I've got a job Çeviri Türkçe
946 parallel translation
So, I got a part-time job there, and followed him around.
Orada işe girdim ve etrafında dolaştım.
It's a job I've got to finish.
Bu işi bitirmem gerek.
All I've got to say is that you've got a good job now.
Tek söyleyeceğim Tommy, şu an iyi bir işin olduğudur.
You know, Gilda, we did a marvelous job on that third act... and I have a feeling that if we got together and collaborated on a note to leave behind... and really worked on it... it would not only be a very fine piece of literature... but it might save me a black eye.
Gilda, oyunun üçüncü perdesinde harika bir iş başardık ve içimden bir ses, arkamızda bırakacağımız bir not yazıp bunun üzerinde etraflıca düşünürsek sadece iyi bir edebi eser bırakmış olmakla kalmayıp beni de morarmış bir gözden kurtarmış oluruz diye düşünüyorum.
I've got a job for you.
Senin için bir işim var.
- Yes, I've got a job for you this morning.
- Evet, bir işimiz var.
I'd like to explain, but I've got a job waiting.
Açıklamak isterdim, ama beni bekleyen bir işim var.
But I could use a job, if you've got one.
Ama eğer elinde varsa bir işe hayır demezdim.
I've taken care ofher for six years... but I've got a job in Frankfurt now - a rich family - and I can't be bothered with her anymore,
6 yıldır ona ben bakıyorum ama şimdi Frankfurt'ta bir iş buldum. - Zengin bir aile. - Ve artık onunla canımı sıkamam.
I've got a job for him, he'll make good.
Ona bir nakliye ţirketinde iţ buldum, iyi olacak.
I've got a job on here and I've got to find a murderer.
Burada bir işim var ve bir katili yakalamalıyım
But I've got to have a job.
Ama bir iş bulmam gerekiyor.
- I've got a job for you.
- Sana bir is var.
I've got a job to do too.
Benim de yapmam gereken bir iş var.
The devil with that job. I've got a job for you.
Sana göre bir işim var.
- I've got a job. I'm working here.
- Çalışıyorum, bir işim var.
I've got my job - £ 30 a week.
Haftalık 30 sterlin kazandığım bir işim var.
I've got the best job a man in my business can have.
Bizim sektörde yapabileceğim en iyi işi yapıyorum.
Well, because I've got a crazy idea you might be good at the job.
Çünkü yapabileceğine dair çılgınca bir fikrim var.
And besides, I've practically got her lined up in a job.
Hem neredeyse bir işe soktum sayılır onu.
- I've a great story, have I got a job?
- Mükemmel bir hikâyem var, hâlâ bir işim var mı?
And now I've got a job to do.
Ve şimdi yapacak işim var.
- I've got a funny feeling about this job.
- Bu işe dair içimde tuhaf bir his var.
I've got a job.
Bir iş buldum.
Thank you, ma'am, but my brothers got sort of a job of work to do... and I ought to stay around the place.
Çok teşekkür ederiz hanımefendi ancak kardeşlerimin yapmaları gereken işleri var. Ve benim de buradan ayrılmamam gerekiyor.
After all, I've got a job to do.
En nihayetinde, yapmam gereken bir işim var. Ben...
They had a costume but, well, it didn't have no padding and since I carry my own padding with me, I got the job, see?
Bir kostüm vardı, ama içini dolduracak vatkaları yoktu... ve ben de kendi doğal vatkalarımı üzerimde taşıdığım için... işi bana verdiler, anladın mı?
We've got a tough job on our hands and, by and large, I think we're handling it darn well.
Elimizde ateşten bir top var şöyle bir baktığımızda, bence bayağı iyi idare ediyoruz.
I'm sorry to tell you this... but you've got a nasty job to do before dinner.
Bunu söylediğim için üzgünüm... ama yemekten önce yapman gereken pis bir iş var.
Once, I lost my card, and I couldn't get a job until I got a new card.
Bir keresinde kartımı kaybetmiştim ve yenisini çıkarana kadar iş bulamamıştım.
But I realized I'd hit a dangerous crossroads, deliberately chose another way, and got myself this job.
Ama bunu düşünürken tehlikeli bir noktadaydım ve bu işi seçtim.
Listen, I've got a job for you.
Dinle, senin için bir işim var.
I know, I can walk outta here when the day is over, and I've got a good job. Oh, yes. I know.
- Evet, biliyorum.
I've got a job!
Bir işim var!
Listen, Doctor, I've got a job to do, just a routine sort of thing, like rounding up every possible suspect.
Bu, sana bağlı. Dinle, Doktor. Yapacak bir işim var.
I came down here and got a job.
Buraya geldim ve bir iş buldum.
I've got a big job for you.
Büyük bir iş var.
- I've got a job to do.
- Yapmam gereken bir işim var ama.
I've got a job waiting in New Caledonia.
New Caledonia'da iş buldum.
I've got a good job.
İyi bir mesleğim var.
I've got a job to do, but I'm not hard to get along with.
Bir görevim ve sorumluluğum var, ama benimle geçinmek zor değildir.
We've got to do a first-rate job. I can't take chances.
Birinci sınıf bir görev çıkarmalıyız.
Now, I've got responsibilities... a wife in England, a family, an important job.
Sorumluluklarım var, İngilterede bir karım var.
I've got a job to do, and enough mystery on my hands without that old...
Ama işimi yapmalıyım, çözmem gereken onca sır varken... bir de şu ihtiyar...
I've got to get to Mr. Burgoyne and make him give Georgio his job back.
Mr. Burgoyne'a gidip, Georgio'ya işini geri vermesini sağlamalıyım.
- To New York, I've got a job.
- New York'a, bir işim var.
You listen to me, I've got a little job for you to do.
Sen beni dinleyeceksin, yapacağın küçük bir iş var.
I've got a great job.
Elimde harika bir iş var.
Insigna, I've got a real special job for you.
Insigna, sana çok özel bir iş vereceğim.
I've got a few ideas, but you'd better hold on to your job for a while.
Birkaç fikrim var, ama bir süre daha işini bırakmamalısın.
I got you started but you've done a fine job.
Başlamana yardım ettim ve sen de iyi bir iş çıkardın.
i've got a job to do 23
i've got a job for you 33
i've got this 271
i've got your back 60
i've got you 463
i've got you covered 19
i've got 661
i've got it 1049
i've got an appointment 28
i've got to 132
i've got a job for you 33
i've got this 271
i've got your back 60
i've got you 463
i've got you covered 19
i've got 661
i've got it 1049
i've got an appointment 28
i've got to 132
i've got an idea 313
i've got a headache 42
i've got your number 23
i've got to go 756
i've got a car 16
i've gotta go 294
i've got nothing to lose 16
i've got this one 21
i've got a family 22
i've got one 130
i've got a headache 42
i've got your number 23
i've got to go 756
i've got a car 16
i've gotta go 294
i've got nothing to lose 16
i've got this one 21
i've got a family 22
i've got one 130