I am done with you Çeviri Türkçe
137 parallel translation
I am done with you.
Seninle işim bitti.
When I am done with you, there won't be anything left to cry about.
Seninle yatsaydım geriye ağlayacak bir şey kalmazdı.
You know what? I will call her when I am done with you.
Bak, seninle işim bitince onu ben arayacağım.
If you walk out of that door, i am done with you.
Eğer o kapıdan çıkıp gidersen, bir daha asla bana gelme.
You can take your bar, because I am done with you, and I am done with all of this.
Barını alabilirsin. Senden de bıktım tüm bu olanlardan da bıktım.
- You know what? I am done with your mind games.
- Artık var ya şu akıl oyunlarından sıkılmaya başladım.
No one will be your friend when I am done with you!
Seninle işim bittiğinde hiç kimse seninle arkadaşlık etmeyecek.
I am done playing with you!
Bıktım seninle oynamaktan!
I'd like to dance with you the worst way, ma'am... but since all the dancin'I've ever done was behind a plow, I -
Sizinle dans etmeyi çok isterim ama beceremem ki. Bildiğim tek dans tarlada pulluk dansıdır.
Tomorrow morning, I am going to hang you and be done with you.
Yarιn sabah seni asιp temize havale edeceğim.
You tell your mama that after all the dancing I done tonight with Sidney, I am resting and unavailable.
Annene söyle tüm gece Sidney'le dans ettikten sonra, dinleniyorum ve müsait değilim.
And until justice is done, until I am able to breathe the air that free men breathe, I plead with you for understanding.
Adalet yerini bulana dek her özgür insan gibi temiz hava soluyabilene dek anlayışınıza sığınıyorum.
Oh, I am not done with you yet, McGowen.
Seninle işim daha bitmedi McGowen.
I on the other hand, who did not vote, who did not vote, who in fact, did not even leave the house on Election Day am in no way responsible for what these people have done and have every right to complain as loud as I want about the mess you created that I had nothing to do with.
Diğer taraftan ben oy vermemiş olan ben oy vermemiş olan ben hatta aslında seçim günü evinden bile ayrılmamış olan ben hiçbir şekilde bu insanların yaptıklarından sorumlu değilim ve benimle hiçbir alakası olmayan sizin yarattığınız bela hakkında canımın istediği kadar şikayet edebilirim.
You're not listening to me. I am done with it.
Beni dinlemiyorsun biraktim diyorum!
You know I am almost done with this army thing pretty soon.
Biliyorsun neredeyse çok yakında orduyla işim bitiyor.
First of all, I am not done with you here, all right?
Birincisi, burada daha seninle işim bitmedi.
I am done. Next time you want to do a 3-way, why don't you do it with your cello and your ego?
Bir daha üçlü yapmak istersen bunu viyolonselin ve egonla yap.
I am done talking with you.
Konuşmamız bitmiştir.
All right, you know what? I am done with this conversation.
- Tamam, bu konuşma bitmiştir.
- No, no. I am done! I'm finished with you!
Seninle işim bitti artık!
I am done screwing up. You didn't bring your mask with you?
- Gözlüğünüzü getirmediniz mi?
As soon as I am done with it, you can reverse-engineer it, sell the technology, keep the profits.
Onunla işim biter bitmez hammadde haline getirebilirsin. Teknolojisini satarsın, kar senin olsun.
" Dear Mr. Sawyer, you don't know who I am, but I know who you are, and I know what you done. You had sex with my mother, and then you stole my dad's money all away. So he got angry, and he killed my mother.
"Sevgili Bay Sawyer benim kim olduğumu bilmiyorsunuz ama ben sizi tanıyorum ve ne yaptığınızı biliyorum Annemle seks yaptınız ardından babamın tüm parasını çaldınız O da çok sinirlenip, annemi öldürdü Sonra da kendini."
I am at peace with what I have done, as you should be.
Yaptığımla barışığım ben sen de olmalısın.
