English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I've got this

I've got this Çeviri Türkçe

7,568 parallel translation
Monica, we may never know what indecipherable Chinese province Jian-Yang comes from, but I know this much, Jian-Yang was born to bring it, and you have got to try women.
Monica, Jian-Yang'in Çin'in deşifre edilemeyen hangi vilâyetinden geldiğini bilemeyebiliriz ama şu kadarını biliyorum Jian-Yang yanında getirmek için doğmuş ve sen de o kadını ikna etmelisin.
Eh, I've got this script.
Elimde bir senaryo var.
Yeah. Next thing I know, he's got me on the ground, and he grabs this chopstick.
Aynen.Sonra tek bildiğim beni yere yatırmış, ve yemek çubuğu almış eline..
Okay, so I got all this money from these movies, and my guy is telling me I got to buy something, but...
Şu filmlerden bir ton parayı alıyorum ve benim adam bana bir şeyler almamı söylüyor. Ama...
I gotta be at this thing in a few hours, but I've got some time to kill.
Birkaç saat içinde bir yerde olmam gerekiyor ama biraz boş vaktim var.
I just... Tim's got a lot to of stuff to do this weekend and I just need a break to be honest with you.
Tim'in bu hafta sonu yapacak çok işi var ve dürüst olmam gerekirse benim biraz ara vermeye ihtiyacım var.
But my thought is like, there's something in me, and I don't know if you can relate to this, but there's something, if there's something down there, part of me has got to know what it is.
Ama bana göre içimde bir şey var ve bilmiyorum bununla bir alakası var mı ama şu var eğer aşağıda bir şey varsa, ben onun ne olduğunu bilmek istiyorum.
Don't get me wrong, it's a nice town, just I've got a whole warehouse full of memories of this place.
Beni yanlış anlama, burası güzel bir kasaba sadece burasıyla ilgili bir ambar dolusu kadar hatıram var.
Look, I've got a bad feeling about this one.
Bak bu sefer içimde kötü bir his var.
I've been, I've-I've been working at this vintage shop... called After The Ball, and we just got... these 80's stilettos in, and I was like, Daniel has to see these.
Ben, After The Ball adında bir vintage mağazasında çalışıyorum ve 80'lere ait stilettolar var. Ve Daniel bunları mutlaka görmeli diyordum.
I've got this, too.
Bende bir de bu var.
- You've got to end this. - I can't.
- Bunu durdurmalısın.
- I don't know, but we've got to get this thing under control.
- Bilmiyorum ama kontrol altına almamız gerekiyor. Savaş alanına döndü dışarısı.
I've got a bad feeling about this.
- İçimde kötü bir his var.
I walked to the end of the town and this.. Guy pulled over and asked me if I needed a ride and I got scared and I went home.
Şehrin dışına doğru yürüdüm... ve Adam'ın biri kenara çekip, bana sürüş ister misin diye sordu.
This thing we've been doing, please, I'm so sorry if I've been leading you on, but it's got to stop.
Aramızda geçen bu şeyin, lütfen, seni zorladıysam özür dilerim ama bitmesi gerek.
Still, I've got a bad feeling about this.
- İçimde yine de kötü bir his var.
And I've got this... For Suzu.
Bu da Suzu için.
Somehow, I got it into my head that this school was great because it was a meritocracy and that it embodied what was best about America.
Nasılsa, kafamda bu okulu mükemmel hayal etmişim çünkü burada yeteneğe göre insan seçiliyor ve bu Amerika'nın en önemli özelliği.
I know you've got that asshole holed up somewhere in this godforsaken place.
O göt herifi bu lanet olası yerde.. .. bir yere sakladığınızı biliyorum.
I've got to take this. Work.
İşle ilgili Buna cevap vermem gerek.
That's why I've got to be extra careful with this replacement ring, because if I lost- - [ring clinking ] [ laughing]
Bu yüzden yedek alyansıma gözüm gibi bakıyorum, bir kaybetsem var ya... Ben en iyisi yemek söyleyeyim.
Look, I've been building this crew since I got out, man.
Bak, çıktığımdan beri bu ekibi kurmaya uğraşıyorum oğlum.
Well, I just started my junior year, so I got one more after this and then, I'm gonna do it, I'm gonna teach.
Birinci sınıftayım daha. Bundan sonra bir yılım daha var ve sonra yapacağım, öğretmen olacağım.
So I got this letter I'm sending to my guy, Rodney. And I'm gonna need you to hocus-pocus it.
Erkeğim Rodney'e bu mektubu göndereceğim ve ona benim için hokus pokus yapman lazım.
