I've been Çeviri Türkçe
115,329 parallel translation
You see, for days, I've been plagued by this question :
Günlerdir bu soru ile cebelleşiyorum :
I've been feeling much better, as you know.
Kendimi çok iyi hissediyorum.
I've been checking in with you.
Size sürekli kontrole geliyorum.
I've been writing, and I think it might be good.
Uzun süredir yazıyordum, ama sonunda iyi bir şey oldu.
I've been living with white people for a long time.
Yıllarca beyaz insanlarla birlikte yaşadım.
- when I was 19 years old. - You've been spending three nights a week at rehearsal
- Haftada 3 gece saat 11'e kadar bu adamla birlikte,
But, um, I've been thinking lately, maybe... it's time... I diversify.
Ama son zamanlarda düşündüm de, belki... hayatıma bir şeyler katmanın... zamanı gelmiştir artık.
See, this is what I've been telling you, D.
Söylediğim şey buydu işte, D.
I've been coming here all week.
Tüm hafta burayı izledim.
I've been looking, and no one would tell me...
Seni arıyordum, kimse de...
I've been projected into your memory.
Hafızana yansıtıldım.
I've been looking, and no one would tell me...
Seni arayıp durdum, kimse yardımcı olmadı.
So I've been going to... - Dude.
- Dostum.
I've been thinking we should appeal for more witnesses in the Michael Farmer case.
Michael Farmer davasında daha fazla.... şahit bulmamız gerektiğini düşündüm.
Ma'am, I've been running a check on the tools found in the flat.
Hanımefendi, daire içerisinde bulunan aletleri kontrol ettim.
So I've been looking into recent purchases in the local area... and I found this on CCTV...
Bu yüzden civardaki dükkanları inceliyordum... Ve kamera kayıtlarında bunu buldum..... Tim cinayetinin gecesine ait.
I've been reviewing your secondment here.
Buradaki görevinizi inceliyorum.
I've been looking at traffic camera footage from that night.
O geceki trafik kamera görüntülerine bakıyordum.
I've been placed on temporary secondment to your team, ma'am.
Ekibinize geçici göreve atandım, hanımefendi.
- I've been in touch with his service providers...
Hizmet sağlayıcılarıyla iletişim halindeydim...
I've been looking at finding a way to place
Tim'in evinin içinde...
I've been there, the divorce.
boşanma durumu.
No, I've been treated unfairly, sir.
Hayır, haksızlığa uğradım, efendim.
I've been on teams where opinions, especially new ones, aren't always valued.
Fikirlerin, hele de yeni fikirlerin değer görmediği bazı ekiplerde çalıştım.
I got eyes and ears everywhere, but it's been quiet.
Her yerde gözüm ve kulağım var, ama ortalık sessiz.
But I can tell you this agent's been with the bureau nearly 20 years, and we met on a case for Interpol.
Söyleyebileceğim 20 yıla yakındır Büro'da çalıştığı ve Interpol'de bir vakada çalışırken tanıştığımız.
I've been tracking that guy since'92.
92'den beri bu adamın peşindeyim.
- I've been busy.
- Meşguldüm.
I've been trying to get it made for years.
Yıllardır yapmaya uğraşıyorum.
So, I've been ruminating.
Şey, uzun uzun düşündüm.
I've been reading a book about marriage.
Evlilikle ilgili bir kitap okuyorum.
So, I've always been based in LA.
Ben hep Los Angeles'taydım.
So, I've just been practicing some landings.
Biraz iniş çalışıyordum.
So, I've been thinking about the show.
Programı düşünüyordum.
So, I've been working on these opening moves called "the hammer and sickle."
"Orak ve çekiç" denen açılış hareketlerini çalışıyordum.
I've been working on stuff with Melrose.
Melrose ile çalışıyordum.
I've been waiting my whole life to do this.
Bütün hayatım boyunca bunu yapmak için bekledim.
Debbie and I have been doing great together, and I for one am certain we will triumph.
Debbie ve ben çok iyi gidiyoruz ve eminim ki galip geleceğiz.
I'm gonna change out those shitty ropes we've been using, make'em pink.
Kullandığımız boktan ipleri değiştireceğim, pembe yapacağım.
I've been around this block before.
Dünkü çocuk değilim.
I've been making this wrestling TV show just so I can fund my next movie.
Bir sonraki filmime para bulmak için bir güreş şovu yapıyorum.
I've been working on it for, like, ten years, man.
On yıldır üzerinde çalışıyorum adamım.
You know, I've always been embarrassed by Bash's obsession with wrestling.
Bash'in güreş takıntısından hep utandım.
I've been embarrassed by a lot of things my son chooses to spend his time doing... but wrestling always sounded like... pure trash.
Oğlumun vaktini geçirmek için uğraştığı çoğu şeyden utandım ama güreş hep safi çöp gibi geliyordu.
I've been alive hundreds.
Bense yüzyıllardır.
I've been waiting.
Bekliyordum.
I've been sitting here for an hour!
Bir saattir burada oturuyorum!
And I've been asked to drive in yours today.
Ve sen senin alanını yönet demiştim.
I've been to this hospital a hundred times.
Bu hastaneye yüzlerce defa geldim.
I've been visiting him for years.
Onu yıllarca ziyaret ettim.
I mean, it could've been worn by Roz just as easily by Nick.
Demek istediğim, Roz veya Nick tarafından kolayca giyilebilirdi.
i've been there 404
i've been watching you 106
i've been thinking 800
i've been busy 216
i've been waiting for you 211
i've been there before 31
i've been better 152
i've been thinking about you 59
i've been trying to reach you 68
i've been trying 69
i've been watching you 106
i've been thinking 800
i've been busy 216
i've been waiting for you 211
i've been there before 31
i've been better 152
i've been thinking about you 59
i've been trying to reach you 68
i've been trying 69