I couldn't be happier Çeviri Türkçe
178 parallel translation
I couldn't be happier, sir.
Beni daha mutlu edemezdiniz efendim.
I couldn't be happier, madam.
Beni daha mutlu edemezdiniz hanımefendi.
I couldn't be happier.
İyi. Bu kadar sevinemezdim.
I just couldn't be happier.
Ben bundan daha mutlu olamazdım.
Darrin, I couldn't be happier for you.
Darrin, senin adına çok sevindim.
Victoria, I couldn't be happier or prouder of you.
Matmazel Goren, siz niçin hiç evlenmediniz?
I couldn't be happier for you.
Senin adına mutlu oldum.
I couldn't be happier for both of you.
Sizin adınıza çok sevindim.
- I couldn't be happier, absolutely.
- Evet, daha mutlu olamazdım, kesinlikle.
I couldn't be happier. [Chuckles]
Daha mutlu olamazdım.
In fact, I couldn't be happier!
Daha mutlu olamazdım!
I couldn't be happier.
Çok sevindim.
Sap of life. Couldn't be happier if I was twins.
İkizim olsa bile daha mutlu olmazdım.
Mashed potatoes and gravy, Marie. I couldn't be happier about baby steps.
"Bebek Adımları" ile çok daha mutlu olamazdım.
And I couldn't be happier!
Ve daha fazla mutlu olamazdım!
Yeah, I couldn't be happier.
Evet, büyük bir mutluluk.
I couldn't be happier, dearest.
Daha mutlu olamazdım bir tanem.
Well, I couldn't be happier.
Daha mutlu olamazdım.
Marty, I couldn't be happier with the way this worked out.
Gidişattan daha memnun olamazdım.
Honey, I couldn't be happier than if they were based on real grades.
Gerçek notlara dayansalardı daha mutlu olamazdım.
I couldn't be happier.
Daha mutlu olamazdım.
I couldn't be happier for you.
Senin için daha fazla mutlu olamazdım.
And I couldn't be happier.
Daha mutlu olamazdım.
- I couldn't be happier.
- Daha mutlu olamazdım.
I couldn't be happier for you and James.
James ve senin için ne kadar mutluyum bir bilsen.
I couldn't be happier.
Ben çok mutluyum.
It just seemed like too much trouble but then fate... dropped one into my lap... and I couldn't be happier.
Sadece çok fazla sorun gibi görünüyordu ama sonra kader... kucağıma bir tanesini düşürdü... ve daha mutlu olamazdım.
Oh, Trish. That's too funny, when I couldn't be happier.
Oh, Trish. bu çok komik, yani daha mutlu olamazdım..
- I couldn't be happier for you.
Sizin adınıza çok sevindim.
- I couldn't be happier. - That is wonderful.
Ne kadar sevindiğimi bilemezsiniz.
I couldn't be happier with the way that went.
Bundan daha mutlu olamazdım.
You are absolutely right. And I couldn't be happier.
Kesinlikle haklısın ve daha mutlu olamazdım.
I couldn't be happier for the two of you.
İkinizden adına daha mutlu olamazdım.
I'm sorry it couldn't be under happier circumstances.
Daha iyi şartlarda olmadığı için üzgünüm.
I couldn't be happier.
Daha iyi olamazdım.
No, no, of course not, Niles. I couldn't be happier for you.
Senin adına çok mutluyum.
Since you and Kerri went away to school together... and stuck it out and made a life for yourselves... I mean, we couldn't be happier for you.
Sen ve Kerri okula birlikte gittiniz ve sonuna kadar gidip kendinize bir hayat kurdunuz.
Look, when Russ and I got married 20 years ago, you couldn't find two happier people, and now we can barely stand to be civil.
Bakın, 20 sene önce, Russ ve ben evlendiğimizde... bizden daha mutlu kimseyi bulamazdınız. Ve şimdi güçbela birbirimize karşı nazik oluyoruz.
No, no, no I joke a lot about Grace, but... well, truth is I couldn't be happier for her today
Grace hakkında çok espri yaparım, ama... e, gerçek şu ki onun için bugün daha mutlu olamazdım.
I couldn't be happier.
- Daha mutlu olamazdım.
Well, I couldn't be happier,
Bundan daha mutlu olamazdım.
And I couldn't be happier... that on this day that I've been dreaming about for so long, the woman I'm standing next to... is you.
Hayatım boyunca rüya ettiğim kız, yanında durduğum... sensin.
Peg, I couldn't be happier.
Peg daha mutlu olamazdım.
Look Jason, I'm with you now and I couldn't be happier. And I know,
Jason, şu anda seninle birlikteyim ve daha mutlu olamazdım.
Really, I couldn't be happier.
Gerçekten, daha mutlu olamazdım.
Yeah, I couldn't be happier.
Evet, daha mutlu olamazdım.
Besides, I couldn't be happier.
Hem bundan daha mutlu olamazdım.
I couldn't be happier.
Daha fazla mutlu olamazdım.
Right, and I couldn't be happier having a seasoned law enforcement professional such as yourself working the case under me.
Doğru, yasa uygulama profesyonelliğine sahip senin gibi deneyimli biri benim altımda çalışırken ben de mutlu olamazdım.
I couldn't be happier than I am today.
Bugün hayatımın en mutlu günü.
I... I couldn't be happier.
- Ben bundan daha mutlu olamazdım.
i couldn't agree more 197
i couldn't find it 44
i couldn't resist 80
i couldn't find you 43
i couldn't help it 192
i couldn't stop 53
i couldn't hear you 49
i couldn't stand it 38
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105
i couldn't find it 44
i couldn't resist 80
i couldn't find you 43
i couldn't help it 192
i couldn't stop 53
i couldn't hear you 49
i couldn't stand it 38
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105