You know? I just got to kick back with some bootleg and just escape from this place.
Sanki yeniden kaçak uyuşturucuya başlamış ve beni bu yerden çıkarmış gibiydi.
High and mighty in this fancy, rich house that I never got to...
Benim hiç çağırılmadığım bu süslü, pahalı evde soylu ve büyük biri gibi dav...
And this other kid, I heard that she got an allergy so rare, only like 1 in 10 million people ever get it.
ve diğer çocuk, dünyada 10 milyonda bir görülebilecek acayip bir alerji kaptığını duydum.
- You can trust me, I've got this.
- Güven bana, ben hallederim.
I've got plenty of life to live but it's safe to say that this will be the best job I'll ever have!
Yaşayacak bolca bir ömür var ama bunun şimdiye kadar ki en iyi iş olduğunu söyleyebilirim.
I've got a lot riding on this, I just don't wanna blow it.
Ben bu binmiş bir sürü var, ben istiyorum bunu darbe yok.
I've just got to take this other call.
Başka biri arıyor da.
I will be there, I promise. Now, I've got to deal with this bitch over here.
- Şimdi şuradaki sürtükle başa çıkmam gerek.
Actually, I've got this.
- Biz hallederiz.
I didn't really have as much time to work on it as I would've liked'cause I got sucked into writing this stupid book.
Arzuladığım kadar vakit ayıramadım çünkü şu gerizekalı kitabı yazmakla meşguldüm.
You know what? I've got the perfect thing for this moment, right now.
Böyle zamanlar için sakladığım bir şey var.
Look, I've got nothing to do with this India-Pakistan or Hindu-Muslim war... I only give service and make money.
benim hiç bir ilğim yok Hindistan ile Pakistan ya da Hindu ile Müslüman arasında ki savaşla.
This is too close to home for you, I know they got your daughter but listen, everything we've done today we can answer for, but this... dispatch hasn't sent us, and we don't have probable cause.
Ailen de bu işin içinde ne yazık ki. Biliyorum, kızın ellerinde ama, beni dinle, bugün yaptığımız herşeyin hesabını verebiliriz, ama bu... Merkez bizi bankaya yönlendirmedi ve bunu yapmak için elimizde bir gerekçe yok.
I've been protecting this place, helping provide for it. You just got here.
Ben ne zamandır burayı kollayıp ihtiyaçların karşılanmasına yardım ediyorum.
And I've got my eye on this cute little RV.
Bir de gözüme çok güzel bir karavan kestirdim.
I've got a bad feeling about this.
İçimde kötü bir his var.
Although I've got to say... doesn't help much, dredging up the past like this.
Yine de söyleyeyim böyle geçmişi deşmek pek yardımcı olmuyor.
I kissed him once, about 15 years ago, and now he's got this look on his face like he knows me, the bastard. OK.
Bir kere öpüşmüştük, 15 sene önce ve şimdi beni tanıyormuş gibi bir surat ifadesi var piçin.
That's why I wanted to ask you, cos Roderick says we've only got electricity and water cos they can't insure this place without it.
Bu yüzden sana sormak istedim. Roderick sadece elektirik ve suyumuzun olduğunu söyledi. Çünkü onlar olmadan sigortalayamıyorlar.
I've got to be at work at p-five, and I can lose this p-job.
P-beşte işte olmam lazım, ve bu p-işinden olabilirim.
We just got word the owner is gonna pay us a little visit, and I need this place to sparkle.
- Patronun bizi ziyaret edeceğini duydum ve buranın parlamasını istiyorum.
A woman with a bunch of kids and she got off the train at the stop before this one, and her daughter was left by herself on the train, so I'm with that kid now on the platform.
Yanında bir sürü çocuk olan bir kadın vardı ve buradan bir durak önce indi. Kızı tek başına metroda kaldı ve şu an o çocukla birlikte perondayım.
I've got that spotty vision thing real bad this time.
Gözümün önüne yine benekler gelmeye başladı.
When this is all done, and I got the chance, we are gonna do this properly
İşler bittiğinde imkânım olacak ve bunu tam anlamıyla yapacağız.
I've got an extra week or so to take Finn with me, make sure he gets out ok this time
Bu sefer iyi olduğuna emin olmak için Finn'i yanıma alıp fazladan bir hafta daha kalacağım.
Hey, this is gonna sound like the beginning of a bad joke. But I'm in this bar, and I got this guy spinning this cock-and-bull story about this 50-cent piece he's trying to sell me.
Çok kötü bir şaka gibi gelecek belki biliyorum ama barda bir herifle tanıştım ve bana acayip saçma bir hikaye anlattı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]