I'm sorry you had to see that Çeviri Türkçe
120 parallel translation
I'm Sorry You All Had To See That.
Bunu görmek zorunda kaldığınız için üzgünüm.
I'm awful sorry that a lady like you had to see a crude thing like this.
Böyle sabah sabah vahşi bir sahneye tanık oldugunuz için inanın çok üzüldüm.
I'm sorry you had to see that, Baby.
Bu gördüklerin için senden özür dilerim Bebek!
Sam, I'm sorry you had to see that.
Bunlara şahit olmak zorunda Kaldığın için özür dilerim, Sam.
I'm sorry you had to see me like that.
Beni o şekilde görmeni hiç istemezdim.
- I'm sorry you had to see that.
- Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm sorry you had to see all that at the crime scene.
Cinayet mahallini gördüğünüz için çok üzgünüm.
I'm sorry that you had to see me like this.
Beni böyle görmenizi istemezdim.
I'm so sorry that you had to see this, but I promise everything's gonna be OK.
Gördüğün için çok üzgünüm ama söz veriyorum, her şey düzelecek.
Okay, um, my parents are freaks, and I'm sorry you had to see that.
Ailem çıldırmış durumda ve bunu gördüğün için üzgünüm.
- I'm sorry you had to see that. - He was in there, Dewey.
- Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm sorry you had to see that.
- Gördüğün için özür dilerim.
I'm sorry you had to see that.
Bunu görmek zorunda kaldığınız için özür dilerim.
I'm sorry you had to see that.
Bunu görmek zorunda kaldığınız için üzgünüm.
I'm sorry you had to see that.
Bunu gördüğün için çok üzgünüm.
I'm sorry you had to see that.
Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm sorry you had to see that.
Üzgünüm ama bunu görmen gerekliydi.
I'm so sorry you had to see that.
Bunu görmek zorunda kaldığın için çok üzgünüm.
I'm sorry that you had to see that.
Buna şahit olduğunuz için üzgünüm.
Claire, I'm sorry I raised you around so much death and that your friend had to see this.
Claire, seni ölülerin etrafında büyüttüğüm için ve arkadaşın bunu görmek zorunda kaldığı için uzgunum.
No. I'm sorry you had to see that.
Görmek zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm sorry that you had to see that.
Bunu gördüğün için üzgünüm.
I'm sorry I had to fuck you up on that arrest. And I'm sorry you had to see me give that runt back the g-pack.
Tutuklamanızın içine ettiğim için üzgünüm ve o uyuşturucu paketini gözünün önünde geri verdiğim içinde üzgünüm.
I'm sorry you had to see that...
Bunu görmek zorunda kaldığınız için üzgünüm...
I'm really sorry you had to see that.
Korkunçtu!
I'm sorry you had to see that, Dot.
Buna tanık olduğun için özür dilerim Dot.
I'm sorry you had to see that.
Bunu yaşadığın için özür dilerim.
I am sorry that I did it, and I am sorry that you had to see it.
Yaptığım için üzgünüm. Sen gördüğün için de üzgünüm.
I'm sorry you had to see that, Derek.
Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm, Derek.
Oh, I'm so sorry that you had to see that.
Bunu görmek zorunda olduğunuz için çok üzgünüm.
I'm sorry that we had to do that, but you needed to see how this could end.
Bunu yapmalıydık üzgünüm ama bunun nasıl sonlanacağını görmek zorundaydınız.
I'm sorry you had to see me like that.
Beni böyle gördüğün için kusura bakma.
Look, I'm so sorry you had to see that. What happened?
Ne oldu?
Mike, I'm sorry you had to see that.
Mike, bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm sorry you had to see that.
Bunu görsem çok üzülürdüm.
I'm sorry you had to see that, Linda.
Bunu gördüğün için üzgünüm, Linda.
I'm sorry you had to see that.
Bunu izlemek zorunda olduğun için üzgünüm.
I'm so sorry you had to see that.
Böyle bir şeye şahit olduğun için çok üzgünüm.
[bones snap] I'm so sorry you had to see that.
Bunu gördüğün için çok özür dilerim.
I'm sorry you had to see Mr. Smolensky die in that awful way.
Bay Smolensky'nin o şekilde öldüğünü gördüğün için üzgünüm.
I'm sorry you had to see that.
Bunu görmek zorunda kaldığın için çok üzgünüm.
I'm sorry you had to see that, honey.
Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm, tatlım.
I'm sorry that you and Mom had to fly out here to see that.
Onca yol gelip bunu gördüğünüz için çok üzgünüm.
I'm sorry you had to see me like that.
Beni böyle görmek zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm so, so sorry you had to see that.
Bunu görmek zorunda kaldığınız için çok ama çok üzgünüm.
I'm sorry that you had to see that.
Bunu görmek zorunda kaldığınız için üzgünüm.
I'm sorry that you had to see it.
Görmek zorunda kaldığın için de özür dilerim.
I'm really sorry that you had to see all of that.
Bunları görmek zorunda kaldığın için üzgünüm.
I'm sorry you had to see that.
Onu görmen gerektiği için üzüldüm.
I'm sorry you had to see me like that, son.
Beni o şekilde görmek zorunda kaldığın için üzgünüm evlat.
I'm sorry you had to see me in that position.
Seni anlıyorum