I didn't know anything about that Çeviri Türkçe
88 parallel translation
Well, they was aimin'to swing Pinky for somethin'he didn't do — something he didn't even know anything about — so I figured that —
Pinky'i yapmadığı, hatta hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir şey yüzünden asmaya niyetliydiler, ben de düşündüm ki -
You know I didn't say anything when the cattle was stolen... and I didn't say anything about that horse deal in Sage... but your absence last night is something I won't put up with.
Biliyorsun sığır çalınırken birşey demedim... Sage deki at işinde de birşey demedim..... ama dün akşamki kayboluşuna hoşgörü gösteremem.
Except I didn't know anything about that $ 10,000 insurance policy.
Ayrıca, şu 10 bin dolarlık sigorta poliçesinden de haberim yoktu.
Listen, I was going to tell Sims that I pumped Steve and that he wouldn't tell me anything'cause he didn't know anything about you.
Dinle, Olanları Sims'e anlatacaktım. Steve'in ağzından laf almak istedim ama o bana hiçbirşey söylemek istemedi. Senin hakkında birşey bilmiyordu.
I didn't know anything about the baby until that afternoon.
O akşama kadar bebek hakkında hiç bir şey bilmiyordum.
Look, Dan, if it's about your brother, I didn't know anything about that.
Bak Dan, eğer kardeşinle ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsan, olanlar hakkında hiç bir şey bilmiyorum.
I suppose you're going to tell me that you didn't know anything about that.
Sanırım bu konuda hiç bir şey bilmediğinizi söyleyeceksiniz.
I didn't know anything about it, if that's what you're thinking.
Aklından geçen buysa, benim haberim yoktu.
I said that you didn't know anything about it.
Bu konuda hiç bir şey bilmiyorsun dedim.
I didn't know anything about that.
Ben hiç bilmiyordum.
I didn't know anything about that.
Bunu hiç bilmiyordum.
Teddy, that stuff about Page. I didn't know anything about it.
Teddy, Page'le ilgili anlatılanlar hakkında en ufak bir bilgim yoktu.
I didn't even know anything about that.
Bunu bilmiyordum.
I mean, it's about the kids that were over there who didn't know anything about anything.
Yani, bu herhangi bir şey hakkında en ufak bir fikir sahibi olmayan çocuklarla ilgiliydi.
And it didn't matter that I didn't know anything about it?
Olanlar hakkında bir bilgimin olmamasının önemi yok muydu?
Fran, I didn't know anything about that.
Fran, hiçbir fikrim yoktu.
But I feel bad about my mother because I know she didn't want it that way. But if she knew I was living here, and I didn't need the store, or even the house or anything, then I think she might think it's all right to let it go.
Ama annem adına kötü hissediyorum çünkü böyle olmasını istemediğini biliyorum ama burada yaşadığımı bilseydi ve mağazaya ihtiyacım olmadığını ya da hatta eve bile, bence o zaman bırakmam sorun olmazdı.
The reason I ask is because when that DA investigator came by today, he was asking me about it, and I realized I really didn't know anything.
Soruyorum çünkü bugün Bölge Savcısı bana sormuştu ve ben hiçbir şey bilmediğimi fark ettim.
I didn't say anything about Phyllis's weight... that the whole room didn't already know.
Phyllis'in kiloları hakkında, odadaki herkesin bildiği şeyden başka birşey söylemedim.
Afterwards, I realized that there was no way I could have been nervous just then because just then I didn't know there was anything to be nervous about.
Sonradan düşündüm de, o sırada gergin olamazdım... çünkü o sırada gergin olmamı gerektiren bir şey olduğunu bilmiyordum.
Tell them that I didn't know anything about what was goin'on and that Dan threatened me, he had a gun.
Olan biteni bilmediğimi ve Dan'in beni tehdit... ettiğini anlat. Silahı vardı.
- I didn't know anything about that, or I'd never have recommended her.
- Hiç bilmiyordum bilseydim tavsiye etmezdim.
I didn't say or do anything embarrassing to you that I should know about did I?
Seni utandıracak bir şey söylemedim veya yapmadım değil mi?
Oh, I didn't know anything about that.
Ah, bu konuda birşey bilmiyordum.
That's a surprise, I didn't know anything about it.
Şaşkına döndüm. Hayır, bilmiyordum.
I think he said that he didn't know anything about mountaineering.
Sanırım dağcılık hakkında hiç birşey bilmediğini söylemişti.
I didn't know anything about that.
Bu konuda bir şey bilmiyordum.
When I didn't know anything about anything. And... that just really showed that in a very concrete way... showed a direction forward... and for me to be doing this is very much about that.
Hiçbirşeyi bilmezken... ve... somut şekilde... doğru yolu gösterenler...
