I'm telling Çeviri Türkçe
20,226 parallel translation
I'm telling Baracus everything.
Baracus'e her şeyi söylüyorum.
I'm going to be so upset if you're not telling me the truth.
Bana doğruyu söylemezsen çok üzüleceğim.
I'm sitting here trying to watch Pitch Perfect 2, and you're telling me I ain't doing it right.
Ben oturmuş "Pitch Perfect 2" yi izlemeye çalışıyorum sen de hata yaptığımı söylüyorsun.
So I'm telling you that Kamekona's more than just a CI to me.
Kamekona benim için muhbirden daha fazlası diyebilirim.
I'm telling you, you'll just go cra...
- Söylüyorum sana, herkes çıldırac...
I'm telling you, those bombs are already unstable.
Dedim ya, bombalar her an patlayabilir.
I swear I'm telling the truth.
Yemin ederim, doğru söylüyorum.
Ben, I'm telling you, we just have to keep picking'em off, one by one.
Ben, sana söylüyorum, onları tek tek avlamaya devam etmek zorundayız.
And I'm telling you he's in a coma for a reason.
- Bir sebepten dolayi komada bu adam.
And I'm telling you, you're making a mistake.
Bir hata yaptigini söylüyorum sana.
I'm telling you, I was a mess.
- Söylüyorum işte, berbattım.
The point is, everyone was telling me I was a doctor, but I didn't feel any different than I did the day before when there was no M.D. after my name.
Sorun şu ki, herkes benim bir doktor olduğumu söylüyordu ama ben ismimin önünde "Dr." yazmıyorken olduğum zamanlardan daha farklı hissetmiyordum kendimi.
This is why I'm telling you this.
Bu yüzden şimdiden söylüyorum.
I'm telling you for the last time.
Size son kez söylüyorum.
I'm telling you to forget that.
Unutmanı bekliyorum.
I'm telling you, so you'll suffer.
Acı çekin diye söylüyorum.
I was just telling Ms. Creech that we recently hired an exceptionally diverse group of associates.
Ben de tam bayan Creech'e, son zamanlarda işe aldığımız son derece çeşitli insanlardan bahsediyordum.
No. I'm just telling you how it all happened.
Hayır, sana sadece nasıl olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
Uh, I'm telling you how I feel.
Sana neler hissettiğimi anlatıyorum.
I'm not telling you.
Buna cevap vermeyeceğim.
And I'm telling you this now, because Major has been locked up without brains, and he's going to turn.
Bunu sana şimdi söylüyorum, çünkü Major şu an beyin bulamıyor,... ve yakında dönüşecek.
- I can feel it, I'm telling you.
- Hissediyorum, bak beni dinle.
Oh, my God! Dude, I'm telling you...
Kanka diyorum ki...
I'm telling her we've decided, and it was me.
Ona karar verdiğimizi ve bu kişinin ben olacağını söyleyeceğim.
What are you telling people I'm here for a month for?
Neden insanlara bir ay boyunca burada olacağımı söylüyorsun?
I keep telling you guys, it's just a song I wrote for my kid.
Size söyleyip duruyorum, sadece çocuğum için yazdığım bir şarkıydı.
I kept asking her to repeat herself because I couldn't fucking believe what she was telling me.
Sürekli "Bir daha anlatır mısınız?" deyip durdum çünkü duyduklarıma inanamıyordum.
Look, I'm- - I'm telling you, it's- - What's going on?
- Anlatıyorum ya, neler oluyor?
I'm telling the truth.
Gerçeği söylüyorum.
- It is so weird, I'm telling you.
- Hayır, değil. Çok tuhaf, sana söylüyorum.
If you're telling me the truth and Abby's out there, I need to find her now.
Eğer bana doğruyu söylüyorsan ve Abyy dışarıda bir yerlerdeyse, onu bulmalıyım.
Next thing I remember I was getting picked up on the side of the road by some skinny private from Tucson telling me how lucky I was.
Ondan sonra hatırladığım tek şey yol kenarında, ne kadar şanslı olduğumu anlatan Tucsonlu bir er tarafından alınmamdı.