- I am done with both of you.
- İkinizle de işim bitti.
"Dear Mr Sawyer, you don't know who I am, but I know what you've done. You had sex with my mother, and then you stole my dad's money all away. I'm going to find you and give you this letter so you'll remember what you done to me."
"Sevgili Bay Sawyer, benim kim olduğumu bilmiyorsunuz ama ne yaptığınızı biliyorum Annemle seks yaptınız ardından babamın tüm parasını çaldınız Ama sizi bulacağım ve size bu mektubu vereceğim böylece, bana yaptığınız şeyi hatırlayacaksınız."
Okay, you know what? I am done with this.
Pekala bakın, benden bu kadar.
Will you sully his threshold with lies? - I am done talking.
O'nun kapısını yalanlarınla kirletecek misin?
- Now, you tell me, how am I supposed to get things done with you acting up all the time?
Şimdi sen söyle, sen böyle davranırken ben işleri nasıI yürüteceğim?
Hi. I don't want to sound like a weirdo fan, but I am obsessed with everything you have ever done.
Garip bir hayran gibi görünmek istemiyorum ama şimdiye kadar yaptığınız her şeye hayranım.
I'm done with you, fucking bitch!
Seninle işim bitti amına koduumun orospusu.
And I am not done with you, missy.
Seninle de işim bitmedi daha.
But the woman I am now is done with you.
Ama şimdiki benin seninle işi bitti.
But I am done treating you with any measure of civility.
Ama artık sana medeni davranmayacağım.
You're right. I should just say "I am done with him."
Haklısın. "Benim için bitti." demeliyim.
I am done with this by-proxy hand jive. What's the matter with you?
Bu sırnaşmaya vekalet etmekten bıktım.
But I have been around enough men like you, men who use violence and intimidation to get what they want, and I am done with that.
Ama senin gibi birçok erkeğin yanında bulundum. Erkekler istediklerini almak için şiddet ve göz korkutmayı kullanır. Bundan bana gına geldi.
I am so impressed with what you've done with isis, chloe.
Isis için yaptıklarına etkilendim Chloe.
In fact, I am very familiar... with the work you've done with veterans in your Vermont clinic.
Aslında, Vermont'daki klinikte gaziler için yaptıklarınıza zaten alışığım.
I am going to be with you every step of the way, and when I'm done here, you'll be better than you are now. Ashley...
Bu sırada her adımda seninle birlikte olacağım ve burada işim bitince şu anki halinden çok daha iyi olacaksın Ashley.
Who I am now has so much to do with what I've done here... what I've done with you.
Kimim ben? Burada çok şey yaşadım,... seninle de çok şey yaşadım.
I am so fucking done with you.
Senden çok sıkıldım sürtük.
Before you say anything, I am done with this stupid Robin 101.
Bir şey söylemeden önce Robin 101 dersini bıraktığımı söyleyeyim, tamam mı?
I am done playing with you.
- Seninle oyun oynamıyorum.
I am done being tortured Because you can't just learn to deal with Andie.
Andie ile ilgili öğrendiğin şeyler yüzünden bana işkence etmenden bıktım.
You don't know who I am, what I've done, all the pressures I've had to deal with.
Kim olduğumu, ne yaptığımı, baş etmek zorunda olduğum üstümdeki baskıyı bilmiyorsun.
I am finally done with work today, and I thought maybe you might want to do some sightseeing.
Bugün sonunda işimi bitirebildim ve istersen manzara seyretmeye gidebiliriz diye düşünüyordum.
- No, Tess! I am done with all of you.
Artık hepinizle işim bitti!
Listen, can I tell you how happy I am with the work you've done for us so far?
Dinle, sana çalışmaların yüzünden ne kadar mutlu olduğumu söyleyebilir miyim?
Steve, you don't know how... how glad I am to be done with all the father-son crap.
Steve, bu baba oğul saçmalığını yaptığımız için ne kadar mutluyum anlatamam.