I couldn't find it Çeviri Türkçe
384 parallel translation
Rhett, I was so cold and hungry and so tired. I couldn't find it.
Çok üşüyordum, çok aç ve yorgundum onu bulamadım.
I ran through the mist and I couldn't find it.
Sise doğru koştum ama onu bulamadım.
I would have taken it down, only I couldn't find a pencil. I looked.
Yazacaktım ama kalem bulamadım.
Well, remember I said you couldn't hide anything from me because I'd find it out?
Benden hiçbir şey saklayamadığını çünkü ortaya çıkardığımı söylemiştim, hatırlıyor musun?
I couldn't find the key to turn it off.
- Kapatmak için anahtarı bulamadım.
I couldn't find it in the phone book.
Rehberde bulamadım.
I tried to find out who it was later, but I couldn't find out.
Kim olduğunu öğrenmeye çalıştım ama bulamadım.
I couldn't have this baby and then have it find out I'd sent its father into that poison gas chamber for murder.
Bu bebeğe sahip olamam, sonra cinayet suçuyla zehirli gaz odasına babasını göndermiş olmayı içime sindiremem.
I couldn't find it.
- Kapıyı bulamadım.
But the tide was too fast and I couldn't find it.
Ama akıntı çok kuvvetliydi ve onu bulamadım.
I couldn't find it.
Afedersin. Bir türlü bulamadım.
I couldn't find it.
Bulamadım.
Not as long as he has that letter. I've looked everywhere and I couldn't find it.
Her yere baktım ama bulamadım.
You spent World War II in Greenland working on something so top secret that even I couldn't find out about it.
Dünya Savaşı'nda Grönland'da bulunmuşsnuz o kadar gizli bir şey üzerinde çalışmışsınız ki ne olduğunu ben bile bulamadım.
I couldn't find it for a whole week.
Bir hafta boyunca bulamamıştım.
Well, I couldn't find it.
Şey, onu bulamadım.
No, of course not. I just couldn't find one, so I used it.
Arthur, sorun nedir?
They couldn't find the check for it in his pocket. I said, "Let it go" and started out for a taxi.
Paltonun fişini çocuğun cebinde bulamadılar. "Boş ver dedim" taksiye binmek için yola çıktım.
I went out on this ship to try and find some help, but I couldn't make it and died out at sea.
Yardım aramaya çıkmıştım ama başaramadık ve herkes öldü.
I couldn't find it.
Bulamadım, biliyor musunuz. Hâlbuki çok basit.
If I couldn't find Chaney in 4 months, I would not advise others how to do it!
Dört aydır onu bulamadıysam, başkasına nasıl bulacağını tavsiye etmem!
I couldn't find it in my trunk, they forgot to pack it.
Onu çantamda bulamadım, koymayı unutmuşlar.
I brought it to school. I was changing after gym and I couldn't find it.
Onu okula götürdüm, zaten hep takıyordum beden dersinden çıktığımda giyinirken baktım ki yok olmuş.
Still I couldn't find it
Hiçbirşey bulamadım ama
But I just couldn't find the right words, so finally I took my hand... I put it on a piece of paper, I outlined it with a pen... and I wrote in the center something like, "Your heart is in my hand."
Ama bir türlü doğru sözcükleri bulamıyordum, ben de elimi kâğıdın... üzerine koydum, ve çevresini kalemle kâğıda çizdim...
It arrived at 8 : 30, but I couldn't find you.
Sekiz buçuk gibi geldi, efendim.
I couldn't find it.
- Bulamadım.
- I don't have any I couldn't find it in the pharmacies.
Bitmişti. Eczanede bulamadım.
I couldn't find the head or the tail of it.
Ne başını ne de kuyruğunu bulamadım.
I couldn't find a way to handle it.
Başa çıkmanın bir yolunu bulamadım.
He hid whatever he had on the guy so well... even I couldn't find it.
Adamla ilgili kanıtları öyle iyi saklamış ki... ben bile bulamadım.
