I've been up all night Çeviri Türkçe
191 parallel translation
- I've been up all night.
- Bütün gece ayaktaydım.
Well I've been up all night delivering Mrs. MacKinnon of twins and I want to get home
Bütün gece Bayan MacKinnon'un ikizlerinin doğumuyla uğraştım. Artık eve gitmek istiyorum.
I've been up all night.
Gece hiç uyumadım. 9 km.
I've been up all night in a cheap hotel room, waiting to catch a thief.
Bir hırsızı yakalamak için, ucuz bir otel odasında sabahladım.
I've been up all night walking the streets.
Tüm gece sokaklarda yürüdüm.
- I've been up all night.
- Gece boyunca uyumadım.
I've been up all night, Doc.
Bütün gece uyumadım, Doktor.
I know you've been up all night, but this is important.
Tüm gece ayaktaydın biliyorum fakat bu önemli.
I've been up all night.
Bütün gece uyumadım.
I've been up all night.
Bütün gece ayaktaydım.
I don't want to be rude, but we've been up all night.
Kaba olmak istemem ama bütün gece ayaktaydık.
I've been up all night long looking for him.
Tüm gece onu aradım.
I've been up all night.
Tüm gece ayaktaydım.
I've been up all night worrying.
Bütün gece içim içimi yedi.
That's what my wife'll say, when I tell her I've been waitir up for you all night.
Bütün gece seni beklediğimi söylediğimde karım da aynen böyle diyecek.
I know you've been up all night.
Bütün gece uyumadığınızı biliyorum.
I've been up all night because of you.
Sizin yüzünüzden bütün gece ayaktaydım.
I've been up all night, just walking around.
Bütün gece dışarıdaydım. Dolanıp durdum.
We have been working very hard all night, and I'm happy to be able to tell you thatwe have come up with some draft proposals which would enable you to achieve your desired objectives by the stated dates.
Gece boyunca çok sıkı çalıştık ve belirtmekten mutluluk duyarım ki, belirlenen tarihe icraatı yetiştirebilmeniz için bazı taslaklar hazırlamayı başardık.
I've been up all night, trying to figure this out.
Bütün gece bir çözüm bulmaya çalıştım.
And, I mean, I just - I just don't know how anybody could enjoy anything more... than I enjoy, uh, reading Charlton Heston's autobiography... or, uh, you know, uh, getting up in the morning... and having the cup of cold coffee that's been waiting for me all night... still there for me to drink in the morning... and no cockroach or fly has-has died in it overnight.
Yani bilemiyorum, nasıl olur da başka birisi benim Charlton Heston'ın otobiyografisini okurken aldığımdan daha fazla keyif alabilir veya sabah kalkmaktan ve bütün gece beklemiş soğuk, içinde hamam böceği veya sinek ölüsü olmayan bir bardak kahvenin sabah onu içmemi beklemesinden.
Look, I've been up all night.
Bütün gece bununla uğraştım.
No, I've been up all night.
Pek değil.Bütün gece ayaktaydım.
I've been up here all night, working the numbers.
Bütün gece burada hesap yaptım.
I've been up all night on the stuff.
Bütün gece kafamı iyi tuttu.
I've never been up all night.
Ben hiç sabahlamadım.
I've never been up all night.
Daha önce bu kadar içten davranabildiğim bir kadınla olmamıştım.
I've been up all night with Mrs. Bellor.
Gece boyunca Bayan Bellor'la birlikteydim.
I've been up all night watching her.
Bütün geceyi onun kişisel günlüklerini izleyerek geçirdim.
And I've been up all night, worried sick.
Tüm gece endişenmekten hasta oldum.
So often I've been with people and shared beautiful moments... like traveling or staying up all night and watching the sunrise.
Çok kereler insanlarla birlikte olup yolculuk yapmak ya da bütün gece uyumayıp.. .. gün doğumunu izlemek gibi güzel anları paylaştım.
And I've been up all night again.
Yine tüm gece ayaktaydım.
I've been up all night.
Bütün gece uyuyamadım.
I've been up all night, and I - I've written ya a letter.
Bütün gece uyumadım ve ben sana bir mektup yazdım.
I've been waiting up all night for you.
Bütün gece seni bekledim.
George and I, we've been up all night long.
George ve ben, bütün gece boyunca ayaktaydık.
I've been up all night going over the medical charts on the Weinsider baby.
Bütün gece uyumadım ve Weinsider'ların bebeğinin tıbbi kayıtlarını inceledim.
[Sighs] I've been up all night... trying to figure out what it was that happened at that carnival.
Bütün gece ayaktaydım... Karnaval da neler olduğunu anlamaya çalıştım.
I've been up all night. You're asleep. This was a huge mistake.
Bütün gece ayaktaydım, sen mışıl mışıl uyuyorsun ve bu büyük bir hataydı!
Seven and I have been up all night trying to download it.
Seven ve ben bütün gece onu indirmek için uğraştık.
Big wow. And- - and l- - I've been up all night. thinking about it.
Bütün gece uyumadım ve düşündüm de sanırım vereceğim.
Well, I've been up all night.
Bütün gece uyumayıp, herkesi aradım.
I've been up all night worrying about what I said yesterday.
Gece boyu dün söylediklerim için üzüldüm durdum.
You look like you've been up all night. Want to get some coffee? That's the best offer I've had all week.
Elbette ama bir Klingon ile birlikte hayat kurabileceğime asla inanmadı... ve şu anda bir değil iki Klingon ile birlikteyim.
So, uh, I've been up all night thinking.
Tüm gece hiç uyumadım, düşündüm.
Yup. I've been up all night rehearsing.
Evet. Bütün gece çalıştım, prova yaptım.
I've been up all night writing.
Bütün gece yazdım.
I've been up all night and now they're all sticky.
Tüm gece onları hazırladım ve... Yapış yapışlar.
I've been out all night. I'm beat up.
Lorne, bütün gece dışarıdaydım.
Of course I've been up all night!
- Tabii ki bütün gece ayaktaydım!
I told you I've been up studying all night, because in 45 minutes...
Tüm gece çalıştığımı söylemiştim, çünkü 45 dakika içinde...