I can't go back there Çeviri Türkçe
266 parallel translation
- I can't go back there without you.
- Sensiz gidemem.
- I can't go back there.
- Oraya dönemem.
I won't go back there! I just can't!
Eve geri dönmem.
I can't go back there.
Oraya dönemem.
I ain't got a damn thing to fight for, go up there, get half my ass blowed off... and come back home, and can't even draw unemployment...
Uğruna saνaşacağιm hiçbir şey yοk, οraya giderim, kιçιmι haνaya uçururlar... sοnra eνe gelince bιrak bir iş bulmayι...
- I can't go back to my room. My father's there.
- Odama geri dönemem.
I can't go back in there.
Oraya geri dönemem.
I just can't go back there!
Oraya kesinlikle geri dönemem!
I can't go back there. I can't.
Oraya geri dönemem.Yapamam.
- I don't think I can go back out there.
Oraya tekrar geri dönebileceğimi sanmıyorum.
Rob, I can't go back there.
Rob, oraya gidemem.
I can't go back there tomorrow, it's a disaster.
Yarın oraya dönemem, tam bir felaket.
I can't go back in there now.
Şimdi içeri giremem.
I can't go back there right now.
Tamam mı? Ben şimdi oraya dönemem.
I can't go back there.
Oraya geri dönemem.
There are many things, I can look back observe, but I can't go back.
Çok şey var, geriye bakabilir ve görebilirim, ama bakamıyorum.
No, I can't go back there.
Hayır, oraya geri dönemem.
I can't go back out there.
Oraya geri gidemem.
I can't go back in there now.
Oraya alınmıyorum.
I can assure you there isn't a person in this facility that doesn't want to see that shuttle go into space, complete its mission, and come back like winged victory herself.
Sizi temin ederim, bu kuruluşta,... mekiğin görevini tamamlayıp Winged Victory gibi geri döndüğünü görmek istemeyen tek kişi yoktur.
- I can't go back there.
- Geri dönemem.
Jerry, I can't let you go back in there.
İçeridekinin ne olduğunu bilmiyoruz.
I can't go back in there with no food.
Oraya elim boş gidemem.
Why don't I just go back there, shoot him in the head, and we can get the hell outta here.
Neden gidip onu kafasının arkasından vurduktan sonra buradan defolmuyoruz?
You see, for a while there, I knew what it was like to be special and I can't go back to what I was.
Bir süreliğine, özel olmanın nasıl bir şey olduğunu anladım ve bir daha eski halime geri dönemem.
I'm so sorry to bother you, Dr Crane, but I had an awful row with Sherry, and I can't go back there.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm Doktor Crane. Sherry ile fena kavga ettik. Oraya gidemem.
Well, I had it back at my place but I can't go there now.
Evimde. Ama şimdi gidemem. Sana daha sonra vereceğim.
I can't go back in there.
İçeri tekrar giremem.
I can't go back in there asking the judge to allow a sham.
Haklıysam. Ama oğluyla konuşabilirim.
I can't go back there.
O yere gidemem.
I can't go back there!
Oraya geri dönmem!
I can't go back there!
Ben geri gidemem.
I can't go back in there and play the fool.
Oraya gidip yeniden aptalı oynayamam.
It's just that I can't ever go back there.
Yani mesele, ben asla evime gidemiyorum.
I can't go back. There's microwaves in the bars, so they can read your mind. The bars.
Oraya gidemem.
Well, all I know is you can't go back there.
Bütün bildiğim oraya geri dönemezsin.
- Isabel, I can't go back there.
- Isabel, oraya geri dönemem.
this birdie hate look. I can't go back there.
Oraya geri dönemem.
Well, I can't go back there.
Oraya geri dönemem.
- I can't wait to never go back there.
- Bir daha oraya girmemeye can atıyorum.
I can't go back out there.
Oraya dönemem.
And honestly, I can't believe there's even any debate about whether or not you wanna go back.
Ama sen nasıl olsa....... buralısın.
Well, I can't go back down there.
Şey, oraya tekrar geri dönemem.
I can't face her. Just go in there, and tell her I want to go back to counseling.
Gidip danışmana gitmek istediğimi söyle ona.
I can't go back to jail, Julian. Alright? That stuff that happened there fucked me up.
Gel, şimdi, bu konuda endişelenme.
I can't... I don't think I can go back out there.
Oraya gidebileceğime emin değilim.
You know, I'm sorry. I can't go back in there.
Bak çok üzgünüm.
I can't go back there until I have more.
Elimde daha fazlası olmadan oraya gidemem.
- I can't go back in there today.
- Bugün oraya, içeriye giremiyorum.
I can't go back there!
hayır! hayır, hayır!
And you can't go, " There's a hair in my JeII-O. I'd Iike to send this back.
Ve şöyle diyemezsin : " Jölemde kıI var, bunu geri göndermek istiyorum.