I'm the boss Çeviri Türkçe
1,624 parallel translation
Hold on, E, let me ask the Boss of All Bosses if I can roll with you.
Patronların Patronu'na seninle takılıp takılamayacağımı sorayım.
Nothing but champagne now I'm the boss.
Şampanyadan aşağısı kesmez. Patron benim.
I'm the boss.
Patron benim.
I would if I could, but for now, Gerry is still the boss.
Elimden gelse yapardım ama şimdilik patron hâlâ Jerry.
Dr. Morris is not my boss, and I'm afraid he's gone for the day.
Dr. Morris patronum değil. Bugün burada işi bitti.
My boss needs me back in LA, so I'm gotta cut the trip short.
Patronumun bana L.A.'de ihtiyacı varmış. Yani geziyi kısa kesmem gerekecek.
Well, if screwing the boss means that we can all get fired, you're damn right I have a say. I happen to have very strong feelings for Michelle.
Eğer patronunu becermen ikimizin de kovulması anlamına geliyorsa, istediğimi söylemeye hakkım var demektir.
- Because I'm the boss.
- Çünkü ben patronum.
And move it over to thatrecliner by the phone'cause I'm expecting a call any minute now from my old boss at Jackpot Realty, asking me take over the Scottsdale office.
Ve telefonun yanındaki tekli koltuğa koyacağım. Jackpot Emlak'taki eski patronumdan bir telefon bekliyorum da. Bana Scottsdale ofisinin başına geçmemi teklif edebilir.
I'm here because my boss, who is, let's not forget, your boss, instructed me to monitor this situation to make sure that the cowboys stay on the ranch.
Buradayım çünkü patronum unutma ki senin de patronun beni kovboyların çiftlikte kaldıklarından emin olmak ve durumu izlemek için görevlendirdi.
As your boss currently languishes in a holding cell on a murder charge, the powers that be have replaced him, albeit temporarily, I'm sure we all hope, with me.
Şefiniz hali hazırda cinayet suçundan hücrede tutuluyorken yetkiler değişti. Gerçi bu durum geçici, Eminim hep beraber benimlesiniz yakın gelecekle ilgili endişe ediyorsunuz.
- I quit my job, dumped my loser boyfriend, told my boss where he could shove it, and bought a one-way ticket to iceland, where the sun never sets, which is fine by me.
- İşimden istifa ettim işe yaramaz erkek arkadaşımı terk ettim, patronuma lanet olmasını söyledim. - Aslında... Ve İzlanda'ya bir gidiş bileti aldım.
Actually, I'm the boss of him, if you want to know.
Aslında bilmek istersen, ben onun patronuyum.
I Had To Tell My Boss I Was Going Out With Someone, And You Were The First Guy I Saw.
Patronuma biriyle çıktığımı söylemem gerekiyordu, ilk gördüğüm erkek de sendin.
I don't know what you heard, boss, but I was not the one who started that pool.
Ne duydun bilmiyorum patron ama o bahsi ben başlatmadım.
I need to go to the flower mart to pick up some Casablanca Lilies for my boss's party, and... and I hear that all the wedding planners get there early and buy them all.
patronumun partisi için kazablanka ve zambak almam lazım. ve duyduğuma göre bütün düğün evleri erkenden gelip hepsini alıyorlarmış.
I had a job washing dishes at a nursing home where all the boss did was talk about bar fights and weird sexual encounters.
Bakım evinde bulaşıkçıydım. Patronum sürekli bar kavgalarından ve tuhaf seks yollarından bahsederdi.
You know, I think I saw your boss on the news the other night.
Sanırım geçen gece patronunu haberlerde gördüm.
I'm going to be the most amazing boss ever.
Gelmiş geçmiş en harika patron olacağım.
All right, since im the boss, I will drive as well. Who wants shotgun?
Pekala madem patron benim, o zaman ben kullanacağım, kim geliyor yanıma?
