I'm the doctor Çeviri Türkçe
2,815 parallel translation
I'm just studying for the doctor test.
Doktorluk sınavlarına hazırlanıyorum.
While I have the utmost respect for your method, Miss Dalrymple I must complaint that you misread me. I'm but a simple doctor.
İşinize son derece saygı duyuyorum, Bayan Dalrymple ama beni yanlış okumuş olmalısınız.
You know... I could really use the help of an able Doctor on a more regular basis.
Biliyor musunuz düzenli olarak doktor yardımı çok işe yarar.
- I'm gonna go find the cafeteria and that hot doctor.
- Ben kafeteryayı bulmaya gidiyorum ve şu seksi doktoru.
Mae Mobley is up, and I'm off to the doctor!
Mae Mobley uyandı, benim de doktor randevum var.
Can a trip to the Doctor be hazardous to your health?
.. bi doktor size nasıI yardım edebilir
I'll find the doctor.
Ben doktoru bulacağım.
Once we've concluded our business here it's important you know I shall endeavor to find the most creative of endings for the doctor.
Buradaki işimizi sona erdirdiğimizde bu önemli biliyorsun doktor için en muhteşem sonu bulmaya çalışacağım.
I'm getting really shaky and sweats, and then I'm cold and I'm sick and I'm fatigued, and my stomach hurts and everything. So I went to the doctor, and that's when he diagnosed me with hypertension and diabetes.
Son derece güçsüz düşüyorum ve terliyorum, sonra üşüyorum, midem bulanıyor yorgun hissediyorum, karnım ağrıyor ve daha bir sürü şey.
Not just that you're the doctor and I'm the patient but that you're Swiss and I'm Russian I'm Jewish and you're Aryan, and all other kinds of darker differences.
Mesele sadece sizin doktor, benim hasta olmam değil. Sizin İsviçreli benim Rus olmam da aynı zamanda. Ben Musevi'yim, siz Aryan'sınız ve aramızda bunun gibi daha bir çok karanlık faklılık var.
I think it means that when I become a doctor, what I want more than anything is to give people back their freedom the way you gave me mine.
Sanırım doktor olduğumda ben de aynı sizin bana özgürlüğümü geri verdiğiniz gibi hastalarıma özgürlüklerini geri vermek istiyorum.
Because you're the doctor, and I do what you say.
Çünkü doktor olan sensin ve ben bana söylediklerini yaparım.
- I have to talk to the doctor.
- Doktorla konuşacağım.
- Rikishi, I'm still seeing a doctor for the injury from when you hit me 2 years ago.
Rikishi, 2 yıl önce açtığın yara yüzünden hâlâ tedavi görüyorum.
I called the doctor.
Doktor çağırdım.
I'm fat and my feet hurt, and I can't fit into the nook next to the fridge to reach the diet cokes that my doctor thinks I should cut down on.
Şişmanım, ayaklarım ağrıyor ve doktorumun azaltmamı söylediği diyet kolalara buz dolabının yan tarafına sığıp da ulaşamıyorum.
I just want to get through this week, get her in the car, and get her to the doctor's.
Şu hafta bir geçsin. Arabamıza atlayalım, Tara'yı doktora götüreyim.
I know. But the doctor told us it doesn't mean a thing unless I'm an LCA carrier, too, right?
Ama doktor, ben de LCA taşıyıcısı değilsem bir önemi olmadığını söyledi değil mi?
I-I would never change my appearance for vanity, but, I mean, the doctor said that it could possibly improve my talent, which would help us all for Nationals.
Gösteriş için görünüşümü asla değiştirmem Demek istediğim doktor dedi ki yeteneğimi geliştirmesi olasıymış, Ve bu da ulusallarda hepimize yardım eder..
I mean, I'm sure that Sam's been at the doctor's office and rifled through pamphlets on mouth reduction.
Yani, Sam'in ağız küçültme ameliyatı için doktorlardan bilgi aldığından eminim
Besides Tina's abrupt personal transformation, the compositions came back from the doctor, showing what my nose would look like slightly altered, and I have to say, I'm really happy with the results.
Tina'nın beklenmedik kişisel dönüşümünden sonra, doktordan burnumun değişince nasıl görüneceğini gösteren, kompozisyonlar geldi ve sonuçlardan gerçekten memnun olduğumu söylemeliyim.
God. I want to roll my eyes right now, but the doctor said if I keep doing it my ocular muscles might spasm and eject my eyeballs.
