I'm working on something Çeviri Türkçe
270 parallel translation
I'm generally working on something, most of the time.
Genelde hep bir iş vardır, çoğu zaman.
I'm working on something exciting.
İlginç bir şey üzerinde çalışıyorum.
I ought to find something to fill in the gap... while you're working or away on trips... or out holding clients hands, don't you think?
Sen işteyken ya da seyahatteyken ya da müşterilerinin elini tutarken boş zamanımı dolduracak bir şey arıyorum.
You spent World War II in Greenland working on something so top secret that even I couldn't find out about it.
Dünya Savaşı'nda Grönland'da bulunmuşsnuz o kadar gizli bir şey üzerinde çalışmışsınız ki ne olduğunu ben bile bulamadım.
- I'm working on something important.
- Önemli bir şey üzerinde çalışıyorum.
I'd like it better, "he said," if he was working on something else for you. "
Başka dava için de yardım ediyor olsa, daha çok hoşuma gider. " dedi.
I thought we were working on something here, but maybe I'm wrong.
Aramızda bir şeyler olduğunu sanıyordum ama belki de yanılıyorumdur.
It's worse when I'm working on something.
Birşey üzerinde çalışıyorsam daha da kötü.
I suppose he's still working on that... That girl's murder? - The virgin something-or-other, was it?
Şu anda "Bakire bilmem ne" nin cinayeti ile ilgileniyor sanırım.
- But we do have something else. I've been working on a little research project.
Dinobotların beynini yükseltmek için bu küçük hafıza cihazlarını tasarladım.
in fact, i'm working on something right now.
- Hatta, şu aralar düzgün birşey üzerinde çalışıyorum.
I'm working on something.
Çalışıyorum.
"Honey, I think Jim's working on something over there."
"Tatlım, Galiba Jim şurada bir şeyler yapıyor."
I want to show you something I've been working on.
Size üzerinde çalıştığım bir şeyi göstermek istiyorum.
Look, I don't know what was going on last night, but I think it's got something to do with what I'm working on.
Bak dün gece neler oluyordu bilmiyorum... ama üzerinde çalıştığım şeyle ilgili olduğunu düşünüyorum.
Sir, I've got something for you from the mail room, but first if I could take a minute of your very valuable time to show you something I've been working on for the past two or three years.
Efendim, posta odasından sizin için bir şey getirdim, ama önce Çok değerli zamanınızdan bir dakikanızı alarak üzerinde iki üç yıldır çalıştığım bir şeyi göstermek isterim.
I thought we were working on something, you and I.
Bir şeyler üzerinde çalışıyoruz sanmıştım.
This is a little something I've been working on.
Bir süredir üzerinde çalıştığım küçük birşey.
I'm working on something based on it.
Bunu yapmak için bir şey üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on something.
— Bir planım var?
It's, uh... something that I'm working on... a formula for... creating energy.
Üzerinde çalıştığım bir şey. Enerji yaratmak için... bir formül.
But I'm working on something to extend her Iife-span.
Ama, ömrünü uzatabilecek bir şey üzerinde çalışıyorum.
I'm working on something new, Roscoe.
Yeni bir şey üzerine çalışıyorum, Roscoe.
I'm working on something that's set in the outback.
Arka planda yürüttüğüm bir projem var da.
I'm working on something new.
Kız arkadaşım isterse. Yeni bir kızla beraberim de.
I'm working on something here, and you're blowing it for me, man!
Burada birşey yapmaya çalışıyorum. Sakın mahvetme.
Voice recognition, data encryption, something I'm working on for NASA.
NASA için birkaç iş yapıyorum.
That's just something I was working on at Cambridge.
Bu sadece Cambridge iken çalıştığım bir şey.
[Novello] A little something I'm working on.
Üzerinde çalıştığım ufak bir şey.
I'm working on something aimed at Angel Investigations.
Angel Investigations'a yönelik bir durum üzerinde çalışıyorum.
Not yet, but I'm working on something for him.
