English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I couldn't do anything

I couldn't do anything Çeviri Türkçe

334 parallel translation
I couldn't let you do anything like that.
Böyle birşey yapmana asla izin vermezdim...
I couldn't do anything for her before and now that I can...
Öncesinde ona hiçbir şey yapamadım ve şimdi yapabiliyorken...
I couldn't think of anything to do except come here and let you know you have a friend.
bende buraya gelmek ve bir dostunuz olduğunu bildirmekten başka yapabilecek hiçbir şey olmadığına kanaat getirdim.
I couldn't do anything else.
Başka bir şey yapamazdım.
I even went to the consul, and he couldn't do anything.
Konsolosa bile gittim, ama hiçbir şey yapamadı.
I do humbly apologize and ask forgiveness for having presented anything of which you couldn't possibly approve.
Naçizane özürlerimi sunuyor ve hiçbir şekilde hoş karşılamayacağınız bir şeyi sizlere sunduğum için affınızı rica ediyorum.
- I suppose they couldn't do anything about it.
- Bu konuda yapabilecekleri bir şey yok.
I certainly couldn't do anything to stop it.
Ben bunu durdurmak için kesinlikle bir şey yapamam.
I'd do anything to get her back. I couldn't leave her where she was, could I?
Onu geri almak için her şeyi yaparım. Onu orada bırakamam, öyle değil mi?
I went through yesterday holding my breath as if I were being hunted. I couldn't eat or work or do anything but think of you.
Dün bütün günü nefesimi tutarak geçirdim yemek yiyemedim, çalışamadım, sadece seni düşündüm.
I couldn't do anything.
Ben de hiçbir şey yapamazdım.
I couldn't do anything like that.
Ben böyle bir şey yapmadım.
I couldn't think of anything else to do.
Yapacak başka bir şey düşünemedim.
I couldn't do anything else.
Başka şansım yoktu.
I couldn't. I'd do anything for you, but I couldn't tell lies.
Sana yardım etmeyi çok isterim ama yalan söylemem mümkün değil.
Nathan, darling, there isn't anything I couldn't do without. Just as long as you don't start running that crap game again.
Nathan, hayatım, vazgeçemeyeceğim hiçbir şey yok yeter ki tekrar barbut oynatmaya başlama.
In the second place, he couldn't have had anything to do with it... because I bought the stole myself.
İkincisi, kocam bununla ilgili bir şey yapmadı Çünkü etolü ben aldım
- I couldn't do anything about it.
- Yapabileceğim birşey yoktu.
I couldn't speak to anyone, go anywhere or do anything unless it met with your approval.
Hiç kimseyle konuşamıyor, hiçbir yere gidemiyor ya da hiçbir şey yapamıyordum senin onayın olmadan.
Well you saw them there, when I met your parents, the way they were needling me and you couldn't do anything about it.
Ailenle tanıştığımda onları orada gördün. Beni iğnelerlerken gördün. Ve bu konuda hiçbir şey yapamadın.
I couldn't trust anyone else in this house to do anything correctly.
Bu evde yaşamayan birinin işini doğru yapıp yapamayacağını bilemem.
- I couldn't do anything.
- Hiçbir şey yapamadım.
I couldn't do anything
Elimden bir şey gelmedi.
I was only 15 then. I couldn't do anything about it!
O zaman daha 15 yaşımdaydım, bir şey yapamazdım!
I couldn't do anything with her.
Onunla bir şey yapamadım.
On my first day, I couldn't do anything!
İlk gün ben hiçbir şey yapamazdım!
I couldn't do anything without you, Mother.
Sensiz, hiçbir şey yapamam anne.
I couldn't do anything with her at all.
Onunla hiçbir şey yapamıyordum.
And kept hurting me, and I couldn't do anything.
Canımı yakmaya devam ediyorlardı ve elimden hiçbir şey gelmiyordu.
We had a saying, "Those who can't do, teach... and those who can't teach, teach gym." And those who couldn't do anything, I think, were assigned to our school.
Derdik ki, "Kendisi yapamayan öğretir öğretmenlik bile yapamayan, spor öğretmeni olur Spor öğretmeni bile olamayan da gelir bize öğretmen olur."
I have never seen anything Mr. Gandalf couldn't do.
- Yapamadığı bir şey olduğunu hiç görmedim.
But I couldn't do anything else.
Ama ben başka bir şey yapamazdım.
You see, I couldn't think of anything else I could do to save you.
Bakın sizi kurtarmak için aklıma başka bir şey gelmedi.
I swear, I couldn't do anything more than this.
Yemin ederim, Bundan daha fazlasını yapamazdım.
Don't do anything I couldn't do better.
Daha iyisini yapamayacağım bir şey yapma.
I couldn't help overhearing. Is there anything I can do to help?
Üzgünüm istemeden duydum size yardımcı olabilir miyim acaba?
I couldn't do anything right-handed for a long time.
Sağ elimi uzun süre kullanamadım.
I couldn't do anything before then.
- Ondan önce bir şey yapamam.
I couldn't do anything wrong.
Sanki hiç hata yapmayacakmış gibi.
- I couldn't do anything.
- Başka şansım yoktu Bobby.
I couldn't do anything.
Hiçbirşey yapamadım.
I couldn't do anything.
Bir şey yapamam.
I got sad, so sad I couldn't do anything, practically.
Üzüldüm, öyle üzüldüm ki hiçbir şey yapamadım.
I couldn't eat. I couldn't sleep. I couldn't do anything but think of Diane.
Yemek yiyemiyor, uyuyamiyor, Diane'i düsünmekten baska bir sey yapamiyordum.
Somebody tried to kill you, but I couldn't do anything to stop him.
Biri seni öldürmeye çalıştı ama onu durdurmak için hiç bir şey yapamadım.
Oh, right, I couldn't do anything like that.
Haklısın, ben böyle bir şey yapamam.
I couldn't have had anything to do with it.
Benim bu konuda yapabileceğim bir şey yok.
Anyway... do you remember that you once asked me... to say something nice about my island... and I couldn't think of anything?
Neyse... Hatırlıyor musunuz bir keresinde bana adam ile ilgili güzel bir şey söyle demiştiniz ve ben bir şey diyememiştim?
But when I saw that, I just realized I couldn't do anything to stop it.
Ama onu gördüğümde önüne geçmek için yapacak bir şeyim olmadığını fark ettim.
Pools, raffles, card games - I couldn't do anything.
Piyango, kart oyunu, - Ben hiçbir şey yapamıyorum.
I can't believe it. I couldn't do anything.
İnanamıyorum.Hiçbir şey yapamadım

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]