I mean, sleeping with a guy that I almost slept with and then hiding it from me and then telling Yolanda first?
Benim neredense birlikte olduğum adamla yatıp bunu benden saklayıp önce Yolanda'ya mı söyledin yani?
I'm gonna talk to Navy Intel, find out what they aren't telling us.
Ben deniz istihbaratıyla konuşacağım. Bize söylemedikleri şeyi bulacağım.
Are you saying I'm going around telling people about the past? Ch-Chill.
Arkandan mı konuşuyormuşum ben senin?
It was shocking, but yes. He claimed our talk helped him see the error of his ways, and he was turning over a new leaf. I'm telling you, it's the truth.
ben de şok oldum fakt evet onun hatalarını görmesi için konuşmamızın yardımcı olduğunu söyledi ve o yeni bir sayfa açıcaktı size doğruyu söylüyorum o şimdi erkekleri dağıtmayı bile düşünüyodu
And yet you spend so much time telling me that I'm a lesser thing.
Yine de benim daha aşağılık olduğumdan bahsedip duruyorsun.
So, I'm telling you this as a friend, someone who cares about you, and who is also a little afraid of you, and very afraid of your ex-husband.
Bu yüzden seni önemseyen ve biraz senden, bir hayli de eski kocandan korkan bir arkadaşın olarak sana şunu söyleyeceğim.
I have been working so hard on this thing, and I'm telling you, nothing's- - nothing's sticking.
Bu şey üzerine çok çalıştım ve sana söylebileceğim karışacak karışacak bir şey yok.
I'm telling you!
Size söylüyorum!
- I'm telling you now.
- Anlatıyorum işte.
I'm telling Stefan that the world is a better place without an Elena-less Damon.
Stefan'a dünyanın Elena'sız Damon olmadan daha iyi bir yer olacağını söyledim.
I'm telling you, women want doctors, not nurses.
İnan bana, kadınlar doktor ister, hemşire değil.
Okay, now I'm starting to get the feeling that there's something you're not telling me.
Ne demek istedin? Debbie, benden hoşlanmadıysan önemli değil.
I'm telling him the truth this weekend, if it's the last thing I do.
Tamam, evet. - Debbie. - Merhaba.
And at the end of the day, this is just one that I need to trust my instincts on, and my gut is telling me if I pass up on this deal,
Hastamızın durumu şu anda iyi. Kalp kapakçığı ameliyatı çok iyi geçti, tamam mı? İçeri girebileceğiniz zaman haber vereceğiz.
I'm telling you, it's non-negotiable.
Sana söylüyorum, tartışmaya açık bir konu değil.
I'ma keep telling your story, all right?
Sana bir şey anlatayım, tamam mı?
You can think all the moves you want, but at the end of the day, the moves that I'm making are the ones you're telling me to make.
İstediğin kadar hamle düşünebilirsin ama nihayetinde yaptığım hamleler senin bana yapmamı söylediklerin.
That became our thing, and I am telling you right now,
O bizim olayımız oldu ve sana söylüyorum, ben çöküyorum.
I'm gonna keep telling your story, but if shit goes down and I get busted, I'm not gonna get locked up.
Hikâyeni anlatmaya devam edeceğim ama işler ters gider de yakayı ele verirsem hapse girmeyeceğim.
i'm telling you 3790
i'm telling you the truth 191
i'm telling the truth 141
i'm telling you now 83
i'm telling you right now 68
i'm telling you guys 31
i'm telling ya 41
telling 37
telling you 40
telling me 24
i'm telling you the truth 191
i'm telling the truth 141
i'm telling you now 83
i'm telling you right now 68
i'm telling you guys 31
i'm telling ya 41
telling 37
telling you 40
telling me 24
telling me what to do 18
telling the truth 29
i'm too old for this shit 16
i'm the devil 24
i'm trying my best 22
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm tired 1334
i'm thinking of you 22
i'm too busy 44
telling the truth 29
i'm too old for this shit 16
i'm the devil 24
i'm trying my best 22
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm tired 1334
i'm thinking of you 22
i'm too busy 44