I couldn't find it.
Ben bulamadım.
And my brother and I were much excited as you could imagine of the treasure that my father had spoken but try as we might we couldn't find it.
Daha sonra, tahmin edeceğiniz üzere, kardeşim ve ben babamın bahsettiği hazine yüzünden oldukça heyecanlanmıştık. fakat ne kadar denesek de bulamadık.
But I always had problems with space and it was.. .. getting store I couldn't find anything and you know how always buy new things.
Ama yer sıkıntısı yaşıyordum ve aradığımı bulamaz olmuştum.
I never wanna see that guy again get him outta here and then we couldn't find Seth Cohen so our casting director Patrick Rush said well what about this guy Adam Brody w-I went back in to see Josh an I read for Seth NCIS it was total improv and he finished I was like what was that
Sonra Seth Cohen'i bulamadık.
First of all I gotta apologize, because we were trying to find you and it's a very important job, but I couldn't find you. So I had to give it to Walsh, but now he's fucking it up...
Öncelikle özür dilemem lazım, çünkü sana ulaşmaya çalıştık çok da önemli bir iş, ama seni bulamadım ve işi Walsh'a verdim.
I couldn't decide whether to use a timer or not. You'll have to find that out when you open it.
Saatli mi olsun saatsiz mi, bir türlü karar veremedim.
I checked the files under Heatherton and Rattesnake His, but I couldn't find it.
Heatherton ve Çıngıraklı Yılan Tıslaması dosyalarına baktım,... ama bulamadım.
- I couldn't find it in the dictionary.
- Sözlükte bulamadım.
I couldn't find it. - It's OK.
Bulamadım.
- I couldn't find it.
- Önemli değil.
I couldn't find it after Richard's accident.
Richard'ın kazasından beri bulamıyordum.
I couldn't find it, but I'll try something else.
Koridorda bulamadım. Ama son bir kez deneyeyim.
I remember when you used to lock me in it because you couldn't find a babysitter.
Bebek bakıcısı bulamadığın için beni eski Dodge'a kilitlediğin zamanları hatırlıyor musun?
I couldn't find any pictures in magazines of ordinary, modern... street scenes in America... so I persuaded this guy that I know in Sacramento... to spend a day with me driving around -'cause I don't drive, so couldn't get around and do it myself -
Dergilerde Amerika'daki sıradan modern, sokak manzarası resimlerini bulamadım. Böylece Sacramento'daki o adamı bir gününü benimle geçirmesi için ikna ettim. Çünkü araba kullanmasını bilmiyorum ve bunu kendi başıma yapamazdım.
After it aired, I got transferred to an outpost so remote you couldn't find it with a hunting dog.
Yayından on dakika sonra, av köpeğiyle bile bulunamayacak ücra bir yere tayin edildim.
At that time there was nothing really available that I could find written on film... except one book... sort of my first film book, although I couldn't afford to buy it... and couldn't find a copy except the only one available from the New York Public Library.
Film konusunda o zamanlar herhangi bir yazılı kaynak yoktu,.. ... tek bir kitap dışında. Param yetmese de filmlerle alakalı ilk kitabımdı.
I couldn't find it.
Onları bulamadım.
I couldn't find a parking space. It's okay.
Park yeri bulamadım.
Sorry, I couldn't find it. This- - We haven't been doing it in a while.
Bulamadım çünkü şey, uzun süredir yatmıyoruz, bilirsin işte.
Do you really think "I couldn't find it" is acceptable? !
Sen gerçekten de "Ben onu bulamadım" sözünü kabul edeceğimi düşündün mü?
i couldn't agree more 197
i couldn't find you 43
i couldn't resist 80
i couldn't stand it 38
i couldn't hear you 49
i couldn't help it 192
i couldn't stop 53
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105
i couldn't believe it 179
i couldn't find you 43
i couldn't resist 80
i couldn't stand it 38
i couldn't hear you 49
i couldn't help it 192
i couldn't stop 53
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105
i couldn't believe it 179