I'm the boss of both of you now. What are you talking about, man?
Şimdi ikinizin de patronuyum.
'Cause I'm your big brother, dude, and I'm the boss of you.
- Neden böyle duruyorsun? Çünkü sizin ağabeyinizim, dostum ve patronunuzum.
" I'm the big boss now.
"Görevim icabı böyle davranıyorum. " Ne de olsa bir patronum ben.
I guess you're the boss.
Sanırım patron sizsiniz.
I'm Here To Ask You A Few Questions About The Death Of Walter Storrs, Your Former Boss.
Eski patronunuz Walter Storrs'un ölümüyle ilgili birkaç şey sormak istiyorum.
I'm the boss of me.
- Ben kendimin partonuyum.
When I'a away, he's the boss, got it?
Ben yokken patron odur, tamam mı?
I met his boss yesterday, you should of heard the nice things he said.
Dün patronuyla tanıştım. Çok iyi şeyler söyledi, bir duysaydınız.
Then let's call on the boss first. I have things to discuss anyway.
O zaman önce bi patrona uğrayalım, konuşacaklarım var zaten.
If it's ok with you. Chika? I got the OK from the boss ~!
Gördüğün gibi buraya belgelerle geldim çünkü ev işleri yaparken aklım işimdeydi.
I want to see the boss.
Ne oldu? Sonra anlatırım, gel sen!
I'll let the boss know.
Birazdan patronunu ararım.
- That's right ; I'm the boss.
- Aynen öyle.
Boss, I processed the street in front of the loft.
Şu dairenin bulunduğu sokağı araştırdım.
I hate the whole boss / employee thing, don't you?
- Şu patron / işçi ayrımından nefret ederim, sen?
Well, I do and I'm the boss.
Bence oluyor ve patron benim.
I'm sorry, boss, I'm just saying, that, you know, just'cause he says he's the cook doesn't mean he's any less potentially guilty.
Affedersin patron. Aşçıyım diyor diye suçlu olmadığını düşünecek değiliz.
I'm getting the car, boss.
- Ben arabayı getireyim patron.
Taps on the Nelsons'phones, I'm on it, boss, right now.
Nelson'ların telefonları dinlenecek. Hemen hallediyorum patron.
You don't? I'm just trying to save the patient, not score points with my boss.
Ben sadece hastayı kurtarmaya çalışıyorum, patronumun gözüne girmeye değil.
I'm the boss in the bedroom.
Yatak odasında patron benim.
Because... seeing as how I'm the boss...
- Çünkü gördüğünüz gibi patron benim.
I'm the boss.
Ben patronum.
I'm the boss of you! You're the only one who hasn't made any forward progress today.
Bugün hiç bir ilerleme kaydetmeyen sensin.
You know, I want to make it at reveal on my own merits, not because I'm the boss'son.
Yani, Reveal'da bir değerim olmalı, ama onun oğlu olduğum için değil.
All your women keep your little bungalows clean, sweep off the dirt floors- - keep the papooses in order and all- - but I'm my own boss, all right?
Küçük evini kadınların temiz tutuyor pis yerleri süpürüyor KızıIderili çocuğuna sırayla bakıyorlar vs ama kendi patronum benim, tamam mı?
Maybe, but I'm the boss here.
Belki de, ama burada patron benim.
I'm going across the street to see the boss.
Patronla görüşmek için caddenin karşısına geçiyorum.
I'm the boss, Hillier.
Patron benim, Hillier.
I'm not the boss at our unit.
Birimimizin patronu ben değilim. Orada hiç mi kadife yok?
You the boss, but I'll be standing right here.
sensin ama bende kalacağım.
i'm the devil 24
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm there for you 31
i'm the best man 19
i'm the one who's sorry 33
i'm the best 59
i'm the only one 38
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm there for you 31
i'm the best man 19
i'm the one who's sorry 33
i'm the best 59
i'm the only one 38