English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I didn't know you

I didn't know you Çeviri Türkçe

16,271 parallel translation
I didn't even know you were in here.
Burada oldugunu bile bilmiyordum.
You know what? I didn't even know that you were engaged.
Ben sizin nişanlı olduğunuzu bile bilmiyordum.
You know, I didn't ask you to come to my apartment this morning, but you did.
Biliyorsun, bu sabah evime gelmeni ben istemedim. Sen kendin geldin.
If I didn't know better, I'd think you were finally on my side.
Seni tanımasam sonunda benim tarafımı tutuyorsun sanacağım.
You know, I'm really glad that you didn't die in quarantine. "
Karantinada ölmediğin için çok sevindim. "
I know you didn't rob these people.
Bu insanları soymadığını biliyorum.
You know, I was a little busy getting my ass handed to me, so I didn't really notice.
Dayak yemekle biraz fazla meşguldüm, bu yüzden bakamadım.
How do I know the two of you didn't lace this with a sedative to put me on my ass?
Beni yerime oturtmak için içine bir yatıştırıcı koymadığınızı nereden bileceğim?
- I didn't know you and Tom...
- Sen ve Tom'u bilmiyordum.
Yeah, it's weird, you know,'cause it didn't really hurt when it happened, but then the next day, I had this... this gnarly bruise.
Yeah, it's weird, you know,'cause it didn't really hurtBiliyor musun çok garip çünkü başta... hiç acıtmadı ama sonraki gün kocaman bir morluğum vardı.
I didn't have to, but... I had to, you know?
Yapmak zorunda değildim ama yaptım işte.
I didn't know that you felt that way.
Böyle hissettiğini bilmiyordum.
I didn't know if I was just helping them out in a tough time, you know?
Ya da sadece zor zamanlarda yardım edip etmediğimi...
I just didn't want him to get away, you know?
Kaçmasını istemedim.
I just wanted to let you know, so it didn't come as a big shock.
Yalnızca bilmeni istiyorum ki büyük şok yaratmasın.
You know I didn't do it.
Benim yapmadığımı biliyorsun.
I didn't know about you.
Seni bilmiyordum.
I didn't even know what I could do yet, but I knew that I could save you.
Neler yapabildiğimi bilmiyordum ama seni kurtarabileceğimi biliyordum.
You know, once I saw you, I realized why Zoom didn't kill me.
Seni gördüğüm an Zoom'un beni neden öldürmediğini anlamıştım.
Miscarriages were easier, you know, because I didn't have to worry, but now this.
Düşük yapmak kolaydı çünkü endişe etmeme gerek kalmıyordu ama bu.
There was a reason it took me so long to tell you,'cause I didn't know where we stood, but I do now.
Sana uzun süre sonra söyleyebilmemin sebebi nerede durduğumuzu bilemememdi ama artık biliyorum.
I didn't know you went out.
Dışarı çıktığını bilmiyordum.
I didn't know pregnancy made you so constipated.
Hamileliğin kabızlığına neden olduğunu bilmiyordum.
I didn't know you had company.
Misafirin olduğunu bilmiyordum.
Well, I didn't know you were gonna go with him.
Onunla gideceğini bilmiyordum.
I swear to you, I didn't know.
Yemin ederim, bilmiyordum.
You know I didn't bring you here to study, right?
Buraya seni çalışmaya getirmediğimi biliyorsun değil mi?
Listen, I know that when you sent me away with the kids... that there were things you didn't tell me.
Dinle, çocuklarla beni gönderdiğin zaman bana anlatmadığın bazı şeyler olduğunu biliyorum.
I didn't know you were b... back in town.
Döndüğünden haberim yoktu.
Robin said I didn't know enough about you.
Robin, senin hakkında yeterince şey bilmediğimi söylemişti.
I thought musicians didn't like outsiders to sit in on rehearsals, you know?
Müzisyenlerin provalarda yabancılardan hoşlanmadığını düşünmüştüm.
- I didn't know if you had Wi-Fi.
- Wi-fi varsa başka tabi.
I didn't know you were here.
Burada olduğunu bilmiyordum.
- Olivia, I didn't know you were in town.
- Olivia şehirde olduğunu bilmiyordum.
I know the press conference must've caught you off guard, but the president didn't want you to know.
Basın toplantısının hazırlıksız iken denk geldiğini biliyorum. Ama Başkan bilmenizi istemedi.
You totally didn't know I was in there.
Kesinlikle burada olduğumu bilmiyordun.
You honestly didn't know I worked here?
Gerçekten burda çalıştığımı bilmiyor muydun?
You know you weren't supposed to include anyone I didn't tell you to, Alex.
Sana söylemediğim kişileri işin içine dahil etmemeliydin, Alex.
I didn't know who you were.
Senin kim olduğunu bilmiyordum.
I didn't know you were back in town.
Şehre döndüğünü bilmiyordum.
I suspect that today's drama didn't let you get to know the programs very well.
Bugünkü olayın programları tanımana engel olduğunu sanıyorum.
I didn't know you could finish a sentence without your western twin breathing in your ear.
Batılı ikizin kulağına fısıldamadan doğru düzgün konuşabildiğini bilmiyordum.
Yeah, you just didn't know him like I did.
Evet, onu benim gibi tanımıyordun.
Listen, I didn't want you to leave your daughter in the middle of a fight, you know?
Kızınla kavga ettikten hemen sonra ayrılmanı istemedim, anlarsın ya?
I didn't know whether you'd want to hear it or not.
- Duymak ister misin bilemedim.
I didn't know you were back.
Döndüğünden haberim yoktu.
I know you didn't manage to screw the whole town up all over again while I was on my weekend trip to limbo.
Bir hafta sonu arafa gittim diye tüm kasabanın içine edemeyeceğini biliyorum.
I didn't know you knew where I lived.
Kaldığım yeri bilmediğini sanıyordum.
What do you mean if I didn't do it? You know I didn't do it.
Ne demek yapmadıysan?
When you said you'd fix things, I didn't know this is what you meant.
İşi halledeceğini söylediğinde bunu kast ettiğini bilmiyordum.
Magnus, I didn't know you were here.
- Magnus, burada olduğunu bilmiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]