Henüz değil, ama ona bir şeyler ayarlamaya çalışıyorum.
- There was something I was working on.
- Çalıştığım bir şey vardı.
I overreacted. That's something I'm working on in therapy to not do as much.
Aşırı tepki gösterdim ve terapiye giderek bunu azaltmaya çalışıyorum.
I'm working on something right now.
Şu anda bir şey üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on something here.
- Birşeyle uğraşıyorum.
Well, I'm, uh, I'm working on something that I can't talk about yet, but as soon as I can,
Henüz sözünü edemeyeceğim bir şey üstünde çalışıyorum.
Listen, I'm working on something new.
Dinle. Yeni bir şey üzerinde çalışıyorum.
- Something I'm working on.
- Üzerinde çalıştığım bir şey.
I'm gonna read you something that I'm working on.
Sana üstünde çalıştığım yazıyı okuyacağım.
Right now, I'm working on something, but i'll explain it all in the patisserie.
Şu anda üzerinde çalıştığım bir şey var. Ama pastanede her şeyi anlatacağım.
I hope you don't mind, but I've been working on something on my own.
Umarım senin için sorun olmaz, yani ben kendimce çalışmalar yapıyorum.
A lot of strange things happened the first day on the boat... and it looked like a confusing puzzle to me... while I was working there... but at the end of the day, somehow everything fell into place... and I knew... I just knew that there was something seriously wrong.
Teknedeki ilk günde bir sürü garip şey yaşandı... ve bana orada çalışırken... kafa karıştırıcı bir yapboz gibi görünmüştü... fakat gün sonunda, bir şekilde her şey yerli yerine oturdu... ve ben... ciddi anlamda ters giden bir şey olduğunu anladım.
I started working on what used to be called... the upright Moviola, which is an editing machine... that looks something like a green sewing machine on legs.
Çalışmaya şeyle başladım, o zamanlar ne diyorlardı.. "Moviola" bir nevi kurgu makinesi... ayaklanmış yeşil dikiş makinesine benzeyen bir şeydi.
Actually, I'm working on something else.
Aslında, başka bir şey üzerinde çalışıyorum.
I'm working on something for David.
David için bir şey yapıyorum.
I'm working on something right now.
Şu anda bir şeyin üstünde çalışıyorum.
- I'm working on something.
- Ben bir işin peşindeyim.
- I'm working with her on something.
- Bir konuda onunla çalışıyorum.
It's just something I'm working on.
Üzerinde çalıştığım bir şey.
I'm kinda working on something here, Cam.
Biraz işim var da, Cam. Tanrım.
- I'm working on something.
- Paramız sende mi? - Paranızı alacaksınız.
i'm working right now 17
i'm working 521
i'm working here 57
i'm working on it 576
i'm working as fast as i can 22
i'm working on that 77
i'm watching you 97
i'm waiting for you 98
i'm watching 80
i'm with 29
i'm working 521
i'm working here 57
i'm working on it 576
i'm working as fast as i can 22
i'm working on that 77
i'm watching you 97
i'm waiting for you 98
i'm watching 80
i'm with 29
i'm worried about you 332
i'm way ahead of you 64
i'm with a friend 20
i'm walking 73
i'm with you now 22
i'm with you there 18
i'm warning you 559
i'm wondering 72
i'm waiting 335
i'm waiting for someone 45
i'm way ahead of you 64
i'm with a friend 20
i'm walking 73
i'm with you now 22
i'm with you there 18
i'm warning you 559
i'm wondering 72
i'm waiting 335
i'm waiting for someone 45
i'm writing 37
i'm with you 610
i'm walking away 18
i'm with a patient 20
i'm wide awake 33
i'm worried 402
i'm well aware 59
i'm well 147
i'm worn out 32
i'm with them 16
i'm with you 610
i'm walking away 18
i'm with a patient 20
i'm wide awake 33
i'm worried 402
i'm well aware 59
i'm well 147
i'm worn out 32
i'm with them 16