English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I couldn't tell anyone

I couldn't tell anyone Çeviri Türkçe

58 parallel translation
- He fixed it so as I couldn't tell anyone.
— Kimseye söylemeyeyim diye düzen kurmuş.
I couldn't tell anyone, no one would believe me.
Kimseye anlatamazdım, kimse bana inanmazdı.
And then he told me that if I didn't continue to have relations with him... that he was gonna tell you, and I couldn't let anyone hurt you.
Sonra da onunla ilişkiye girmeye devam etmezsem sana diyeceğini söyledi. Kimsenin seni incitmesine izin veremezdim.
I couldn't tell this to anyone else.
Bunları hiç kimseyle konuşamazdım.
I... I couldn't tell anyone, not until I could face you.
Ben... kimseye anlatamadım, seninle karşılaşma olanağı buluncaya kadar.
I couldn't tell anyone.
Kimseye söylemedim.
I couldn't tell anyone.
Kimseye anlatamadım.
I couldn't tell anyone.
Kimseye söyleyemedim.
But I couldn't tell anyone.
Ama kimseye söyleyemedim.
- I couldn't tell anyone.
- Kimseye söyleyemezdim.
After that night, I couldn't tell anyone.
O geceden sonra hiç kimseye söyleyemedim.
He said he was living under an assumed name and that nobody knew he was alive. And, for his protection, I couldn't tell anyone that I had spoken to him.
Takma bir isim altında Avrupa'da yaşadığını ve yaşadığını hiç kimsenin bilmediğini ve kendi güvenliği için, onunla konuştuğumu kimseye söylememem gerektiğini söyledi.
I'd sworn an oath of secrecy, And I couldn't tell anyone.
Gizlilik andı içmiştim ve kimseye söylemezdim.
Summer, I couldn't tell anyone.
Summer, Kimseye söyleyemedim.
It's driving me crazy, and I couldn't tell anyone else.
Bu beni deli ediyor ve bunu başkasına anlatamazdım.
What you wanted from me, I couldn't give to anyone. Tell me something I don't know.
Benden istediğin şeyi, hiç kimseye veremedim.
I couldn't ever tell anyone.
Ağzımı bıçak açmaz!
If anyone survives, I'll tell them I couldn't have done it without you.
Hayatta kalan olursa, onlara sen olmasan, bunu başaramazdım diyeceğim.
I see... what do you mean that you couldn't tell anyone.
Anlıyorum. Kimseye söyleyemedin derken ne demek istiyorsun.
Back home, she claimed I had died at birth and couldn't tell anyone where I was.
Eve döndüğünde, doğumda öldüğümü iddia edip, nerede olduğumu kimseye söyleyememiş.
And I couldn't tell anyone.
Ve kimseye de anlatamıyordum.
I couldn't tell anyone.
Kimseye anlatamamıştım.
But I really couldn't tell anyone that.
Ama bunu kimseye söyleyemezdim.
She said I couldn't tell anyone, and then she was gone.
Bunu kimseye anlatamam, dedi. Daha sonra da çekip gitti.
And I couldn't tell anyone I was living here
ve burada yaşadığımı kimseye söyleyemezdim.
And until this place was staffed, I couldn't tell anyone.
- Wow.
I've known about this for days, but couldn't tell anyone for security purposes.
Bunu günler öncesinden biliyordum fakat güvenlik nedeniyle kimseye söylemedim.
We couldn't tell anyone we work with because of my big promotion that I had coming up.
İş arkadaşlarımıza söyleyemedik çünkü daha yeni önemli bir terfi almıştım.
i couldn't tell anyone.
Kimseye söyleyemedim.
Sorry, I just couldn't tell anyone.
Kimseye söyleyemezdim. Peki ya ben?
She's the girl that I couldn't tell anyone about
Daha önce hakkında konuşmadığım biri! Benim kadınım.
It's why I couldn't tell you or anyone.
Bu yüzden sana ya da başkasına söyleyemezdim.
So now do you see why I couldn't tell anyone?
Şimdi neden kimseye söyleyemeyeceğimi anlıyor musun?
I couldn't tell anyone.
Ben... hiç kimseye söyleyemedim.
I couldn't tell anyone.
Kimseye söyleyemezdim.
So next I'll chime in about how it affected our marriage, uh, starting with the, uh, the deceit, why we couldn't tell anyone.
Sonra ben bunun evliliğimizi nasıl etkilediğini söylemek üzere söze karışacağım... Kargaşalardan, yalanlardan, neden kimseye anlatamadığımızdan bahsedeceğim.
I couldn't tell my mother or anyone in my family.
Anneme bile söyleyemediğim, hatta ailemden kimseye söyleyemediğim bir sırla.
I had to be discreet. I couldn't tell anyone.
Gizli olmalıydı.
I couldn't tell anyone what happened.
- Ama olanları kimseye anlatamadım. - Kızını korumaya çalışıyordun.
"I can't tell you how many times I've wanted " to enjoy a crisp pickle, but couldn't find anyone " to suck the lid off the jar.
"Şimdiye kadar kaç defa salatalık turşusu yemek istediğimi ama kapağını emip, açacak birini bulamadığımı söylesem azdır."
I couldn't tell anyone about it.
Bunu kimseye söyleyemem.
I couldn't let her tell anyone.
Kimseye söylemesine izin veremezdim.
When I realized just how messed up that was, I couldn't tell anyone.
Ne boktan bir durum olduğunu anladıktan sonra kimseye söyleyemedim bunu.
I couldn't hear everything they said, But I could tell that bobby Didn't want anyone to know about it.
Söyledikleri her şeyi duyamadım ama şunu söyleyebilirim ki, Bobby bunu kimsenin bilmesini istememişti.
( CHOKING ) I couldn't tell anyone.
Kimseye söyleyemedim.
And she got all pissed, saying I couldn't tell anyone that I'd seen her there.
Çok sinirlendi ve onu orada gördüğümü kimseye söylemememi istedi.
They said I couldn't tell anyone.
Bana kimseye söyleme dediler.
Could've killed 10 people, I couldn't tell anyone.
10 kişiyi öldürmüş olsan kimseye söyleyemezdim.
I loved you, and you let some stupid secret that I would never tell anyone come between us because you couldn't trust me with it.
Seni sevdim, ve sen kimseye söylemeyeceğim salak bir sırrın aramıza girmesine izin verdin çünkü bana güvenemedin.
I couldn't tell anyone, of course.
Kimseye söyleyemezdim elbette.
I couldn't tell anyone while he was alive.
Jamal hayattayken kimseye söyleyemezdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]