I don't know how it works Çeviri Türkçe
131 parallel translation
I don't know, how it works.
nasıl işe yarayacak, bilmiyorum.
Kind of electrical thing but I don't know how it works.
Elektrik şey Tür ama nasıl çalıştığını bilmiyorum.
I really don't know about politics, how it works...
Siyasetin nasıl yapıldığını hiç bilmem...
I don't know how it works,'cause I never eat breakfast.
Nasıl çalıştığını bilmiyorum, çünkü hiç kahvaltı etmem.
I don't know how it works, but it's mechanical.
Kesinlikle kusursuz.
I don't know how it works, but it puts pictures in your head.
NasıI yaptığını bilmiyorum ama kafana resimler koyuyor.
I don't know how it works. It's a gravitational lens.
Nasıl çalıştığını bilmiyorum ama bir çeşit yer çekimi merceği gibi.
- I don't even know how it works.
- Nasıl çalıştığını bile bilmiyorum.
I don't know how it works out there.
- Orada işler nasıl yürür bilmiyorum.
I don't know how it works here in Los Angeles.
Los Angeles'da nasıl işliyor bilmiyorum.
I don't know how it works. It's a gravitational lens.
Nasıl çalıştığını bilmiyorum ama bu bir yerçekimsel mercek.
I don't know how it works, but we saw Paula.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama Paula'yı gördük.
I don't even know how it works, Bridget, but by tomorrow, I'll have the secret... and the skin.
Nasıl çalıştığını bile bilmiyorum Bridget ama yarına kadar sırrı çözeceğim ve derime ulaşacağım.
POSTMAN : I don't think you know how it works.
Alkis tebrik icindir.
I don't know how it works, though... It looks alive, doesn't it?
Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum ama bu canlı gibi görünüyor.
I still don't know how it works.
Hala nasıl yürüdüğünü anlamadım.
I don't know how it works.
Nasıl işlediğini bilmiyorum.
Will. I don't know how it works in a gay relationship.
Will, eşcinsel ilişkilerde nasıl işler bilmiyorum ama...
Still, I don't know. Maybe that's how it works between you two.
Belki de bu ikinizin planladığı bir şeydi.
I don't know how it works.
Nasıl çalıştığını da bilmiyorum.
We don't know... how it works.
NasıI olduğunu bilmiyoruz.
Except, I don't know how this thing works, much less how to modify it.
Yalnız bir şey var, bırak nasıl modifiye edileceğini, bu aletin nasıl çalıştığı hakkında dahi zerre bilgim yok.
- But I don't know how it works.
Ama nasıl çalıştığını bilmiyorum.
It's a pity I don't know how the camera remote works... or this'd be smoother.
Kameranın uzaktan kumandasını kullanmayı bilmemem çok yazık. Öyle olsa bu iş daha düzgün giderdi.
I don't know how fighting works for your marriage, but it probably saved your lives.
Kavganın evliliğinize ne kadar faydasını oldupunu bilemem, ama muhtemelen haytınızı kurtardı.
- Actually, I don't know how it works.
- Aslında, ben de nasıl yapıldıkları bilmiyorum.
I don't know how the hell it works, but this guy could get a cactus pregnant.
- Kaktüsü bile hamile bırakabilir.
I don't know how it works.
Nasıl olacağını bilmiyorum.
I don't know how it works, Brendan.
Kimsenin bildiğini de sanmıyorum. Belki gerçekten yaşlanmadım.
I don't know how it works, they put something inside me.
Bunun nasıl işlediğini bilmiyorum, içime bir şey koydular.
I'm in the middle of something here that - - what? and before you know it, I don't have time to read my magazine. See how that works?
Nasıl çalışıyor anladın mı?
Step on inside, and I'll show you how everything works. I don't want to know how it works.
İçeri gir ve nasıl çalıştığını anlatayım.
A squirrel got the roast. - Michel. - I don't know how it works.
- Sincaplar rostoyu kaptı.
I can't explain it yet. I don't know how it works, but...
Henüz açıklayamıyorum, bu iş nasıl oluyor bilemiyorum.
Look, I don't know how it works back home in lion country, but here, you get the needle for killing cops.
Sizin bozkırda işler nasıl yürüyor bilmiyorum ama burada, polis öldürürsen darağacını boylarsın.
But I don't know how to break this to you... but that is just not how it works.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum... ama işler bu şekilde yürümüyor.
I'm telling you man. I don't know how it happened, but that's just the way that it works.
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama herşey bu sebepten oluyor.
I mean, I don't really know exactly how it works, but it's true.
Nasıl çalıştığını tam olarak bilmiyorum ama bu doğru.
I don't know how it works. But I do know this :
Ben bilmiyorum, ama bilirim ki elektrikle bir adama yemek pişirebilirsiniz,
I don't need to know how it works. I just need more money.
Nasıl işlediği beni ilgilendirmez, sadece daha fazla paraya ihtiyacım var.
I don't know how it works.
Nasıl olduğunu bilmiyorum...
I don't know how it works.
Nasıl çalıştıklarını bilmiyorum.
But I don't even know how it works. Or what my limits are.
Ama nasıl işlediğini ya da sınırlarımın ne olduğunu bilmiyorum.
I don't know exactly how it works, but you'll at least be able to remain human for a while.
Pek fazla bilgim yok, ama şimdi, insan olarak kalabilirsin.
I don't know if I understand how this works, where it goes.
Bunun nasıl yürüdüğünü anlamıyorum. Nereye gideceğini bilmiyorum.
I don't know how to put it but something is different from his previous works, and it's not as appealing.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama önceki eserlerinden farklı bir şey var ve bu çekici değil.
Listen, I don't know how it works, but it does, all right?
Bak, nasıl yürüdüğünü bilmiyorum, ama yürüyor işte, tamam mı?
I don't know how it works. It just works, okay?
Nasıl oluyor bilmiyorum, ama oluyor işte.
And then, I don't even know how it works.
Hem nasıl yürüdüğünü bile bilmiyorum.
I don't know how it works.
Ben pek anlamıyorum.
I don't know how this stuff works, Randy, I... oh, looks like it's Kenny.
Bu işler nasıl yürüyor bilmiyorum, Randy... Görünüşe göre Kenny'miş.