Elaine.
- Böyle olduğu için üzgünüm Elaine.
I'm sorry you feel that way.
Böyle düşündüğün için üzüldüm.
I'm sorry you feel that way.
Böyle düşündüğün için üzgünüm.
Well, I'm sorry you feel that way, Emilio.
Böyle düşünmene üzüldüm, Emilio.
I'm sorry you feel that way, captain, but there's nothing I can do about that.
Böyle düşünmenize üzüldüm, kaptan ama yapabileceğim bir şey yok.
I'm sorry you feel that way.
Böyle hissetmene üzüldüm.
I'm sorry you feel that way.
- Böyle düşünmene üzüldüm.
I'm sorry you feel that way.
Böyle hissetmenize üzüldüm.
I'm very sorry you feel that way because John invited us all out for a drive today. And we're going.
Böyle düşünmene çok üzüldüm çünkü bugün John, hepimizi araba gezisine davet etti ve biz gidiyoruz.
- And I'm sorry if that makes you feel this way.
- Eğer sana böyle hissettirdiysem özür dilerim.
Well, I'm sorry you feel that way.
Bu şekilde düşündüğün için üzgünüm.
I'm sorry you feel that way.
Böyle düşünmene üzüldüm.
I'm sorry you feel that way, Dawson.
Böyle hissettiğin için üzgünüm, Dawson.
and I'm really sorry if this changes the way that you feel about me, but I can't change that.
... ve bu benim hakkımdaki hislerini değitiriyorsa üzgünüm ama bu konuda yapabiliceğim hiçbir şey yok.
We made you that way. I'm sorry that's how you feel.
Seni bu hale biz soktuk.
I'm sorry you feel that way, Elaine.
Sana inanmıyorum.
I'm sorry you feel that way.
Üzgünüm ama başka bir çare bırakmadın.
- I'm sorry you feel that way.
Böyle hissettiğin için üzgünüm.
I'm sorry you feel that way about the French.
Fransa hakkında böyle düşünmene üzüldüm.
- Well, I'm sorry you feel that way.
- Böyle hissettiğin için üzgünüm.
I'm sorry if that's the way it makes you feel.
Eğer öyle hissediyorsan, özür dilerim.
I'm sorry you feel that way.
Böyle hissettirdiysem özür dilerim.
I'm sorry you feel that way.
Bu şekilde düşündüğüne üzüldüm.
I'm sorry you feel that way but if that's what you want...
Buna üzüldüm ama eğer istediğin buysa...
I don't know what to say, I'm sorry that you feel that way.
Ne diyeceğimi bilemiyorum, öyle hissetmene üzüldüm.
I'm sorry you feel that way but you can not blame me the defects of your brother.
Bak çok üzgünüm bu şekilde hisettiğinden ama kardeşinin eksiklikleri yüzünden beni suçlamamalısın.
I'm sorry you feel that way, Hyde... but I think that the time we spended together... has taught us each a little bit about tolerance... humanity, friendship.
Böyle düşündüğün için üzüldüm Hyde ama bence birlikte geçirdiğimiz onca zamandan sonra birbirimize karşı biraz daha anlayışlı olabiliriz bence insanlık, arkadaşlık falan.
I'm sorry you feel that way, Julie.
Böyle hissetmene üzüldüm Julie.
I'm sorry you feel that way.
Eğer psişik güçleriniz yoksa.
I'm, I'm sorry you feel that way.
Böyle düşündüğünüze üzüldüm.
I'm really sorry you feel that way.
Böyle düşündüğün için çok üzgünüm.
I'm sorry you feel that way.
- Böyle hissettiğin için üzgünüm.
And I'm sorry that I'm rambling, now... but, I guess, I just wanted you to know that I feel like I have this... way now of, Iike, dealing.
Garip garip konuşuyorum, özür dilerim... ama artık duygularımı bir şekilde... ifade ettiğimi bilmenizi istedim.
Well, I'm sorry that you feel that way.
Böyle hissetmenize üzüldüm.
- I'm sorry you feel that way.
- Böyle düşündüğün için üzgünüm.