Şu anda gözlerimi geri yuvarlamak isterdim ama doktor dedi ki eğer bunu yapmaya devam edersem göz kaslarım spazm geçirip gözleri fırlatabilirmiş.
I only rang to tell you to call the doctor.
Doktoru araman için çanı salladım.
I'm going to run, pick up the boys at school, take them to the doctor.
Çıkıyorum. Çocukları okuldan alıp doktora götüreceğim.
I'm gonna have the doctor write you a prescription
Doktora sana reçete yazdıracağım.
I'm gonna try and convince the doctor to take the crazy parts out of her.
Doktorları deliliğine deva olmaları konusunda ikna etmeye çalışacağım.
Ah. Ha. I don't think the doctor...
Sanırım doktor...
I'm going to the doctor's.
Doktora gidiyorum.
I haven't leaned out yet and the doctor says it's gonna happen.
Henüz boy atıp zayıflamadım, doktor daha var diyor.
I suppose you might say I'm the kind of doctor that's a bit of a pain in the ass, really.
Sanırım benim için baş ağrısı olabilecek türde bir doktor diyebilirsin.
I'll get the doctor.
- Doktoru çağırayım.
- I don't know what the problem is. - Do you need a doctor?
- Bir doktora mı ihtiyacın var?
#'Cause I'm a little sick of it # # don't care what the doctor said # # sure miss your company # # so blow your nose and stomp with me #
# Çünkü ona hastayım # # Doktorun ne dediği umrumda değil # # Eminim arkadaşlarını özlerim #
I am on the doctor's side.
- Ben doktorun tarafındayım.
Yeah, I'm no doctor, but the lead-up to a fight can be very stressful.
Ben bir doktor değilim, ama bir dövüşe hazırlanmak çok stresli olabiliyor.
So I cut her down, I put her in her own bed, and called the doctor.
İpini kestim, onu yatağına koydum ve doktoru aradım.
The doctor said you needed sleep, so I let you sleep.
Doktor dinlenmen gerektiğini söyleyince uyandırmadım.
I'm sure it's just what the doctor ordered.
Doktorun söylediği gibi yalnızca stres olduğuna eminim.
I'm sure the Overseer will see that we are appropriately rewarded. As a doctor, you must see that the marker is the greatest discovery in the history of humanity.
Eminim gözlemci bizim terfi etmemiz gerektiğine karar verecektir.
I was worried and I tried calling the doctor.
Ben merak ettim ve doktoru aradım.
I'm the Doctor, this is Amy, Rory.
Oraya girmeyeceğim. Bak. Ben Doktor'um, bu Amy, Rory.
I'm The Doctor.
Ben Doktor'um.
I've stopped the bleeding, but he's gonna need a doctor soon.
Kanamayı bir şekilde durdurdum ama acilen doktora gitmesi lazım.
When I first met the Doctor, a long, long time ago, he knew all about me.
Doktor'la ilk tanıştığımızda,... çok çok uzun zaman önce benim hakkımda her şeyi biliyordu.
Sure, you're the noble life-saving doctor, I'm the pesky author.
Doğru ya, sen saygıdeğer hayat kurtaran bir doktorsun bense can sıkıcı bir yazar.
See, I thought maybe we had trouble communicating, but the first doctor said we just had different styles, and then, well, the second one said that, you know, I needed to bring up issues sooner, and he had bad breath,
İletişimde problem çekiyoruz sandıydım ama ilk doktor dedi ki sadece değişik tarzlarınız var sonra ikincisi de dedi ki bir an önce sorunları anlatmalıymışım ayrıca ağzı da çok kötü kokuyordu.
Bet I know what will. The doctor is in!
Bahse girerim neyin yardımı olacağını biliyorum.
I guess the doctor is sending us there to piss me off.
Sanırım, doktor bizi oraya beni kızdırmak için gönderiyor.
Anyway, at the hospital, I had a lot of test and scans, and the doctor said that from now on, I'm going to have to use one of these.
Neyse, hastanede bir sürü tahlil ve kontrolden geçtim. Ve doktor bundan sonra şunu kullanmam gerektiğini söyledi.
I'm a sports doctor for the cheer squad.
Ben amigo takımının doktoruyum.
So I started with the doctor who delivered him...
Ben de işe doğumu gerçekleştiren doktorla başladım.
i'm the devil 24
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm there for you 31
i'm the best man 19
i'm the one who's sorry 33
i'm the only one 38
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm the king of the world 16
i'm the queen 23
i'm the lucky one 30
i'm there for you 31
i'm the best man 19
i'm the one who's sorry 33
i'm the only one 38