Now look, I know that you got your own troubles to deal with right now, - butI didn't say anything to I.A. about what - - let's just stick to your problem, okay?
Bak, şu an kendi derdinle yeteri kadar meşgulsün biliyorum ama İçişleri'ne hiçbir şey söylemedim...
I heard about what happened, and I wanted to let you know that I didn't know anything about it.
Olanları duydum, ve bilmeni isterim ki bununla ilgili hiçbir şey bilmiyordum.
I knew the president was going to be visiting that night, but I didn't know anything about any protesters or anything like that.
O akşam Başkan'ın orada olacağından haberdardım. Ancak protestoculara dair hiçbir şey duymamıştım.
Now I remember. He said that his wife didn't know anything about this.
Şimdi hatırlıyorum.Karısının bu konu hakkında birşey bilmediğini söyledi
You people like pizza? You need to tell Jenna that this whole thing was your idea and that I didn't know anything about it, and that she should be mad at you, not me.
Jenna'ya bunun senin fikrin olduğunu, benim haberim olmadığını, bana değil sana kızmasını söyle.
I don't know if you'll do just about anything if it's for yourself or if you're just a big spender, but... didn't that mini-LCD TV cost 39,800 yen?
Yaptığın şeyleri kendini korumak için mi yaptığını yoksa hırslı olduğun için mi yaptığını bilmiyorum. O minyatür LCD televizyon 39.800 yen değil miydi?
I swear I didn't know anything about that camera.
Yemin ederim o kamera hakkında bilgim yoktu.
Wow, I didn't know anything about that, I swear.
Yemin ederim bunu bilmiyordum.
And then there's a photo. Nice. I didn't know anything about that.
Daha da önemlisi sayın yargıç, müvekkilim Bayan McNally'i dört saat tanıdıktan sonra evlendiler, üstelik dejenere bir eyalette.
Of course, it turns out I really didn't know anything about him except that he did not like advertising.
Tabii sonunda anladim ki hakkinda reklamciligi sevmemesi disinda bir sey bilmiyormusum.
Walt Kowalski once said to me that I didn't know anything about life or death because I was an over-educated, 27-year-old virgin who held the hands of superstitious old women and promised them eternity.
Walt Kowalski bir kere bana yaşam ve ölümle ilgili hiçbir şey bilmediğimi çünkü batıl inançlı kadınların elini tutup onlara sonsuzluğu vaat eden fazla okumuş 27 yaşında bir bakir olduğumu söylemişti.
And I don't know anything about anything, but I know what happened that day, and I know I didn't kill Katie.
Bak, olup bitenler hakkında bir şeyden haberim yok ama o gün ne olduğunu biliyorum. ve Katie yi öldürmedim.
You let them know when I.I.D. Comes callin'that their answer is that they didn't know anything about it, that they did what they were told, they turned in clean run sheets, and they don't know what anyone else sent upstairs for staff review.
Onlara söyle, İçişleri gelip onlara sorular sorduğunda hiçbir şey bilmediklerini sadece denileni yapıp evraklarını teslim ettiklerini ve ekip teftişi için kimin yukarıya, ne gönderdiğini bilmediklerini söylesinler.
You're insinuating I didn't know very much about her. How stupid could I have been that I didn't know anything.
Onun hakkında pek bir şey bilmediğim, hatta hiçbir şey bilmediğim için daha ne kadar aptal olabileceğimi ima etmeye çalışıyorsun.
You had to know that I was alive, that you didn't have to feel guilty about anything.
Hayatta olduğumu bilmen gerekiyordu. Suçlu hissetmene gerek yoktu.
Uh, no, I didn't know anything about that.
Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I went through UCLA as a Republican who didn't like anything about the war in Vietnam, who didn't like anything about government with this naive belief that, you know, you can get inside the system and change it from the inside.
Bir cumhuriyetçi olarak UCLA'den mezun oldum Vietnam savaşı hakkında hiçbirşeyi sevmiyordum hükümet hakkında hiçbir şeyi sevmiyordum, Sistemin içine girebilirsen, onu içerden değiştirebilirsin diyen o naif düşünceye inanıyordum.
You didn't tell me anything about her, before tonight, but then I think you know that.
Dün geceden önce onunla ilgili hiçbir şey söylemedin, biliyorsun.
I want to know why they didn't do anything about that during their evolutionary process.
Evrim geçirirken kesinlikle bir yanlışlık olmuş olmalı.
- I didn't know anything about that.
Hem de hiç! - Haberim yoktu, tamam mi?
Because I didn't know anything about it until you just said that.
Çünkü az önce sen söyleyene kadar hiçbir şey bilmiyordum da ondan.
I didn't know anything about that.
Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
Yeah, I don't really know anything about that. My point is, I cared about someone once, but because my father didn't approve,
Benim demek istediğim, bir zamanlar değer verdiğim biri vardı.