I didn't ask for it Çeviri Türkçe
148 parallel translation
I didn't intend to ask you for it.
İstemeye niyetim yoktu.
And may I ask, why didn't you do it that way for the audience?
Sorabilir miyim, niye seyircilere böyle yapmadın?
Why, I didn't ask for the judge's job, but I got it, and now I need help.
Yargıçlığı ben istemedim, verdiler ve yardıma ihtiyacım var.
I ran searching for love, but I didn ´ t find it.
Aşkı aramak için kaçtım ama bulamadım.
I didn't ask for it!
Bu suyu ben istemedim!
I don't like it and I didn't ask for it.
Bunu sevmiyorum ve istemedim de.
Mrs. Lautmann, I didn't come for recipes... I... for heaven's sake, where did I put it?
Bayan Lautmann, buraya tarifler için gelmedim. Ben... Tanrı aşkına, nerede bu?
- I didn't ask for it.
- Ben istemedim ki.
I didn't ask for this marriage, you asked for it!
Bu evliliği ben istemedim, sen istedin!
I didn't ask if it were for sale, I just want to know what it's worth.
Size satılık olup olmadığını sormuyorum, bu evin fiyatının ne olduğunu soruyorum.
I don't get it, didn't they ask what it was for? ...
Anlamıyorum, ne için olduğunu söylemediler mi?
Hope I didn't hit anybody. But over here, at Camp North Star this morning, we're gonna be having a delicious gruel breakfast, and don't forget to ask for seconds, because it's all the gruel you can eat.
Umarım kimseyi vurmamışımdır....... ama bizler, bu sabah Kuzey Yıldızı Kampında enfes bir kahvaltı yapacağız ve sakın kahvaltı saatini kaçırmayın çünkü yiyebileceğiniz sadece son kırıntılar burada.
I may not be asking for 50 years of love, honour and obey, but it would be nice if, during the ceremony, you didn't drool.
Senden elli yıllık bir aşk, bağlılık ya da itaat istiyor değilim ama en azından tören esnasında ağzının suyu akmasın.
Look, Reese, I didn't ask for this honour and I don't want it.
Bak, Reese, bu onuru istemedim ve hiç birini istemiyorum.
I didn't ask for it. They need me.
Bana ihtiyaçları var.
You know, I purposely didn't ask you for any money today, and now you're going to go blow it at the track.
Yani, ben bilerek bugün senden para istemedim ve şimdi sen o parayı yarışta harcamaya gidiyorsun.
I didn't ask for it.
Bunu ben istemedim.
For Christ's sake, I said it, I didn't do it.
- Tanrı aşkına, ağzımdan çıkıverdi.
I didn't ask for that, and I don't want it.
Affetmeni istemedim ve kabul etmiyorum.
Which means I didn't ask nearly enough money for it.
Bu da heykelin ucuza gittiğini gösterir.
Now, I didn't ask for it, I don't understand it but you can't explain it all by the book.
Bunu ben istemedim ve anlamıyorum da ancak her şeyi kitaba göre açıklayamazsın.
I was afraid I was gonna have to ask you for this. And then you'd say you... didn't have it, and... well..., you know how that goes.
Ben de sana bunu soracaktım ve sen de onun sende olmadığını ve onun nasıl buraya geldiğini bilmediğini söyleyecektin.
I thought about it a lot, but I didn't ask for this.
Bunu çok düşündüğümü itiraf ediyorum ama bunu ben istemedim.
You were born with it, so don't cop out behind : "I didn't ask for this."
Böyle doğdun. Şimdi arkasına saklanma.
Mama - it may sound cross - as I didn't ask for and don't want any more than my allowance, I shan't answer questions as to what I do with it.
Anne - söylediğim hoş olmayabilir - senden bir şey istemedim ve daha fazla para da istemiyorum u yüzden bu soruyu cevaplandırmayacağım.
It was done to me and I didn't ask for it, The Group gave me a vaccine,
Ben istemeden yaptılar. Grup bana aşı yaptı.
- I didn't ask for this role but I'll play it.
- Evet, bayan. - Bu rolü istemedim. Ama oynayacağım.
- I didn't ask for it.
- Senden yardım istemedim.
I got the job on my own. It paid enough, that I didn't have to ask the old man for cash. And it annoyed Daniel that his son was even working at such a low-clas job.
İşi kendim bulmuştum, babamdan harçlık istememe gerek kalmıyordu, ve oğlunun böyle alt tabaka işinde çalışması Daniel'ı delirtiyordu.
And I know you didn't ask for this, but you do it every day.
Bunu senin talep etmediğini biliyorum ama her gün yapıyorsun.
WELL, I DIDN'T ASK FOR IT AND I DON'T WANT IT.
Ben istemedim, ve istemiyorum da.
I didn't ask for it.
Ben istemedim.
I know you didn't ask for one, but I felt I owed it to you for giving me a second chance.
Talep etmediğinizi biliyorum, ama bana ikinci bir şans verdiğiniz için kendimi borçlu hissettim.
But it's better for both not to ask questions. So I didn't.
Böyle ilişki yaşayanlara o tarz sorular sormamak daha iyidir, ben de sormadım.
- I didn't ask for it.
- Haldol istemedim.
I didn't ask for his number, you asked for his number, therefore it has to be up to you as to whether or not I get his number.
Numarasını isteyen ben değilim sensin. Tamamıyla sana bağlı.
- I didn't ask for it.
- İhtiyacın vardı.
I know you didn't ask for any of this... but I don't think you have it in you to quit either.
Bunların hiç birinin olmasını istemediğini biliyorum. Ama savaşmaktan vazgeçeceğini de sanmıyorum.
Miss Kaufman bought it for me. I didn't ask for it.
- Bn Kaufman aldı, ben istemedim.
I didn't ask for it.
Zaten istememiştim.
I didn't ask for this and I don't like it.
L Bu ve ben bunu sevmiyorum talep yoktu.
Well, I didn't mean it. And for God sakes, the man mummified you.
Öyle demek istemedim ve Tanrı aşkına adam seni mumyaya çevirdi.
IT'S FOR A GOOD CAUSE, SO IT'S FREE. CHRIST, DIDN'T I TEACH YOU ANYTHING?
Tanrı aşkına, sana hiçbir şey öğretemedim mi?
As much as I appreciate it, I didn't come here to ask for your advice.
Senden tavsiye istemeye gelmedim.
I didn't ask for the solution to this horrible problem to be wonderful, it just is.
Bu berbat problemin böyle güzel bir çözümü olmasını ben istememiştim ama oldu.
And you've got a great ass, Naomi, I'd ask you to shake it for us if I didn't think you were so full of shit.
Harika bir götün var Naomi, eğer bok dolu olmasaydı bizim için sallamanı isterdim.
I didn't ask for it, but I do.
Bunu istemedim, ama yapabiliyorum.
Didn't it occur to you that I'd ask for them one day?
Bir gün almak isteyeceğim, hiç aklınıza gelmedi mi?
And she's asked me for all kinds of favors, and I just didn't think it was too much to ask who he was.
Ve benden bir sürü şey yapmamı istedi ama ben, onun kim olduğunu sormanın çok fazla bir şey olmadığını düşündüm.
I didn't even ask for it.
Üstelik istememiştim.
It comes from a higher place, and I didn't want it and I didn't ask for it and sometimes I wish I never had it, but the fact is, I do have it.
O çok yüksek bir yerden geliyor. Ve onu dilemedim istemedim. Bazen ona hiç sahip olamamayı diledim.Ama gerçekte, ben buna sahibim.