I'm well aware of that Çeviri Türkçe
214 parallel translation
I am well aware that nothing short of a miracle could add luster... to this already dazzling display.
Bir mucize dışında başka hiç bir şeyin bu göz kamaştırıcı sergiye... ihtişam katamayacağının farkındayım.
I'm well aware that we're all bundles of inhibitions.
Hepimizin belli bir miktar çekingen olduğunun farkındayım.
If that's a subtle way of throwing Sylvia Lester in my teeth, I'm already well aware of her function in your life.
Eğer bu Sylvia Lester'i dişlerimin arasına fırlatmanın ince bir yolu ise, ben çoktan onun senin yaşamındaki işlevinden pekala haberdarım.
Well, there's an old service maxim, sir that I'm sure you're well aware of.
Sanırım sizin de bildiğiniz bir ordu kuralı vardır.
I am certain that by now this court is well aware of the peculiar involvement of Lieutenant Cantrell in this case. So I trust that I shall not again be charged with employing cheap, legal tricks when I call as my next witness, Defense Counsel himself.
- Şimdiye kadar dinlediklerimizden oldukça eminimki mahkememiz, Teğmen Cantrell'in bu olayın içinde tuhaf bir şekilde yer aldığının farkındadır ve bu nedenle, ucuz ve yasal hileri kullanmakla suçlanmayacağıma güveniyorum ve sonraki tanığım olarak savunma makamının temsil eden,..
- I'm well aware of that, Mr. Fryer.
- Bunun farkındayım, Mr. Fryer.
I am well aware of the many pleasures of that noble institution, marriage, and I will gladly call upon the young lady at any time she will receive me.
Evlilik denen yüce müessesenin nimetlerinin gayet bilincindeyim ve bu genç hanımla istediği zaman buluşmaya hazırım.
Yes, I'm well aware of that, sir.
Evet, o şiiri gayet iyi biliyorum efendim.
I am quite well aware of that, Barbara.
Onun farkındayım, Barbara.
I'm well aware of that.
Çok iyi anladım.
I'm well aware of that, Mr. Harper, but please don't bother suggesting that we bring in the police.
Bunu gayet iyi biliyorum, Bay Harper, ama lütfen polise başvurmamız tavsiyesinde bulunmayın.
I'm well aware of that, Mr. Scott.
- Farkındayım.
I'm well aware of that, but even so, I wish to decline the honor.
Bunun gayet farkındayım, ama yine de, bu onuru geri çevirmek zorundayım.
I'm very well aware of that, lieutenant. Try it.
Bunun ben de farkındayım, Teğmen.
I'm well aware of that, Quince.
Bunun gayet iyi farkındayım Quince.
I am well aware... that that is the period of the film. 1878.
Filmin o dönemde geçtiğinin gayet tabii farkındayım.
I'm well aware of that, Scott. Get two tractor beams on that shuttlecraft.
O mekiğe iki çekici ışın yolla.
- I'm well aware of that
- Bunun farkındayım.
Now, all the time I was watching this I was beginning to get very aware of, like, not feeling all that well.
Sabah akşam bunu izledikçe pek de iyi hissetmediğimi farketmeye başlamıştım.
I'm sure the doctor was well aware of that.
Eminim doktorun bundan pekala haberi vardı.
I'm well aware of that, Dr. Hubbard.
Bunun farkındayım Dr. Hubbard.
I'm well aware of that, General Merchenson.
Tabi bundan haberim var, Merchenson paşam.
I'm well aware of that, Mr. Havisham. My husband's father has never shown the slightest concern for me or his grandson.
Bunun farkındayım Mr. Habişon.Kocamın babası torununa veya bana asla ilgi göstermedi
I'm well aware of that!
Bunun gayet farkındayım.
I'm well aware of that, Michael.
Bunun farkındayım, Michael.
I'm well aware of that.
Bunun ben de farkındayım.
I'm well aware of that, Admiral.
Bunun ben de farkındayım Amiral.
I'm well aware that you somehow consider yourself as outside the normal chain of command but let me remind you that this is a SERVICE not a free-for-all!
Ama sana hatırlatırım. Burası bir servis, dingonun ahırı değil.
I'm well aware of that.
Bunun farkındayım.
I'm well aware of that, honey.
Hayır, bunun farkındayım tatlım.
I'm well aware of that asinine article.
- Clay LaVerne Shaw.
Well, Mr. Gould, I'm well aware that this sort of... idealistic role swapping has a certain rhetorical flourish.
Bu rol değişimi gayesinin kendine has süslü bir söyleyişe sahip olduğunun farkındayım.
Yes, I'm well aware of that.
Evet, farkındayım.
I'm well aware of that, Commander but Jadzia would be the first to tell you that our primary responsibility must be to the symbiont.
- Bunun farkındayım, komutan. Fakat bizim birincil sorumluluğumuzun konukçuya karşı olması gerektiğini söyleyecek ilk kişi Jadzia olacaktır.
I'm well aware of it, and that's exactly what I don't like.
Farkındayım, ve hoşuma gitmiyor.
Well, I am aware that aging is part of the natural process of life.
Yaşlanmanın yaşamın doğal sürecinin bir parçası olduğunun farkındayım.
Helen, as a responsible parent, I was already well aware of that.
Helen, sorumlu bir baba olarak, bundan çoktan haberdardım.
I'm well aware of that, Walter.
Bunun farkındayım, Walter.
Well, I'm aware of that, Dad.
- Bunun ben de farkındayım.
I'm bloody well aware of that, Richard!
Ben bunun farkında olan zalimin tekiyim, Richard!
Yes, I'm very well aware of that, Daniel, but as a scientist I observe the facts.
Bunun farkındayım, Daniel, ama bilim adamı olarak gerçekleri görüyorum.
I am aware that there has been a misplaced distinction, but I think too well of you to suppose you will ever harbour resentment.
Yanlış konumda olduğumun farkındayım, ama Umarım senin bu evde bir sığıntı olduğunu düşünmüyorsundur.
- I'm well aware of that.
- Bunun farkındayım.
- I'm well aware of that, my son.
- Bunun farkindayim evladim.
- I'm well aware of that, Rommie.
Haberim var Rommie.
Well, I'm only too well aware of that man's taste in music.
O adamın müzik zevkini biliyorum.
I'm well aware that's just one side of her.
Bu onun sadece bir yüzü.
- I'm well aware of that, Colonel.
- Bunun oldukça farkındayım, Albay.
Yes, I'm well aware of that.
Evet, çok iyi bilirim.
I'm well aware of that, Mike.
Gayet farkındayım Mike.
I'M WELL AWARE OF THAT,
Bunun farkındayım.