I'm too busy Çeviri Türkçe
772 parallel translation
I'm too busy of a man to care about the management of the cleaning crew.
"Temizlik ekibini de rahatsız etmesin."
I'm too busy, darling.
Çok meşgulüm, tatlım.
I'm too busy seeing you don't lose the money I married you for.
Uğruna seninle evlendiğim serveti ziyan etme diye uğraşıyorum.
I'm too busy.
Ben çok meşgulüm.
I'm too busy.
Çok meşgulüm.
I'm going to be too busy being nice to somebody else.
Kimseye şirin görünemeyecek kadar meşgul olacağım.
You're making my mouth water I'm too busy, but if I were in your shoes...
Ağzımı sulandırıyorsun usta. Burada sorumluluklarım olmasa, sen o zaman görürdün beni.
- I'm too busy right now.
- ªu an çok meºgulüm.
I'm too busy a man to fool around with harmonicas.
Mızıkayla oyalanamayacak kadar meşgul bir adamım.
- I'm busy then too.
- O zaman da meşgulüm.
I'd make my promises now if I weren't too busy arranging to keep them.
Eğer onları yerine getirmek için uğraşmakla çok meşgul olmasaydım bir sürü vaatte bulunurdum.
I can't imagine a nicer job than teaching you myself, but I'm too busy.
Kendim ögretmek çok isterdim ama mesgulüm.
I was pretty busy and I reckon they was, too.
Çok meşguldüm, sanırım onlar da öyle.
- I'm too busy pinching myself.
- Kendimi çimdikliyorum!
I guess he's been too busy down at Long Beach in the oil fields.
Sanırım eşim Long Beach'deki petrol işleriyle oldukça meşgul.
I suppose you're too busy to listen to a bit of news about your sister.
Sanırım, kız kardeşinizle ilgili birkaç havadisi dinleyemeyecek kadar meşgulsünüz.
Maybe you're right but I'm too busy to talk about it now.
Haklı olabilirsin ama çok işim var, bunu konuşamam şimdi.
I'm too busy to take a six months'holiday in prison.
Altı ay hapiste tatil yapmak için fazla meşgulüm.
- I've been too busy talking to sell mine.
- Ben konuşmaktan satamadım.
They asked about you, but I think they're too busy to drop in.
Bir çift eski dostumuza rastladım, Dixon ile Klein.
I'm glad you're interested in the ballet, but we're too busy today.
Bale ile ilgileniyor olmanıza sevindim ama bugün burası oldukça kalabalık.
I'm glad you like the ballet, but we're too busy today.
Bale sevmenize memnun oldum, ama bugün çok kalabalığız.
But if you're too busy to dance with me now, I'd be happy to wait until you're free.
Fakat benimle dans etmek için şimdi zamanın yoksa zamanın olana kadar beklemekten mutluluk duyarım.
I guess I deserve that. I've been too busy for anything. Come in.
Sanırım bunu hak ettim.Başımı kaşıyacak zamanım yoktu.İçeri gir.
I wish you could stick around for a while, but I'll be too busy -
Kelly, keşke biraz daha kalabilseydin ama çok meşgul olacağım ve...
I really should take them myself, but I'm just too busy.
Aslında onları benim gezdirmem gerekir ama çok meşgulüm.
I've been worried about them too, but I'm really busy.
Ben de onlar için üzülüyorum ama çok meşgulüm.
I'm sorry, but I'm too busy for this sort of thing.
Üzgünüm, ama bu tür şeyler için çok meşgulüm.
I'm not too busy.
Çok meşgül değilim.
We attack at one zero six a.m. The street's not too busy then.
1'i 6 geçe harekete geçeceğiz. Cadde o esnada çok kalabalık olmuyor.
- I'm sorry too, but I'm busy.
- Ben de, ama meşgulüm.
I was too busy on the trail of glory to take the time to comfort my wife.
Şöhretimle o kadar meşguldüm ki, karımı rahatlatamadım.
I'm busy then too.
O zaman da meşgulüm.
I'm too busy now.
Şu anda çok meşgulüm.
I'm busy, too.
Sen bizi arama.
I'm too busy
Benim işlerim yoğun.
It's funny, but all my life I've been either too busy or too careful to get married.
Garip, ama hayatım boyunca evlenmek için ya çok meşgul ya da çok temkinliydim.
I'm too busy suffering.
Acı çekmekten başka bir şeye vakit ayıramıyorum.
I'm sure you'd be too busy to miss anyone.
Eminim sen işlerini bir başkasına kaptırmamakla meşgul olurdun.
- Oh. - But I'm - I'm sure you're too busy and...
Ama biliyorum işiniz gücünüz var, ve siz...
I was too busy to give you much time.
Çok meşguldüm, sizi istediğim gibi ağırlayamadım.
- No, I'm too busy.
- Hayır, işlerim var.
He'll say, "Don't bother me. I'm too busy."
Diyecek ki, "Çok meşgulüm, beni uğraştırma."
I'm too busy just now.
Şimdi çok işim var.
- I've no plans yet, been too busy walking.
- Henüz bir planım yok. Yürümek beni çok meşgul ediyor.
Well, really, I'm not too busy at the moment, sir.
Şey, aslında şu aralar pek meşgul değilim efendim.
Well, it's just that I've been too busy.
Limandan ayrıldığımızdan beri benden kaçıyorsun.
I guess Rose-Ann was too busy.
Sanırım, Rose-Ann çok meşguldü.
Well, I'm soldiering all day, and I'm rather busy in the evenings too.
Tüm gün boyunca askerlik yapıyorum, ve akşamları da meşgulüm.
I'm too busy now being jealous of Yussef.
Şu an Yussef'i kıskanmakla çok meşgulüm.
I'm too busy to get away from the office.
Büroyu bırakamayacak kadar meşgulüm.
i'm too old for this shit 16
i'm too nervous 18
i'm too young 26
i'm too tired 83
i'm too weak 17
i'm too old 42
i'm too scared 18
i'm too old for this 23
i'm too late 31
i'm too hot 20
i'm too nervous 18
i'm too young 26
i'm too tired 83
i'm too weak 17
i'm too old 42
i'm too scared 18
i'm too old for this 23
i'm too late 31
i'm too hot 20
i'm too old for that 16
too busy 32
busy 584
busy day 80
busy morning 24
busy night 20
i'm the devil 24
i'm trying my best 22
i'm the boss 113
i'm there 209
too busy 32
busy 584
busy day 80
busy morning 24
busy night 20
i'm the devil 24
i'm trying my best 22
i'm the boss 113
i'm there 209
i'm tired 1334
i'm thinking of you 22
i'm the king of the world 16
i'm telling you 3790
i'm the queen 23
i'm thinking about you 19
i'm trying to sleep 45
i'm the lucky one 30
i'm trying to study 20
i'm telling you the truth 191
i'm thinking of you 22
i'm the king of the world 16
i'm telling you 3790
i'm the queen 23
i'm thinking about you 19
i'm trying to sleep 45
i'm the lucky one 30
i'm trying to study 20
i'm telling you the truth 191